Bana doğru yürümeye devam ediyordu.
"Yaklaşma Pamir!" Bir anlığına duraksadı. Sonra yürümeye devam etti."Şu hayatta senin dışında kaybedecek hiç bir şeyim yok benim!" Sonra yine durdu.
"Sen gidersen ben de arkandan gelirim hiç şüphen olmasın! Ama senin şuan kaybedecek çok şeyin var. Beni, hayallerini, hayatını..."
"Hangi hayattan bahsediyorsun sen Pamir! Baksana! Hayatımıda hayallerimide elimden aldılar. Duramıyorum. Senin kadar iradeli değilim ben!" Ağlamama engel olamıyordum şimdi.
"Rahat bırak beni."
"Bırakmayacağım Kayla! Hadi elimi tut gidelim burdan. Her şey güzel olacak söz veriyorum." bir yandan da telefonum çalıyordu. Kartal arıyordu yine. Telefonunu dünden beridir açmıyordum.
"Kayla söz veriyorum seni bırakmayacağım söz veriyorum! Sen tedavi olacaksın ve sürekli seni görmeye geleceğim ne olur!"
Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Gidip tedavi olmak istiyor muydum cidden? Ne istediğimi bilmiyordum. Tiyatro yu bitirip oyuncu olmak istiyordum. Hayatımı sahnelerde geçirmek istiyordum. Kayla olmak istemiyordum başka biri olmak istiyordum. Ve şimdi bunlar olurken Pamir'in de benimle olmasını istiyordum.
"Güzelim hadi gel yanıma." dedi. Pamir'i hiç bu kadar çaresiz görmemiştim.
"Kayla! Beni bırakacak mısın! Herkes gibi sen de mi bırakıp gideceksin! Ben senin için bu kadar savaş verirken sen bizden vaz mı geçeceksin?" Bacaklarım beni daha fazla taşıyamadı. Yere düştüm. Yanıma koşup beni kollarının arasına aldı.
"Ben tedavi olunca beni bırakacağını biliyorum Pamir. Bana olanlardan kendini suçluyorsun ve tekrar zarar görmemi istemeyeceğin için bırakıp gideceksin." kollarında ağlıyordum şimdi. Biliyordum! Gideceğini biliyordum!
"Evet bunu düşündüm Kayla. Ama senden uzak kalmak düşüncesi bile nefes almamı zorlaştırıyor! Anladın mı! Sensizliği yaşamayı bırak düşünmek bile nefes almamı engelliyor! Senin için senden çok gitmek istedim ama gidemiyorum işte Kayla!" İyice sarılıp kollarımı ona doladım.
"Özür dilerim." diye fısıldadım. Ellerini saçlarıma götürdü. Nasıl günlerdi bunlar böyle? Onu ilk gördüğümde tüm bunları yaşayacağımızı hiç düşünmemiştim. Yüreğimiz bu acıları taşıyacak kadar güçlü müydü? Bana sıkıca sarıldı tekrar. Saçlarımdan öperek konuştu."Tedavi olacaksın, sonra birlikte okula gideceğiz. Belki çok istediğin oyunun seçmelerine katılamadık ama yıl sonu seçmelerine katılacağız sana söz veriyorum. O sahneye çıkıp herkesin karşısında gösterimizi yapacağız." bunları söylediğinde az da olsa gülümseyebilmiştim. Ne hoş bir hayaldi. Bu en kötü anda bile iyi hissetmemi sağlamıştı.
~~~
Güzel bir uykunun sonunda kıyafetlerimi toplamaya başlamıştım. Her şey Pamir'in söylediği gibi gerçekleşiyordu.
"Sen de tedavi olacaksın değil mi, eşyalarını toplayalım artık."
"Seni yatırdıktan hemen sonra bende başlayacağım ama yatarak değil ayakta ve önce ufak bir işim var, sana söz verdim Kayla, ne zaman sözümü tutmadığımı gördün?" Sonra yanıma gelip saçlarımdan öptü.
"Çok güzel kokuyorsun." dedi. Dudakları saçlarımda gezinirken. Gülümsedim.
"Gülmene ihtiyacım var, hadi ama benim için gülümse." Bir eliylede dudaklarımı kıvırmaa çalışıyordu. Dayanamadım onun bu haline gülmeye başladım.
"Aman allahım cehennemimi cennete çevirdin. Burası nasıl bir cennet bahçesi böyle." ellerini iki yana açmıştı. Kendini tiyatro gösterisindeymiş gibi hareketler yapıyordu. Dayanamadım kahkaha atmaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURTARMAK UĞRUNA
Random"Atlamak mı istiyorsun Kayla? O halde durma atla" gözlerimi dikmiş Ona bakıyordum. Gözlerinde gördüğüm neydi? Öfke mi? Hayır. Üzüntü mü? Hayır. Gözlerinde çaresizlik vardı. "Yolun sonuna geldik Pamir" dedim zoraki gülümseyerek. Yolun sonuydu demek...