PİNOKYO PRENS 🤴 19

11.7K 707 29
                                    

Türkiye'den döndüğümden beri Dubai çekilmez gelmeye başlamıştı. Çalışmaktan da şehirden de yorulmuştum. Bu sabahki serzenişim de bundandı. Ama çöl macerasından sonra Dubai'nin zihnimdeki kalbimdeki rengi değişmişti.

Şehrin ışıklarına yaklaşırken aklım gerilerde, az önce yıldızların net seçildiği göğün kuşattığı çölde kalmıştı.

"Ne güzel bir gündü. Böyle bir güne vesile olduğun için teşekkür ederim."

"Böyle muhteşem bir patronun olduğuna göre çalışmalarınla hakkını vermelisin."

"Doğru."

"O zaman çıkarcılık yaptığımı düşünmezsen senden bir iyilik rica edebilir miyim?"dedi gözlerinin kenarıyla bakarak.

"Tabi. Yapabileceğim bir şeyse..."

"Senin takdir ettiğin şu psikolog vardı ya Slattery'di değil mi..."

"Johny Slattery."

"Evet, işte Pazar günü onun da katılacağı bir sempozyuma katılacağım. Böyle sempozyumlarda, toplantılarda Tarık bana eşlik eder ama o gün başka işleri var onun. Güvenebileceğim bir asistana ihtiyacım var. İş mevzu olduğunda fazla titizimdir. Herkese güvenemiyorum. Hem sempozyum da senin ilgi alanına giriyor. Alışveriş üzerine. Yani senin için de faydalı olacak. Sempozyumda Tarık'ın yerine bana sen eşlik eder misin?"

Öyle dolandıra dolandıra sormuştu ki bugünkü iyiliğinin ardından bunu isterken mahcup olduğu hissini veriyordu. Ama bunda mahcup olacak ne vardı? Altı üstü birkaç not tutacaktım belki. Üstelik konunun ilgi alanıma girmesi, Slattery'nin de konuşmacı olması gibi avantajlar bile vardı.

"Olur tabi. Güveninizi boşa çıkartmam merak etmeyin."

"Sağol Gülfem."dedi adımı ilk kez doğru söyleyerek. "Yalnız ufak bir detay var. Sempozyum Paris'te."

Şaka mı yapıyor, diye bakıyordum.

"Nerede?"

"Paris, Fransa'da. Aynı gün gidip döneceğiz. Yol yüzünden biraz zahmetli ama karşılığını alacaksın merak etme."

Yolu, uzaklığı, vizeyi bahane ederek geri çevirmek için bir şeyler söyleyecek gibi oluyordum ama ona bakıp durmama aldırmadan mutlu mutlu yola bakan adama bir şey diyemiyordum. Oldubittiye getirmişti. Bugünkü çöl jesti bunun içindi, demek. Biraz bozulmuşsam da nihayetince o sempozyuma katılmak da yola rağmen Paris'e gitmek de kötü değildi. 

PARİS

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

PARİS

Sabahın erken saatinde başlamış, yemek arasıyla birlikte 14.30'u bulmuştu sempozyumun dağılması. Paris'e kadar gelmişken en azından Eiffel'i görmem gerektiğini söyleyecek cesareti göstermiştim.

Bir anını bile kaçırmak istemeyerek geçtiğimiz yolları ezberlercesine izlemiştim Paris caddelerini. Dubai'den sonra Paris bambaşka bir dünyaydı. Gökdelenlerin arasından sıyrıldığımız anda çok uzaklardaki Eiffel görünmeye başlamıştı. Bu kadar uzakta olmasına sevinmiştim. Oraya varana kadar şehirle ilgili pek çok şeyi görebilecektim. Binalar, yolların düzeni, arabalar, İnsanların giyinişleri, yürüyüşleri, yüz ifadeleri...

DUALARIMIN PRENSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin