(1 ay sonra)
Aras
Kaybedecek bir şeyi kalmayınca özgürleşiyordu insan. Bazen hissettiklerinde seni terkediyordu. Bazen hayata tutunduğun dallar teker teker kırılıyordu ve sen en yüksekten yere çakılıyordun. Her çakılışında canın o kadar çok yanıyordu ki, her düşüşünde sırf ölmek için daha hızlı hareket ediyordun. Kötü olan yanıysa asla ama asla ölmüyordun.
Bazen ruhunun öldüğünü hissedersin. Bedenin ise tüm bunlara inat yaşamaya devam eder. Ölü bir ruh. Yaşamak için çabalayan bir beden. Bir enkazdır o. Bir yangın yeridir. O iki çelişkinin tam ortasında akıp gider zaman.
Hayatımın en büyük travmalarını yaşadım bu dünyada. Canım çok yandı. Çok eğlendim. Çok güldüm. Çok hata yaptım. Çok aşık oldum. Çok kaybettim. Evet ben çok kaybettim. Ama hiç biri Hayal'imi kaybetmek kadar acıtmamıştı canımı. Hiç bir şey ruhumu öldürmeye yetmemişken o yetmişti. Neden hala hayatta olduğumu merak ediyordum doğrusu. Bilmiyorum belkide onun ölmesinin bir anlamı olsun diye gitmedim arkasından. Ne demişti bana? Senin için kendimden vazgeçiyorum. Belkide onun bu lafı için hala hayattaydım. Ama bu yaşadığım anlamına gelmiyordu ki. Ölü bir beyindim ben.
Herkesten uzaklaşıp çok uzağa gelmiştim. Kartal abi bir süreliğine izin vermişti. 1 aydır buradaydım. Pamir'in desteğiyle bana pek karışmıyorduda. Gerçi Pamir çok gelmek istemişti fakat ben istememiştim. Tek kalmak istiyordum. Hayalimle tek ve yalnız..
Yine yürüyordum. Hoşuma giden bir bara girdim. Henüz boştu. Ee tabiki ben içmeye erken başlıyordum. Barmen kıza el işareti yaptım. Bana bir şeyler doldurdu. Sarı saçlı bir kızdı fakat hatları cok sertti. Bakışları çok karanlıktı. Onu incelemeyi bırakıp içkimi içmeye başladım. Kız önümde durmuş bana bakıyordu. Oralı bile olmadım. Aptal kadınlar!Kaç kadeh içtim bilmiyorum. Geldiğim yerin bir rock bar olduğunu çok sonra farkettim. Gümbür gümbürdü. Dolmuştu her yer. Barmen kız yürümeye başladı ve sahneye çıkıp elektro gitarı eline aldı. O kızdan böyle bir atak beklemiyordum aslında. Daha dikkatli baktığımda hoş bir kız olduğunu farkettim. Ne düşünüyordum ben böyle.! Belkide Hayal'i biraz andırdığı için dikkatimi çekti.
Kız George Thorogood bad to the bone'i çalıp söylemeye başladı. (Şarkı medyada var burada dinlemenizi öneririm çok güzeel) Yok artık! Ciddi ciddi söylüyordu ve bir kızın sesine bu kadar yakıştığını ilk defa görüyordum. İçerdeki herkes coşmuş çığlıklar atıyordu. Kız elindeki gitarla resmen dans ediyor resmen oyun oynuyordu. Ağzım açık kızı izledim. Ve hareketleri çok fazla Hayal'e benziyordu. Kız sahneden indi. Herkes çığlık çığlığaydı. Herkese sarıldı. Arkada bir kaç kişiyle içmeye başladılar bende sapık gibi kıza kitlenmiştim. Bana bakmasıyla hemen kafamı çevirdim. Resmen kız hayal'in sarı saçlı ve hafif balık etli haliydi. Ciddi anlamda benziyordu.
Saatlerce burada kaldım. İnsanlar yavaş yavaş toplanıyorlardı. Ama o kız hala çıkmamıştı. O kapatacaktı galiba burayı. Herkes çıkmış ben kafamı masaya koymuştum. Yanıma biri yaklaştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURTARMAK UĞRUNA
Random"Atlamak mı istiyorsun Kayla? O halde durma atla" gözlerimi dikmiş Ona bakıyordum. Gözlerinde gördüğüm neydi? Öfke mi? Hayır. Üzüntü mü? Hayır. Gözlerinde çaresizlik vardı. "Yolun sonuna geldik Pamir" dedim zoraki gülümseyerek. Yolun sonuydu demek...