Pamir
Her şey artık anlamsız geliyordu. Keşke o gün ölseydim, keşke hiç uyanmasaydım. Düşündükçe kendimi kaybediyordum. Ekstazi içip içip bara gidiyordum. Elimden başka bir şey gelmiyordu. Kafam sürekli güzel haldeydi. Aras şimdi geçici olarak yaşadığımız eve bile gelmiyordu. En son gırtlak gırtlağa kavga etmiştik. En son patladığım nokta"Kayla beni seviyor hep beni sevdi ne bu tripler." diyip gülmesiydi.
Dayanamamış üstüne atlamıştım. Artık burada kalmak istemiyordum. Gruptan ayrılacaktım. Tamay için burada kalmıştım. Çok fazla hastaydı. Vücudunda hep yaralar çıkıyordu. Bir şey olmasından korkuyordum. Gideceksem onu da götürecektim. İstediğim tek şey bu şehirden gitmekti. Okula gitmiyordum resmen. Aras bizim için imza atıyordu. Kayla'yı görmek istemiyordum. Her şeye rağmen bir kere bile ulaşmak istememişti.
Eşyalarımı topladım. Daha fazla kalamazdım burada. Elimde valizimi gören Hayal;
"Nereye gidiyorsun Pamir?" ayağa kalkmış yanıma gelmişti. Telaşla bana bakıyordu.
"Burda kalamam Hayal, her şey çok ağır geliyor. Sizin için çok savaştım sizi kurtarmak için. Sonra bende kendimi burada buldum. Şimdi yanınızda kalamıyorum. Kendimi bile kurtaramam ben artık Hayal! Gücüm yok. Burda kalmak için gücüm yok üzgünüm."
"Her şey o kızın yüzünden değil mi? Bizi dağıttı. Aras hep onun yanında." gözleri dolmuştu.
"Sen de gidiyorsun, onları daha fazla görmeye tahammül edemiyorsun cünkü. Ben de senin gibiyim Pamir! O kızı görmemek için okula bile gitmiyorum."
"Kayla ile alakası yok bunun!" Sesim o kadar sert çıkmıştı ki Hayal tuttuğu göz yaşlarını bıraktı.
"O kız bizi dağıttı." onu kollarıma aldım. Ağlıyordu. Küçük bir kız çocuğu gibi. Sanki ben onun abisiydim ve evden gitmemi istemiyor gibiydi. O kadar çaresiz o kadar mutsuz...
"Zamanı geldiğinde seni de Tamay'ı da almaya geleceğim." sonra arkama bakmadan yürüdüm. Bakarsam gidemezdim. Gözlerine bakarsam yol alamazdım.
Bu şehirden gitmeden önce son kez uçurumun kenarına gidecektim. Son kez yaşadığımı hissedecektim. Orayı son kez görecektim. Acılarımı paylaştığım yer...
Geldiğimde arabayı park ettim. Yürüyerek o tepeden çıktım. Sonunda gelmiştim. Kafamı o sonsuzluğa kaldırdım. Eşsiz bir güzelliği vardı buranın sadece ben biliyordum. Bir de Kayla...
Kayla
"Kayla" gözlerimi açtığımda bir kumsalda uzanıyordum. Sanki deniz beni kıyıya vurmuştu.
"Kayla iyi misin?" Sesin geldiği yöne baktığımda Pamir bana doğru yürüyordu.
"Pamir" diye bir çığlık attım! Yaşıyordu. Pamir buradaydı. Bana doğru yürümeye devam etti.
"Buradasın ölmemişsin!"
"Ben hep buradaydım Kayla hep burada" derken elini kalbime koymuş oraya ait olduğunu gösteriyordu.
"Hep senin kalbindeydim beni hissetmen gerekirdi"
"Hissediyorum"
"Hissediyorsun"
"Beni bıraktın diye çok korktum"
"Ben seni hiç bırakmadım Kayla ama sen beni bıraktın!" Sesi çok yüksek çıkmıştı. O kadar yüksek çıkmıştı ki sanki deniz yarıldı. Sanki tüm kumsal yerle bir oldu. Fırtına çıktı sanki. O kadar korktum ki Pamir'i tutmaya çalıştım. Ama o yoktu. Hiç bir yerde yoktu. Yerle bir oluyordum. Büyük bir ses geldi büyük bir çığlık.Saatimin çalmasıyla gözlerimi açtım. Ter içinde kalmıştım. Bu nasıl bir rüyaydı böyle? Pamir'i tekrar rüyamda gördüğüme sevinsem de çok korkmuştum. Kalkıp su içtim. Bugün okula gidecektim. Artık bana her şey anlamsız geliyordu. Hazırlandım. Ama önce uçurumun oraya gitmeliydim. Az da olsa rahatlarım diye düşündüm. Sanki orada hep Pamir'i görürdüm saatlerce konuşurduk. Onun varlığını orada hissederdim ve onu hissetmeye ihtiyacım vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURTARMAK UĞRUNA
Random"Atlamak mı istiyorsun Kayla? O halde durma atla" gözlerimi dikmiş Ona bakıyordum. Gözlerinde gördüğüm neydi? Öfke mi? Hayır. Üzüntü mü? Hayır. Gözlerinde çaresizlik vardı. "Yolun sonuna geldik Pamir" dedim zoraki gülümseyerek. Yolun sonuydu demek...