Gecenin kızı ölüyor.
Gecenin karanlık kollarında.
Kendisini kaybediyor.
Zihninin ölü koğuşlarında.Gözlerimi açtığımda sarı loş bir ışık vardı. Gözümü almaya yetmişti. Tekrar kapatmak istedim. Zihnimde yankılanmakta olan seslere uyanmıştım.
Gecenin kızı ölüyor.
Kolumu kaldırmaya çalıştım ama olmadı. Etrafa baktığımda buranın yatak odamız olduğunu farkettim. Üstümde bir ağırlık vardı ve hareket edemiyordum sanki. En son fenalaştığımı hatırlıyordum. Karnımdaki boşluğu hissedince yeniden gözlerim doldu. Tüm duygular bir anda zihnime, kalbime yerleşti. Her şeyi birbir hatırladım.
Tak. Tak.
Patlayan silah sesi kulaklarımda yankılandı. Ellerimi kulaklarıma götürmek istedim fakat nafile.
Umudunu kaybedince neler olduğunu bilirsin, umutsuz insanın şah damarı yoktur. Kesilir.
"Kim var orada?" kendi sesimi ben zor duyuyordum. Susmasını istediğim sesler vardı. Zihnimin elleri boğazımdaydı. Boğuyordu beni. Ölüm mü? Şuan için tam bir ödül olabilirdi.
Yavaşça yatakta doğrulmaya çalıştım. Sonunda hareket edebilmiştim. Komidinin üstünde ilaçlar ve su vardı. Şimdi hepsini içsem ve buradan gitsem kim tutardı ellerimden? Uzun uzun ilaçlara baktım. Hayır! Bir ölü ölemezdi zaten. Ben defalarca kendi aldığım nefeste ölmüştüm. Ve eğer bu ölü son kez ölecekse bu lanet dört duvar arasında olmayacaktı. Elimi suya uzatıp içtim. Çok susamıştım. Yavaşça açılan kapıya döndü başım. Rüya'nın kafasını gördüm. Beni görünce gülümsedi.
"Uyanmışsın."
Evet anlamında başımı salladım. Ellerimi başıma götürüp ovalamaya başladım.
"Ne zamandır uyuyorum ben?" Gözlerini kaçırdı. Neden böyle yaptı ki?
"48 saattir galiba." Ne! 2 gündür uyuyor muyum ben?
"Bu mümkün olabilir mi? Nasıl yani! Ama ben kendimi günlerdir uyumamış gibi hissediyorum."
"İlaçlardan dolayı ve yaşadığın travma. O gece ölümden döndün Kayla." Sinirlerim daha da hoplamıştı.
"Kim döndürdü? Dönmek ister misin diye sordunuz mu? Lanet olsun! Bırakmalıydınız! Kızımın gökyüzü mezarlığında onunla oyunlar oynayabilirdim! Ona dokunabilirdim."
Ellerimin titremeye başladığını hissediyordum. Ah lanet olsun! Yine bir şeyler oluyordu.
"Aras!" Diye bağırdı Rüya dışarıya doğru. Biraz sonra Aras hızla kapıdan içeriye girdi.
"İyi değil." Dedi endişeyle. Sadece onları izliyordum. Nefes almak mı? Şuanlık pek bir almak istediğim söylenemezdi.
"Kayla. Güzelim sakin ol."
İnsanlar konuştukça ben avazım çıktığı kadar susmak istiyordum. Onlar yaşadıkça ben ölmek.
Ellerini yüzüme koydu."Bak sana tekrar sakinleştirici vermek istemiyoruz, lütfen beni dinle."
Umudun yoksa ölmelisin çocuk, bilmiyor musun?
"Kayla! Pamir'i düşün. Çok kötü durumda onu düşün."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURTARMAK UĞRUNA
Random"Atlamak mı istiyorsun Kayla? O halde durma atla" gözlerimi dikmiş Ona bakıyordum. Gözlerinde gördüğüm neydi? Öfke mi? Hayır. Üzüntü mü? Hayır. Gözlerinde çaresizlik vardı. "Yolun sonuna geldik Pamir" dedim zoraki gülümseyerek. Yolun sonuydu demek...