Medyadaki; Kayla (Pamir'in aldığı elbise)
Uyandığımda hiç bilmediğim bir yerdeydim, Pamir'in kolları üstümde uyuyordu. Burası mekan değildi en son orada uyuduğumu hatırlıyorum. Pamir'i uyandırmadan ayağa kalktım. Pencereye doğru yürüdüm. tam karşısı kumsal denizdi. Yine rüya mı görüyorum diye düşünüyordum. Sahil köyü gibi bir yerdi. Çok güzel görünüyordu. Yavaşça Pamir'in yanına oturdum. Ellerimi saçlarının arasında gezdirdim. O sert kişiliğinin altındaki pamuk gibi biriydi aslında. Onun öldüğünü düşündüğüm zamanlar geldi aklıma. O kadar çok ağlamıştım ki. En çokta duygularımı söyleyemedim diye. Bu kadar kısa zamanda onu çok fazla sevmiştim ama farkedememiştim. Öldüğünü bilmek bunu bana fazla fazla göstermişti. Hamlet olarak gördüğümden beri aşıktım belkide. Onun yeri sahnelerdi. Burası bu ortam değil. Mükemmel bir yeteneği vardı. Çok fazla iyiydi. Çok fazla.
Onu bir daha kaybetmek istemiyordum. Yavaşça yanağından öptüm."Seni seviyorum." diye fısıldadım.
"Seni seviyorum." diye mırıldandı beni kendine çekti.
"Hey uyanık mıydın!"
"Sesli düşündüğünü farketmedin mi?" Yok artık tüm dediklerimi duymuş muydu? Nasıl sesli düşünüyodum ben ya.
"Hayır." diyip dudak büzdüm. Şu şehire geldiğimden beridir ilk defa bu kadar mutlu olduğumu hissediyordum. Bana bakıyordu. Eskisi gibi değildi.
"Burası neresi ve nasıl geldik."
"Şehir dışında bir tatil köyü, eğer orada biraz daha kalsam Aras'ı öldürmeye gidecektim, öldürmeden önce seninle mutlu zamanlar geçirmek istiyorum." göz kırpıp güldü. Koluna vurdum. Şakası bile kötüydü.
"Saçmalama."
"Tamam tamam sinirlerimin yatışması gerekiyor arkadaş katili olmak istemiyorum ve aslında bu seninle baş başa zaman geçirmek için işin bahanesi."
"Seni böyle görmek garip."
"Nasıl."
"Espri yapıyorsun, bana gülüyorsun." o sırada omuzlarımı öptü.
"Beni öpüyorsun." diye de devam edip güldüm.
"Kayla seni ilk gördüğüm günden beridir farklıydı zaten. Tek başına yürüyordun seni gördüm gözlerini gördüm. O gözlerindeki güzelliği yok edemezdim. Seni hep uzaklaştırdım bizden çünkü sen de batacaktın. Aras'ın sana dokunduğu her an onu öldürme isteğimi hep zor durdurdum. Ama sana zarar vermek istedi. Seni günlerce ağlattı. Seni artık koruyacağım yalnız bırakmayacağım! Seni kendimden bile koruyacağım. Sen asla bizim hatalarımızı yapmayacaksın." sonra ellerini saçlarıma götürdü.
"Şimdi çok yorgunum güzelim biraz daha uyuyabilir miyim?" kafamı evet anlamında salladım. Yanağından öpüp kalktım yataktan. Ellerimi tuttup kendine çekti.
"Sen de yanımda uyu hadi daha çok erken." gülümseyip yanına yattım. Kafasını boynuma gömdü
"Burada hayat var." diye fısıldayıp gözlerini kapattı. Her şey çok başka her şey çok farklı geliyordu bana. Hala rüya mı görüyordum bilmiyordum. Eğer bu bir rüyaysa uyanmak istemiyordum.
Gözlerimi açtığımda Pamir yanımda yoktu. Kafamı kaldırıp odaya baktım.
"Pamir?" seslendim ama ses yoktu. Banyoya baktım. Buradada değildi. Bir an içimi korku kapladı. Yoksa hala her şey bir rüya mıydı? Belkide kafamı bir yere çarpmış günlerce uykudaydım. Belkide hala uyuyordum. Ben böyle saçma sapan düşüncelerle boğuşurken Pamir odadan içeri girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURTARMAK UĞRUNA
Random"Atlamak mı istiyorsun Kayla? O halde durma atla" gözlerimi dikmiş Ona bakıyordum. Gözlerinde gördüğüm neydi? Öfke mi? Hayır. Üzüntü mü? Hayır. Gözlerinde çaresizlik vardı. "Yolun sonuna geldik Pamir" dedim zoraki gülümseyerek. Yolun sonuydu demek...