Medyadaki; Kayla
Pamir gözlerini dikmiş bana bakıyordu. Elimdekini yavaşça masaya bıraktım. Aras'ın çıplak olması benim masanın üstünde ayakta dans ediyor olmam ve elimdekiyle fazla fazla yanlış düşündüğünden emindim. İşte bak bana Pamir! Tam da korktuğun yerdeyim değil mi? Diye bağırmamak için zor tutuyordum kendimi. Onun dışında ot'un etkisi yavaştan geçiyordu sanki ve yerini mide bulantısı baş dönmesi alıyor gibiydi. Bir bana bir Aras'a baktı. Aras'ta Pamir'in farklı düşündüğünü anlamış ki daha çok sırıtıyordu. Pamir'in gözleri de kıpkırmızıydı.
"İçirdin mi, ona içirdin mi? Her şeyi anlattın mı ona." Pamir çoktan Aras'ın yakasına yapışmıştı bile. "Hem sen neden çıplaksın Aras?" bundan ona neydi yani? Neden bu kadar önemsiyordu. Bana bir eşya gibi davrandıktan sonra neden umrundaymışım gibi davranıyordu? Bu dengesiz tavırlarını anlayamıyordum.
"Mutlu musun Aras? Onu bunun içine çekiyorsun mutlu musun?" Kendini tutamıyordu. Çıldırmış gibiydi.
"Onu bunun içine çekmem neden bu kadar önemli? Bunun senin verdiğin sözle alakası yok Pamir! Ondan etkileniyorsun değil mi? Şuna bir bak o çok güzel kahretsin çok güzel ve sen de benim gibi onu seviyorsun!" duyduklarım karsısında gözlerim açıldı. Hayır sevmiyordu. O beni sevmiyordu.
"Sen onu sevmiyorsun! Sevsen buna izin vermezsin! Sadece ot la kalmayacağını ikimizde biliyoruz! Ve bende onu sevmiyorum sadece o hatayı" diye devam edecekken Aras'ın kahkahası susturdu onu. Kafası güzel olduğu için daha farklı bir Aras vardı. Kibar iyi Aras yok gibiydi. Onu sevmiyorum derken gözlerini Aras'a dikmişti. Bana dönüp bakmadı bile. Bir de gözüme bakıp söyle ulan demek istedim. Kafam o kadar garipti ki her şeye cesaretim vardı şuan.
Pamir yanıma geldi beni masadan indirmeye çalıştı. İnmek istemiyordum.
"Seni evine götüreceğim Kayla in şurdan" diye bağırıyordu.
"Bırak kızı Pamir! O sahilde seçimini yapmıştı değil mi?" Aras haklıydı. Pamir arkasını döndü. Gidecek sandım ama Aras'ı ittirdiği gibi beni omzuna atıp dışarı doğru yürüdü. Ne kadar çırpınsamda nafile. Arabaya atıp kemeri taktı.
"Lanet olsun Pamir bırak beni." Ciddi ciddi çıldırmış gibiydi. Hep sinirli agresifti ama hiç böyle değildi.
"Kes sesini Kayla bu sana son iyiliğim." tam gaz bastı. O kadar başım dönüyordu ki, sadece gözlerimi kapatmak istedim...
Gözlerimi açtığımda kendimi odamda yatağımda buldum. Kafamı kaldırdığım da Pamir kapıya yaslanmış beni izliyordu.
Başım çatlıyordu resmen. Uyandığımı farkedince yine o sert bakışları yüzümdeydi.
"Senin burda ne işin var?" sahi ne yapıyordu benim odamda. Elimi telefona attım ve saate baktım hem de sabahın 5 inde!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURTARMAK UĞRUNA
Random"Atlamak mı istiyorsun Kayla? O halde durma atla" gözlerimi dikmiş Ona bakıyordum. Gözlerinde gördüğüm neydi? Öfke mi? Hayır. Üzüntü mü? Hayır. Gözlerinde çaresizlik vardı. "Yolun sonuna geldik Pamir" dedim zoraki gülümseyerek. Yolun sonuydu demek...