"Neler oluyor neden sürekli birine benle ilgili rapor veriyorsun?" bu durum gercekten canımı sıkmaya başlamıştı.
"Kayla öyle değil."
"Ne öyle değil Pamir! Geçende duydum seni! Bana söylemediğin ne var?" Bana bir adım attı. Elimi dur anlamında kaldırdım. Oflayarak yana döndü.
"Kayla büyütüyorsun sorun felan yok! Yani psikolojik tedavi gördüğün Rüzgar bey sadece durumunu öğrenmek için soruyor sonucta suan orda değiliz." neden bu dedikleri bana inandırıcı gelmiyordu anlamıyorum.
"Bir sorun yok madem Rüzgar bana da sorabilirdi."
"Rüzgar mı? Ne ara böyle samimi oldunuz Kayla?" Al işte konumuz buymuydu?
"Pamir! Konuyu neden saptırıyorsun."
"Sana doğruyu söylüyorum ister inan ister inanma Kayla!" Öylece kestirip atmıştı şimdi. Aptal! Gerçekten çok sinirlerim bozulmuştu.
"Benimle ilgili kötü bir durum varsa bana söylemelisin!" Diye çemkirdim.
"Gidip Rüzgarcığına sor." kapıya doğru yürüdü sinirle.
"Hadi ama Pamir adam benden kaç yaş büyük saçmalıyorsun!"
"Birincisi sadece 5 yaş büyük ikincisi beni sevdiğinden değilde adamın yaşı büyük diye mi olmaz? Sen ciddi misin ya!"
"Oha Pamir oha neyden ne anladın, gerçekten kırıcı olmaya başlıyorsun beni tanımadın mı hiç sen!" Sesim titremişti evet Pamir bir süre yüzüme bakıp kapıyı açıp
"Lanet olsun." diye tıslayarak çıktı. Bir özür bile dilememişti. Kalbimi bu kadar kırmasına gerek yoktu. Resmen beni haklıyken haksız duruma düşürmeye çalışıyordu. Olduğum yere çöktüm öylece.
Birden bire bu şekilde olması kalbimin acımasına yol açmıştı. Çünkü Pamir gerçekten sert bir insandı. O kalbini bir tek ben yumuşatabiliyordum ve bana öfkeli olduğunda işler hiçte iyi gitmiyordu. Ve bana o siniri günler sürebiliyordu. Yine öyle olacaktı. Sinirli bir şekilde davranacaktı sürekli. Öpüp sarılmamda bir işe yaramayacaktı. Ama bu defa bende ona çok sinirliydim ve öpüp sarılacağımı hiç düşünmüyordum. Ona gerçekten kırılmıştım. Aramız kötü ya da değil bu defa umrumda bile değildi. O çekip çıkıyorsa ben de çıkardım! Gidip gezmeliydim. Buranın çarşısı çok güzeldi. Lisede gezi zamanı gelmiştik. Eski hatıralarım canlandı gözümde. Hemen ayağa kalkıp hazırlanmaya başladım. Tabiki kot şortumu giydim.Saçımı topladım, gözlüğümü takıp çıktım.
Hava gerçekten çok sıcaktı. Çarşısı cok uzak değildi. Küçük bir yerdi zaten. Her yere yürüyerek gidiliyordu.
Gerçekten çok güzel bir yerdi. Burada kendimi huzurlu hissediyordum. Bir sürü yere baktım. Stand şeklinde yerler vardı. Hepsine teker teker baktım. El yapımı kolyeler, değişik kıyafetler. Tam da benim ruhumu yansıtan şeyler vardı hep. Neden bilmiyorum ama bir anda olsa burda Hayal'inde olmasını istedim. Bana yapabileceği en büyük kötülüğü yapmıştı ama onun içinde aslında iyi biri olduğunu biliyordum. Bir anlık bir kıskançlıkla... Aras'a sevgisinin büyüklüğünden. Belki onunda canı cok yanmıştı. Bilmiyordum işte gözlerim dolmuştu bile. Bir an onu özlediğimi hissettim bana zarar vermiş olsa bile. Şimdi dördümüz burada tatil yapıyor olabilirdik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURTARMAK UĞRUNA
Aléatoire"Atlamak mı istiyorsun Kayla? O halde durma atla" gözlerimi dikmiş Ona bakıyordum. Gözlerinde gördüğüm neydi? Öfke mi? Hayır. Üzüntü mü? Hayır. Gözlerinde çaresizlik vardı. "Yolun sonuna geldik Pamir" dedim zoraki gülümseyerek. Yolun sonuydu demek...