Derin bir iç çekerek ayağımı yere vurmaya başladım. Sabrımın sınırları çoktan aşılsa da sakin olmalıydım. "Bu ne?" dedim sinirle. Charles en az beş kilo gibi duran domatesi alışveriş arabasına koydu. Bir de masum masum gülüyor."Domates. Kansere iyi geldiği söyleniyor." dedi sakince. Elimi alnıma götürüp gözlerimi kapattım. "Evde zaten var. Geri götür." dediğimde durup boş boş baktı. Hayır, sadece bu küçük şey için kızmıyorum. Tüm alışveriş boyunca gereksiz bir sürü şeyi alıp getirdi. Her seferinde geri yollasam da getirmekten bıkmıyor.
Aslında sabah çok güzel bir şekilde uyanmıştım. Charles komidinimin üzerine bir papatya ve not bırakmıştı.
Papatyalar hep açmalı.Bunu okuyunca gerinip daha çok mutlu olmuştum. Ta ki aç olduğumu fark edene dek. Mutfağa gittim ve o acı dolu kareyi gördüm. Buzdolabı boş. İçim cız etti. Açım aç.
Yani şu an ki sinirimin nedenlerinden biri de aç olmam. Charles şapka yerine korumasına aldırdığı peruğu taktı. Siyah düz saç olan peruk onda çok komik durmuştu. Saçı siyah sakalı sarı. Palyaço gibi.
"Daisy, bu ne?" dedi Charles. Gösterdiği şeye bakınca güldüm. Bu bir hacıyatmazdı. "Bu....nasıl anlatsam." dedim ve parmağımla hacıyatmazı ittirdim. "Bunu böyle itip bırakınca geri gelir." dedim bırakarak. Hacıyatmaz yeniden kalkınca zafer kazanmış gibi hissettim. Charles anlamış gibi bakıyordu.
"İstersen alalım, anı olur." dedim. Gittiğinde buna bakıp beni hatırlarsın demek ister gibi. "Olur." dedi Charles ve kırmızı beyaz bir tanesini aldı. Alışveriş arabasını ben sürüyordum. Charles ise listedeki şeyleri sepete koyuyordu.
"Yumurta." dedim. Prens yumurtayı aldı ve hemen yanında duran yoğurdu da aldı. "Hey onu bırak." dediğimde somurtmasını izledim. Ona bıraksam tüm marketi alacaktı. Ah çok açım.
"Şimdi... Zeytin." dedim. Charles nereden alabileceğini düşünüp etrafına baktı. Bende ona baktım. Kot pantolonu,modern montu ile genç duruyordu. İlk kez kasvetli bir havası olmadığını düşündüm. Ama o siyah saç her şeyi bozuyordu. Çok komikti. Bir de güneş gözlüğü yerine taktığı numarasız gözlük.
"Beni takip et. İngiltere ve prensinin bilmediği şeyler de varmış demek!" dedim ve önden havalı havalı yürüdüm. Tabi alışveriş arabası ile çok havalıyım. En sonunda bir standart geldik. Zeytin denemek istiyordum.
"Deneyebilir miyiz?"dedim adam iki kürdana iki zeytin batırıp bize uzattı. İkisini de alıp Charles'a döndüm. " Al hadi. Tadına bak."dedim. Prens afallasa da belli etmemeye çalışarak kürdanı aldı ve zeytini ısırdı. Bende ısırıp tadına baktım.
"Güzel bence. Alalım mı?" dedim mutlu bir şekilde. Charles ta gülerek yanıt verdi. "Beş kilo alalım." dedi aniden. Gözlerimi patlatıp ağzını elimle kapattım. "Siz...onu dinlemeyin yarım kilo." dedim gülmeye çalışarak. Sonra Charles'a kötü bakışımı attım. O sırada o, gözleriyle elimi gösterdi ve adeta çekmemi istedi. Bende hızla elimi çektim. Zeytini de alınca alışveriş tamamlanmış oldu. Artık güzel bir kahvaltı yapa-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
21.Yüzyıl Prensi
Humor#Wattys2016 Obur Okunan Kazananı 21. yüzyılın peri masalı Türkiye 'ye taşınıyor. İngiltere prensi IV.Charles küçüklüğünden beri çeşitli dilleri öğrenmenin yanı sıra birçok ülkede eğitim almıştır. Bu ülkelerden biri Türkiyedir. Prens Charles daha ön...