Bir sağa bir sola yürüyüp durmaktan yorulsam da devam ediyordum. Elimdeki çikolatayı bitirince kabını yere attım. "Mutlaka bir açıklaması vardır." dedim ve kendimi onayladım. Koltuktan gelen inleme sesine bakmadım bile. Sevda sabaha kadar onu uyutmadığım için isyan ediyordu. Gaye de yerdeki paketleri topluyordu. Bir hayli çikolata savaşa kurban gitmişti.
"Hem bizim oğlumuz var." dediğimde tüysüz köpeğim havladı. Evet, ben prensime güveniyorum. O beni arayıp açıklama yapacaktır. Kesinlikle yapar! "Charles öyle biri değil." dediğimde kızlardan onay bekledim.
"Yeter Papatya! Kızım saat sabahın beşi. Lütfen sus artık sus!" dedi Sevda. Ona omuz silkip Gaye'ye döndüm. "Sanırım bunu dokuz yüz kez daha sordun." dediğinde ona da omuz silktim. Hah. En sonunda Chatya'ya döndüm. O da anlamış gibi havladı.
"Köpek sizden çok seviyor beni." dedim ve bir çikolata daha açtım. Sonra televizyonda çıkan kızı düşündüm. Beyaz tenli, fazla beyaz ki bir güneşe çıksa kıpkırmızı olur, açık kahverengi saçlı, minyon tipli bir kızdı. Oldukça güzeldi. Zarif, kibar ve narin görünüyordu. Kraliyete yakışırdı. Ama Charles'a değil.
Ona en güzel ben yakıştım bir kere.
Hırsla çikolatayı ısırdım. "Çikolataya işkence yapma! Onun suçu ne?" dedi Sevda. Hayır uyumadığı için ters tarafından kalktı da diyemiyorum ki! "Çünkü ben onu çok çok çok büyük çikolata gibi sevdim." dedim ve bir ısırık daha aldım.
"Arar değil mi?" dedim umutla. Sevda iç çekti ve saçını düzeltti. "Arar. Sen onun ilk aşkısın."dedi sakince. Buna gülerek rahatladım. Arardım ama orada saat gecenin üçü olmalıydı. Sabah aramasını bekledim.
•°•°•°•°•°•°•°•°•°
Bugün aldığım kiloyu daha önce almadım sanırım. O kadar çok kek, çikolata, kurabiye yemiştim ki! Aramadı. Araması için telefon başında nöbet tuttum ama aramadı işte!
"Seni inatçı İngiliz domuzu!"diye homurdandım. Arasana be! Gelen mesaj ile telefonu öyle bir kaptım ki rekor olabilirdi. Kendi rekorumu kırdığım kesindi en azından. "Avea her yöne..." diye başlayan mesajı okumadan kapattım. Avea? Avea!? Avea bile mesaj attı sen atmadın be adam!
"Arayınca kafanı şişireceğim. Ağzın ile burnun yer değiştirecek!" dedim telefona doğru. O sırada çalan kapıya "Geliyorum!" diye bağırdım. Akşam oldu akşam.
Tembel bir yürümeyle kapıya ulaştım ve açtım. "Sürpriz!" diyen kızlar ve Semih konfeti patlattı. "Aman ne sürpriz!" dedim alayla ve kapıyı bırakıp içeri geçtim. Daha on iki saat önce beraberdik be.
"Mutfakta kek ve börek var, Medine teyze getirdi. Gelini yapmış sanırım." dedim onun torununa bile gelin almışlar. Gaye iştahla mutfağa geçerken, Sevda beni o her zamanki koltuğa oturttu.
"Şimdi biz mini bir oyun yaptık." dedi gülerek ve perdeleri çekti. Hava zaten erken kararıyor. Akşam beşte gece dokuz gibi oluyor. "Ne oyunu be?" dedim ve cebinde duran çikolatayı çıkardım. "Yeme artık!" dedi Sevda çikolatayı alarak. Bilmiyor ki diğer cebimde de var.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
21.Yüzyıl Prensi
Humor#Wattys2016 Obur Okunan Kazananı 21. yüzyılın peri masalı Türkiye 'ye taşınıyor. İngiltere prensi IV.Charles küçüklüğünden beri çeşitli dilleri öğrenmenin yanı sıra birçok ülkede eğitim almıştır. Bu ülkelerden biri Türkiyedir. Prens Charles daha ön...