Yavaşça bezi çektim ve nefes verdim. "Banyo vakti." diye gülerken oğlum yerinde durmuyor, tepiniyordu. Banyodaki üç hizmetçinin bakışları altında bebeğimi kucaklayıp küvetine, filesinin üstüne yatırdım.Hemen yanıma konan bebek şampuanını alıp oğluma sürdüm. O sırada suyu tam kıvamında ayarlamış bir hizmetçi duş başlığını elime uzattı. Bu arada benim lokum oğlum suyu çok seviyor. Sanırım su balesi harika bir fikirmiş.
"Burada ne tür bir aksiyon yaşanıyor acaba?" diyen kocamın sesiyle çokta korkmadan işime devam ettim. "Göktürk bey banyo yapıyor. Çok kokmuş babası." dedim Türkçe olarak. Charles ile genelde Türkçe konuşuyordum zaten.
Prens üç adımda bize biraz daha yaklaştı. "Eğlenceli mi?" dedi merakla. Yani elinden kayan sabun, lif falan harika.
"Yerinde durmayan bir oğlumuz var. Ayaklara bak." dedim ve o anda aralıksız on kez ayağını indirip kaldırdı. Hep içtiğim sütler bu hale getirdi çocuğu.
"Aferin oğluma." dedi Charles ve iki saniye boyunca benim kötü bakışlarımı yedi. Allah'ım bana sabır.
Oğlumu güzelce sularken gülüyordu. Hizmetçilerden biri mavi havluyu iyice açtı ve bekledi. Ancak Charles havluyu onun elinden alarak bizi beklemeye koyuldu. Ne kadar da hevesli bir koca.
"Prens geliyor!" dedim neşeyle ve kucakladığım oğlumu havluya yani eline bıraktım. Charles onu iyice sardı ve sıkıca kucakladı. Yavaşça onları süzüp iç çektim. Biraz ıslandım ama olsun. Bebeğimi ben yıkarım.
"Hanımlar siz gidebilirsiniz." dedim üç kadına. Sonra kocama döndüm. "Giydirme zamanı."
İkisi konuşa konuşa, sadece Charles konuşuyor aslında, arkadan gelirken önceden çıkardığım kıyafetleri alıp yatağımıza oturdum. Charles Göktürk'ü nazikçe yatağa bıraktı. Yavaşça saçını kuruturken atlet ve bezini giydirdik. Sonra yumuşak tulumu ve şapkası. Çok tatlıydı.
Maşallah oğluma.
"Prens beyin görüntüsünü isteyen kişi sayısı her gün artıyor prenses." dedi Charles ve sesindeki keyfi bana bulaştırdı. "Vermeyiz değil mi oğlum? Banane de babaya." dedim göbeğine yavaşça vurarak.
Charles gülerek bizi izledi ve sonra eli saçlarımı buldu. Daha doğrusu yana çıkmış saç yığınını. "Kocaya bir öpücük." dedi aniden. Hafifçe kaşlarımı çattım ve, "Çocuk var." dedim gözlerimle Göktürk'ü işaret ederek.
Sadece beş saniye sonra Charles narince oğlumuzun gözlerini eliyle kapadı ve bana pis pis güldü. "Şimdi?" dediğinde çok çekici duruyordu. Oğlum gözü kapalı olduğundan daha çok kıpırdandı ve bende çok beklemeden sevgili biricik aşkım Charles'ın dudağına kısa bir öpücük bıraktım.
Ama Charles beni bırakmayıp belimi iyice kendine çekince oğlumuzun gözlerinin açık olduğunu adım gibi biliyordum.
Kötü baba.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
21.Yüzyıl Prensi
Humor#Wattys2016 Obur Okunan Kazananı 21. yüzyılın peri masalı Türkiye 'ye taşınıyor. İngiltere prensi IV.Charles küçüklüğünden beri çeşitli dilleri öğrenmenin yanı sıra birçok ülkede eğitim almıştır. Bu ülkelerden biri Türkiyedir. Prens Charles daha ön...