14.bolum

1.1K 96 10
                                    

Zehra
Telefonu yere düştü. Kendiside yere yığıldı. Hemen yanına gittim. Yüzü bembeyazdı. Telefondan ses geliyordu.
Z: bayıldı. Bayıldı.
D: Zehra? Ne bayılması?
Z: ö.. o bayıldı.
D: tamam ben doktoru alıp geliyorum.
Z: tamam.
Nihat
Ömere dosyayı göstermek için çalışma odasına geçtim. Orada yoktu. Kendi odasındadır diye yukarı çıktım. İçeri girdiğimde Ömer yerdeydi, Zehrada onu kaıdırmaya çalışıyordu. Kapıyı kapatıp, Zehraya kaldırmasına yardım ettim. Ömeri yatağa uzattık.
N: Zehra? Ne oldu Ömere?
Z: bilmiyorim abi. Telefonda Demirle konuşuyordu, sonrada bayıldı.
N: tamam ben doktoru arayım.
Z: gerek yok abi. Demir doktoru alıp gelicek.
Ömer yavaş yavaş kendine gelir. Yüzünü kimse okşuyordu. Gözlerini açtıkta karşısında Zehrayı görür. Önce anlamamıştır, ne olduğunu.
Ö: ne oldu bana?
Z: az önce telefonla konuşurken bayıldın. Nasılsın şimdi?
Ö: yani iyiyimde, başım biraz ağrıyor.
N: Ömer, geçmiş olsun.
Ö: sağol.
N: Demir, Ali beyle birazdan burada olur.
Ö: Ali bey mi? Ya ne gerek vardı. Ben iyiyim.
N: olur mu canım öyle. Doktor bir baksın.
Kapı açılır içeri Demirle doktor Ali bey girer.
D: Ömer. Kardeşim. İyimisin? Özür dilerim. Öyle pat diye söylediğim için.
Ö: kardeşim, kendini suçlama, zaten sabahtan başım dönüyordu.
Ali: Ömer oğlum. Sen ilaçlarını alıyormysun?
Ö: ya Ali abi, bu aralar biraz yoğundum da. Unutuyorum işte.
Ali: amma oğlum, sen biliyorsun kendini. Hem sen zayıflamışsın. Yemeğine dikkat et.
Z: doktor bey, şimdi önemli bir şey yok di mi?
Ali: yok merak etme kızım. Bu arada siz kimsiniz? İlk kez görüyorumda sizi konakta
Z: ben..
Ö: Ali abi, Zehra benim KARIM.
Ali: ooooo Ömerciğim. Evlenmişsin, haber vermiyosun. Kızım tebrik ederim. Artık Ömeri sana emanet ediyorum. Yemeğidi ilacıdı zamanl zamanında.
Z: merak etmeyin. Ben ilgilenirim.
Ali: Ömer oğlum, seninle bir şey konuşmam gerek.
Zehra
Doktor galiba özel bir şey diyecekti.
Z: hadi beyler, biz çıkalım.
Zehra, Nihat, Demir çıkarlar.
Ö: ne oldu, Ali abi?
Ali: ömer ilaçları neden kullanmıyorsun ki? Bak eğer boyke devam edersen, vücud direncin düşer. Her türlü hastalığa bulaşırsın. Kendine dikkat et biraz. İşleriniz zaten çok iyi. Biraz dinlensen çok iyi olur.
Ö: tamam Ali abi. Merak etme dikkat ederim ben.
Ali: tamam o zaman ben gideyim. Bir daha geçmiş olsun.
Zehra
Doktor odadan çıktı.
Z: doktor bey bir şeyi yok dimi? Yani  önemli bir şey deyil.
A: yok kızım. Sadece yorgun düşmüş. Buraz dinlensin. Stressden uzak dursun. Yemeğini ilacını vaktinde alsın. Ömer sana emanet artık.
Z: ben ilgilenirim onunla.
Doktor gider.
Demir Ömerin yanına çıkar.
D: kardeşim. Nasılsın şimdi?
Ö: iyiyim Demir. Abarttınız siz.
D: Ömer özür dilerim. Ben öyle pat diye dememeliydim.
Ö: kardeşim, dediklerin beni şok etti evet.. amma o yüzden bayılmadım. Yorgundum biraz. Suçlama kendini.
D: peki ne düşünüyorsun bu konuyla ilgili?
Ö: Demir, biz asla o Hilmi denen şerefsizle ortak olamayız. Asla. Bu bizim şirket için önemli olsa bile. Şimdi git teklifi reddet. Ve asla bir daha bu konuyu açma.
D(: tamam o zaman ben gideyim.
Zehra
Mutfaga geldim. Zencefilli bir çay yaptım. Odaya götütecektim Onun için. Karşıma Demir çıktı. Canl sıkkındı.
Z: ne oldu Demir. Yoksa ona..
D: Ha yok Zehracığım, Ömer iyi. Bu ne?
Z: bitki çayı yaptım Ömere.
D: Ömer ve bitki çayı.
Z: sevmez mi?
D: sevmek ne kelime, adam nefret eder bitki çayına. Bence götürme, içmiycek.
Z: sen o işi bana bırak. İçecek. Hemde keyifle.
D: tamam. Günah benden gitti.
Ömer
Dün olanları düşündükçe çıldırıyordum. Onu öpdüm. Ya nasık yapa bilirim bunu. Ömer bu sen değilsin. Kendine gel. Bu evlilik bir oyun. İçeri girdi elinde de tepsi.
Ö: bu ne şimdi?
Z: zencefilli çay. İyi gelir.
Ö: istemiyorum.
Z: sen bilirsin. O zaman bende Ayşe eve dönünce ona bayıldığını, ilaçlarını almadığınl anlatırım.
Ö: sakın. Tamam içecem. Amma bir yudum.
Z: şuraya bırakıyorum. Aşağıda işiç var.
Zehra yaseminin yanına gider.
Ömer
Çayın çok güzel kokusu vardı. Bir yudum aldım. Çok güzelmiş. Zencefilli demek ki. Bitki çayı yani. O kadar da kötü deyilmiş. Bir kaç yudumla çayı bitirdim. Aşağı inecektim ki bir fincan daha alayım. Mutfağa girdiğimde Zehranı gördüm. Telefonla konuşuyordu.
Z: canm, evet. Ne soyleye bilirdim ki. Sanki onu tanımıyorsun. Evet köydeyiz dedim. Yalandan sevdiğimi söyledim. En azı 6 ay beni rahatsız etmez. Sonra da yani 6 ayın sonunda Yaseminle buralardan gideriz. Doğru söylüyorsun, ya neden 6 ay? Bilmiyorum ki. Tamam canm sağol. Yok onun için meyve tabağı hazırlıyordum. Tamam öpüyorum canm.
Ömer
Ne? Yalandan? Yaa neler oluyor boyle? Şimdi ben ona hiç bir suçu olmafan kötü davrandım. Ne salağım ben. Affetdireceğim kendimi. Affedicek.
Arkadan geldim o da aynı anda elinde tabakla döndü. Tam zamanında kendimi geri çektim. Çarpışmadık. Bir birimize baka kalmıştık. Bu sessizliği o bozdu.
Z: ben şey. Meyve?
Ö: teşekkur ederim. Alıyım ben.
Zehranln elinden tabağı alır.
Ö: bahçeye çıkalım mı? Orada yeriz.
Z: biz? Yeriz evet yani olur.
Bahçeye çıktık. İkili salıncağa oturduk. Meyve yiyerek, gök yüzünü izliyordu. Yukarı bende baktım. Amma ilgimi çekicek bir şey bulamadım. Amma o öyle bakıyordu ki sanki orada bir şey var.
Ö: nereye bakıyosun sen öyle?
Z: hiç. Öylesine. Bulutları izliyorum. Çok güzel dimi?
Ömer Zehraya hayran olmuşcasına bakar: evet çok güzels.. yani ne o ki güzel olan(iç ses: ne güzeli... ne diyorum ben)
Zehra parmağının ucuyla gök yüzündeki bulutları gösterir: bak bu soldaki kalp şeklinde, sağda ki balık. Gördün mü?
Ö: haa evet gördüm. Hiç fark etmemişim. Ha şurdakide köpek gibi duruyor. Oyle mi?
İkiside eğleniyordular. Ömer de güler. Zehra da.
Alev balkondan onları izler: bekle varoş gülü. Seni mahvedicem. Ömer benim. Şuna bak. Ezik.
Ö: hadi geçelim içeri. Ben açtım.
Z: tamam
Ben tabağı alayım. İçeri geçerler gülerek. Karşılarıba Ayşe çıkar: ooooo çifte kumrular. Neye gülügorsunuz siz ?
Ö: Ayşe canm, hatırlıyormusunu çocukken biz bulutları bir şeylere benzetirtik. Şimdi de Zehrayla benzetiyorduk.
A: yaa abi beni neden çağırmadın. Amma neyse siz hep böyle gülün de.
İçeri geçerler öğle yemeğini yer ve salona geçerler. Ömere telefon gelir. Çalışma odasına geçer.
Zehra
Her kes salondaydı. Ayşeyle sohbet ettik. Sonra ben yatak odasına geldim. Geturdiğim kutunun içinden günlüğümü çıkartdım. Ne zamandır yazmıyorum. Son kez 20 ağustos yazmıştım. Kaç gün geçmiş. Yazmata başladım

Sevgili günlük, çok uzun zamandır yazmıyorum. Çok kötü ve çok da iyi  olaylar oldu. Kötüler hep kötü. Ben iyiyi yazayım. Abimi buldum. Yani gerçek ailem olan. Adı Nihat. Nerden buldum. Tabii o kötü olayla ilgili. Onunla karşılaşdık. Hayatımda onun gibi birinyle ilk kez karşılaşıyorum. Sanki iyi biri amma bana çok kötülük yaptı...
Kapı açılır içeri ömer girer. Zehra hemen defteri gizler. Bu defterden hiç kimsenin haberi yoktu. Burada Zehranın geçmişi vardır. Her günü anlatırmış.
Ö: hazırlan. Bavulları Nazana dersin verir sana.
Z: anlamadım. Ne bavulu? Nereye gidiyoruz.
Ö: sürprizz.
Z: sen ve sürpriz?
Ö: olamaz ml?
Z: yani ne biliyim. Nasıl bir yer bari onu söylesen.
Ö: gidince görürsün.
Z: bir dakika ikimiz mi gidiyoruz. Baş başa? Biz?
Ö: yoo her kes gelicek. Yanj ailecek dinleniriz diye düşündüm. Hadi hazırlan.
Evde her kes hazırlık yapıyordur. Ömer hiç kimseye neteye gidecekıerini söylemez. Akşam yemeğinde Ayşenin ısrarlarına dayanamayıp söyler.

Canım okuyucularım, kusura bakmayın, bu aralar çok yoğundum. Onun için geç geldi bu bölüm. Yorum ve oy bırakırsanlz sevinirim.

adını birlikte koyalımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin