"Sen beni çıldırtacak mısın lan!"
Aras'ın üstüne yürüyen Pamir'in kolundan tutmaya çalışsam da nafileydi. Çoktan çocuğun yakasına yapışmıştı bile.
"Ne yapmışım yine? Dur lan bir."
Aras ellerinden kurtulmaya çalışıyordu fakat Pamir yine burnundan soluyordu. Kim bu adamın öfkesinin karşısında durabilirdi ki?"Bana haber gelmeyecek mi sandın? Senin Serkan Taner itiyle ne işin var!"
Serkan Taner mi? Şu köstebek dedikleri adam mıydı? Evet evet ta kendisiydi. Peki ya Aras'ın onunla ne işi olurdu ki?
"Tamay için gittim! Yemin ederim Tamay için."
"Ulan adam zaten haber uçurtmuş bir daha evinin oralarda görürlerse seni öldürecekler! Tam başımızdaki dertleri savarken sen neden bize dert çıkartıyorsun?"
Aras bunları Tamay için yapıyordu. Onu o pislikten kurtarmak için. Peki ya Pamir? O neden kılını bile kıpırdatmıyordu? Yıllarca kardeş gibi büyümüşlerdi. Zaten Hayal'i kaybetmiştik. Neden Tamay için bir şeyler yapmıyordu? Üstüne üstlük bir de yapanı engellemeye çalışıyordu. Şimdi Pamir'i tanıyamıyordum işte. Yaptığı şeye anlam veremiyordum.
"O senin de kardeşindi Pamir! Neden vazgeçiyorsun?" Benden böyle bir atak beklemeyen Pamir sertçe bana döndü ve öldürücü bakışlarını bir de bana attı. Hayır yani elimi karnıma koyup;
'Annecim bakma sen babanın bu haline korkma bebeğim.' Diyesim geldi."Denedim! Bu orangutan beyinli Aras'ta biliyor. Denedim ve başarısız oldum. Tamay'ın bana söylediği tek şey ise 'sizden nefret ediyorum ben Serkan'a aşığım.' Oldu Kayla."
"Tamay yalan söylüyor! O adam onu da satmaya başladığında ne olacak?" Diye bağırıyordu Aras. Gözleri dolu doluydu. Onun hissettiklerini çok iyi anlayabiliyordum aslında.
"Ben elimden geleni yaptım! Tamay'a onu kaçırabileceğimi bile söyledim." Pamir'in siniri az da olsa geçmişti. Ama Aras'a tekrar dönünce gözlerinden alevler çıkmaya başladı.
"Ben en azından bu işi sessiz sedasız yapıyordum. Köstebeğe nasıl belli edersin!" Aras pişman bir şekilde ona bakıyordu.
"Sadece görmeye gittim. Belki ikna ederim diye."
"Yani sadece görmeye mi gittin? Adamların mekanını patlatmışsınız Aras!"
"Ne ne! Hayır ben bir şey yapmadım."
"Sen yapmadın mı yani?"
"Tabiki de hayır!" Pamir şakaklarını ovdu eliyle. Sinirleri yine boş boş gerilmişti. Oysa ki mutlu bir gün olabilirdi.
"Berkan'dan haber geldiğinde Aras benimleydi. O yapmadı gerçekten."
Bunları söyleyen Rüya'ya bakıyordum. Bu kızın şuan Pamir'den deli gibi korktuğuna emindim. Gözleri dolmuş Aras'a bir şey olursa diye endişeleniyordu.
Pamir'e doğru yürüdüm ve arkadan kollarımı beline dolayıp ensesine bir öpücük kondurdum. Daha sonra kafamı ona yasladım. Biliyordum ki ne zaman sinirlense bana ihtiyacı vardı. Biraz durulmak için, yatışmak için. Aramızda bu şey çok farklıydı. Birbirimize öyle etkimiz vardı ki cehennemin en dibinden bulutların üstüne çıkmak sadece saniyelerimizi alıyordu. Yavaşça bana doğru döndü ve beni bir kolunun altına aldı.
"Sen yapmadın ama sen yaptın sanıyorlar. Bu işi temizleyin ve belayı bizden uzak tutun."
Sonra elimden tutup dışarı doğru yürümeye başladı. Tabi bende onunla sürükleniyordum. Öfkeli miydi değil miydi bilmiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURTARMAK UĞRUNA
De Todo"Atlamak mı istiyorsun Kayla? O halde durma atla" gözlerimi dikmiş Ona bakıyordum. Gözlerinde gördüğüm neydi? Öfke mi? Hayır. Üzüntü mü? Hayır. Gözlerinde çaresizlik vardı. "Yolun sonuna geldik Pamir" dedim zoraki gülümseyerek. Yolun sonuydu demek...