Medyadaki; Uzay
Pamir
Uzay'ı karşımda görünce sinirden ölmek üzereydim. Hele bir de Kayla'ya gözlerini kitlediğinde gırtlağına yapışmamak için kendimi zor tutmuştum. Onun burada ne işi vardı? Bir daha dönmemesi gerekiyordu. Asla ama asla. İçeri girdiğinde etrafa bakıp oturdu.
"Özlemişim burayı.""Burada ne işin var Uzay?" dedim sesim ne kadar sert çıkabilirse o kadar işte.
"Eski dostunu böyle mi karşılıyorsun Contra." önceden Uzay bana hep böyle seslenirdi. Annesi ispanyoldu. Contra aykırı demekti.
"Bana şöyle seslenme."
"Görüşmeyeli sinirinden hiç bir şey eksiltmemişsin." güldü sonra Kayla'ya dönerek.
"Los que? (Bu kim)" Kayla'ya her bakışında sinirden kuduruyordum. Gerçekten kuduruyordum. Bakışlarıyla kirletiyordu. Lanet herif.
"Uzay ne istiyorsun!" Çıldırmak üzereydim. Neden geri dönmüştü bu Allahın belası!
"Yoksa yeni sevgilin mi Pamir? Onu da mı öldürmeye karar verdiniz." işte o an bende devreler atmıştı. Uzay'ın boğazına yapışmıştım. Allahın belası. Kayla gözleri kocaman olmus bana ve Uzay'a bakıyordu. Aras öfkeden deliye dönmüştü.
"Ne ne kimi öldürdüler ne öldürmesi?" Kayla resmen kekeliyerek konuşuyordu. Her şey ortaya çıkacaktı. Kayla'nın yüzündeki korkuyu gördüğümde ona yaklaşıp kollarıma alasım geldi. Uzay'ın kahkahaları beni daha da sinir etti.
"Tabi ya bilmiyorsun değil mi güzelim, bu mekanda olduğuna göre deli gibi bağımlı içiciler olduklarını biliyorsundur ama?"
"Biliyor kes sesini siktir ol git Uzay!" Diye kükreyen Tamay'a baktık.
"Poco amor. Benim küçük aşkıma bakın, Tamay bu Pamir seni de kendine benzetmiş." sonra elimden kurtulup Tamay'a doğru yürüdü. Aras direk önüne geçti.
"Ona yaklaşma!" Uzay daha çok gülmeye başlamıştı.
"Neler olduğunu anlatacak mısınız?" Kayla bize soru soran gözlerle bakıyordu. Ona şimdi nasıl anlatacaktık? Ne diyecektik?
"Anlatabileceklerini sanmıyorum Mavi." ona nasıl öyle seslenebiliyordu. İyice sinirlerim gerilmişti.
"Kayla seni eve bırakayım." Aras Kayla'yı tutup götürecekti.
"Bırak kolumu Aras! Her şeyi bilmek istiyorum." kolunu Aras'tan kurtarıp Uzay'ın yanına gitti.
"Onlar anlatmıyorsa sen anlatacaksın."
"Valiente... Pamir'den öfke dersi mi aldınız hepiniz?" Bu adam beni çıldırtacaktı. Üstüne atlayıp öldürmemek için zor tutuyordum. Kayla bizden nefret edecekti. Kayla benden nefret edecekti.
"Siz mi anlatırsınız ben mi anlatayım? Hey iyi ki gelmişim çok eğlenceli." aşağılık herif koltuğa yayılıp gülmeye başlamıştı bile.
"Bunu yapma Uzay lütfen." Uzay bunu söyleyen Hayal'e bakmıştı. Ama bu bize baktığı gibi bir bakış değildi.
"Ne kadar da çökmüşsün Hayal." dedi. Sesi bize çıktığı gibi değildi.
"Eski halini düşündümde, tüm o güzelliğine yazık ettin. Bende ki fotoğrafın hala duruyor. Que hermosa, çok çok güzeldin Hayal."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURTARMAK UĞRUNA
Casuale"Atlamak mı istiyorsun Kayla? O halde durma atla" gözlerimi dikmiş Ona bakıyordum. Gözlerinde gördüğüm neydi? Öfke mi? Hayır. Üzüntü mü? Hayır. Gözlerinde çaresizlik vardı. "Yolun sonuna geldik Pamir" dedim zoraki gülümseyerek. Yolun sonuydu demek...