Kayla
Pamir beni kucaklayıp hastaneden çıkarttı. Kendim yürüyebilirim diyordum ama anlamıyordu bir türlü. Madde kullandığımız bir kaç test yapmışlardı. Bir kaç güne alacaktık sonuçları. Her zaman ki gibi buradaki hastane de de Pamir'in tanıdıkları vardı.
Ellerimi Pamir'in boynuna doladım."Özür dilerim." diye fısıldadım beni arabaya yerleştirirken. Sonra oda kendi koltuğuna geçti.
"Ne için Kayla?" zoraki gülümsemeye çalıştım.
"Bugünü de mahvettim." dediğimde ellerini dudaklarıma götürdü.
"Şş sakın bir daha böyle konuşma. Sen benim günümü güzelleştiren tek varlıksın." Gülümsedim. O arabayı çalıştırırken ben de sağıma dönüp yolu izledim. Belkide stresten olmuştu. Hala Yahya'nın söylediklerini düşünüyordum. Pamir'i nasıl bırakıp gidecektim ben? Nasıl uzaklaşacaktım ondan. Onun hayatı için onun hayalleri için belkide vazgeçmeliydim ondan.
Senin için kendimden vazgeçiyorum...
Ben bunları düşünürken bir eliyle elimi tuttu. Huzur veren elleri. Huzur veren dudakları, gözleri, sesi, nefesi...
Nasıl bırakırdım ben bu elleri?"İyi misin?" dediğinde kafamı sallayıp güldüm. Hayır sevgilim ben iyi değilim. Yapmak istemediğim bir şeyi yapmak zorundayım sadece. Senden gitmek hayatımda yapacağım en son şeydi. Belkide sonuna geldik her şeyin...
O tahtadan eve gelmiştik. İçeriyi ne kadar güzel yaptıklarını farkettim.
Üstümü değiştirmeme yardım ediyordu. Gerçekten kendimi o kadar yorgun hissediyordum ki. Yavaşça dudaklarıma eğildi. Karşılık verdim ama sonra geri çekildi. Yorgun ve bitkin görünüyordum. Beni yavaşça yatağa yatırıp kollarına aldı. Gözlerimi kapattım...."Kayla!" Bir yerlerden birinin seslendiğini duyuyordum.
"Kayla uyan!"
"Hı Pamir?" sıçrayıp uyandım. Pamir tepemde dikilmiş elini alnıma koyuyordu.
"Ateşin mi var senin? İnliyordun uykunda." yavaşça doğrulmaya çalıştım. Kendimi gayet iyi hissediyordum.
"Ben iyiyim, bu kadar erken uyandırmasaydın daha iyi olacaktım." diyip yatağa geri bıraktım kendimi.
"Saat öğlen 2 Kayla."
"Yuh sen ciddi misin? Kalk hadi kalk, dönelim artık." dediğimde anlamamış gibi bana bakıyordu.
"Neden dönmek istedin?" Ne diyecektim. Yahya beni tehtit ediyor senden bu şekilde uzaklaşamıyorum mu?
"Çünkü okul Pamir? Hadi ama devamsızlığımız çok fazla zaten!" Oflayıp puflayarak hazırlanmaya başladı. Oraya gitmeli bir şeyleri yoluna koymalıydım. Bir karar vermeliydim. Aslında kararım belliydi zaten. Onun için kendimi feda edebilirdim. Pamir kurtulduktan sonrada sonsuza kadar kendimi o adamdan kurtarırdım. Yolun sonundaydık evet. Bunu yapabilirdim.
Hazırlanıp çıkmıştık. Pamir de bir huzursuzluk vardı. Yüzü yine sert ve mahkeme duvarı gibiydi.
"Aras gelmeyecek mi?" Dediğimde kafasını hayır anlamında salladı.
"Neden?"
"Rüya ile kalacakmış." dediğimde yüzümde bir gülümseme oldu. Neden bilmiyorum ama onların birlikte olmasını çok istiyordum. Rüya iyi bir kızdı ve Aras'ın mutlu olmasını istiyordum. Yaşadığı şey gerçekten çok ağırdı. Sevdiğin insanı kaybetmek çok ağırdı ve o bunu fazla fazla yaşamıştı. Bir an Pamir'e baktım. Ya ben de onu kaybedersem? Ya ona bir şey olsa?
Kafamı omzuna yasladığımda yüzünü yoldan ayırıp kafamdan öptü. Çocuk gibi gülümsedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURTARMAK UĞRUNA
De Todo"Atlamak mı istiyorsun Kayla? O halde durma atla" gözlerimi dikmiş Ona bakıyordum. Gözlerinde gördüğüm neydi? Öfke mi? Hayır. Üzüntü mü? Hayır. Gözlerinde çaresizlik vardı. "Yolun sonuna geldik Pamir" dedim zoraki gülümseyerek. Yolun sonuydu demek...