Pamir
Resmen arabayı yumrukluyordum! İçimdeki öfke nasıl diner bilmiyordum. Kayla'yı o şekilde bırakmak hiç içime sinmemişti ama bırakmam gerekiyordu. Ona daha fazla yansıtmak istememiştim öfkemi. Ama üzmüştüm. Gittiğimde telafi edecektim."Ulan bunu nasıl yaparsın lan nasıl?" direksiyona vurup duruyordum.
"Kahretsin Pamir öldüreceksin bizi durdur artık arabayı!" Öyle bir fren yapmıştım ki resmen yolda savrulmuştuk. Bizden baska kimse yoktu burada.
"Asıl sen benim sevdiğim kadına yan gözle nasıl bakarsın?" ne yanlış mı duymuştum!? Sevdiğim kadın mı demişti?
"Ulan ne sevmesi lan! Ne sevmesi! Sen sevmiyordun ki! Sana bir gün içtiğimiz de bir kızdan bahsetmiştim. Bahsettiğim Kayla'ydı! Ben senden önce gördüm lan onu! Sonra senle görünce sustum! Zarar vermek istemedim. Ben onun adını sayıklarken nasıl bir oyun kurdunuz!" Ben çoğul konuşunca yüzüme bakmaya başladı.
"Uzay'la yaptınız, salak değilim lan ben!" Diye devam ettiğimde geri adım atıp yüzüme bakıyordu.
"Nereye götürdün kızı! Ne yaptınız?"
"Sanane lan sanane! O kız yanında o kadar acı cekerken vicdanın nasıl rahat etti lan! Bir hırs uğruna ya! Bir hırs uğruna! sen ne zaman bu kadar acımasız oldun!" Kayla'nın yüzü aklıma geldiğinde Aras'ın suratına bir yumruk salladım.
"Bu ona dokundukların içindi." Sonra bir tane daha salladım;
"Bu onu ağlattığın içindi!" Çıldırmak üzereydim. Hızımı alamadım Aras'ı altıma alıp tekme tokat dövdüm. Hiç bir şekilde tepki vermiyordu."Bir daha Kayla'ya yaklaşmayacaksın ulan anladın mı! Asla!" Bir de tekmeledim. Hırsımı almak cok zordu. Bir türlü o öfke dinmiyordu. Ellerim üstüm kan içindeydi. Aras yarı baygındı. Onun son haline baktım. Cidden gözüm bu kadar dönmüş müydü? Kendime inanamadım. Onu aldığım gibi Hayal'in yanına bıraktım. Hayatımda hiç bu kadar öfkelendiğimi hatırlamıyorum. Can dostum dediğim insan ne zaman bu kadar pislik biri olmuştu? Her şey o Uzay'ın başının altından çıkmıştı. Hızla gazladım. Şimdi Kayla'nın yanına gitsem iyi olacaktı. Onu kırmıştım galiba.
Geldiğimde anahtar bana söylediği yerdeydi. Açıp içeriye girdim. Kayla'nın kokusu tüm evin içine yayılmıştı. Odasında yatmak yerine koltukta yatıyordu. Üstünde de ince bir örtü. O kadar güzel uyuyordu ki. Tüm masumluğuyla tüm güzelliğiyle meleğe benziyordu. Ellerimi saçlarına götürecekken elimin kan içinde olduğunu farkettim. Kirlisin işte Pamir kirli. Bu kıza dokunmayı bırak yaklaşamayacak kadar kirli. Onu alıp içime sokasım geliyordu. Ellerinden tutup götürmek istiyordum. Öyle bir uyuyordu ki sanki hiç nefes almıyordu. Ayağa kalkıp ellerimi yıkamaya gittim. Geldiğimde kıpranıp duruyordu. Belkide rüya görüyordu. Yanına yaklaştım.
"Yoo." diye bağırıp gözünü açtı.
"Şşş bebeğim rüyaydı. Burdayım ben." hemen boynuma sarıldı. Hiç bir şey söylemedi. Hiç bir şey sormadı. Sadece sarıldı. Konuşmadık. Konuşmadı. Sanki konuşsak her şey bozulacak tüm büyü bitecek gibi... Sessizce bana sarıldı. Bende kollarımı ona dolayıp koynumda yatırdım. Ona geri dönülemez bir şekilde aşık olmuştum ve korktuğum tek şey onu da kendi bataklığıma sokmaktı...Kayla
Gözlerimi açtığımda Pamir'in kucağında uyuyordum. Beni kollarıyla öyle bir sarmıştı ki, kıpırdayamıyordum. Hangi ara gelmişti bu? En son bana bağırmıştı. Sonra aklıma gece geldi. Rüyam gelince bir anlığına ürpersem de sonra Pamir'in ben buradayım diyişini anımsadım. Ben düşüncelere dalmışken."Günaydın güzelim." dedi gözü yarı açık yarı kapalıydı. Uykudan uyanan erkek sesi seksiliği gerçekten doğruymuş.
"Günaydın." dedim gülümseyemeye çalışırken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURTARMAK UĞRUNA
Losowe"Atlamak mı istiyorsun Kayla? O halde durma atla" gözlerimi dikmiş Ona bakıyordum. Gözlerinde gördüğüm neydi? Öfke mi? Hayır. Üzüntü mü? Hayır. Gözlerinde çaresizlik vardı. "Yolun sonuna geldik Pamir" dedim zoraki gülümseyerek. Yolun sonuydu demek...