36. bolum

1.1K 103 45
                                    

İyi okumalar canlarım😘😘😘
Sabah kalktığında bölümü görüp okuyanlara Gunaydın🤗 şimdi okuyanlar içinde iyi geceler🤗


Zehra

"Ne?
"Tamam Demir geliyorum. Tamam bize geç,oradan birlikte gideriz."
Ömere döndüm "Ömer dönmeliyiz."
"Nü oldu? Babama bir şey mi oldu?"
Ahmet baba ne alaka?
"Yok her kes iyi. Hilmiyi serbest bırakmışlar. Demirle birlikte karakola gideceğiz."
"Nasıl olur bu? Deliller vardı."
"Bilmiyorum Ömer,kurtulmuş işte. Hadi gel içeri geçelim."
Bavulları toplayıp dışarı çıkardım. Çetinde gelmişti. Arabaya bindik ve eve geldik. Çetinin yardımıyla Ömeri arabadan indirdik ve eve geçtik. Kapıda bizi Hediye abla karşıladı.
"Merhaba Hediye abla."
"Hoş geldiniz."
Ömeri salona geçirdim. Her kes salondaydı.
"Çocuklar? Neden erken döndünüz?"
"Ahmet baba Hilmiyi serbest bırakmışlar. Birazdan karakola geçeceəim."
Nihat ayağa kalktı ve yanıma geldi.
"Nasıl serbest bırakmışlar? Bu olamaz."
"Demirle birlikte karakola gideceğiz,orada anlarız."
"Bende geliyorum."

Demir de gelmuçti.
"Her kese merhaba.Zehra hazırsan çıkalım."
"Tamam Demir çıkalım,Nihat da gelecek."

Ömerin "hiç bir yere gitmiyorsun" demesiyle kapıdan geri döndüm.
"Neden Ömer?"
"Sen karışma bu işlere Zehra. Ben giderim Demir ve Nihatla."
"Ömeeer..."
"Zehra tartışmayalım bu konuyu. Ben gidiyorum o kadar."

Tartışmak istemiyordum,ama onu yalnız da bırakmak istemiyordum.
Yine de Demire ve Nihata güvenerek gitmedim. Salona geri döndüm.

Ömer
Karakola girdiğimizde Hilmini görmüştüm. Beni alaycı bir gülümsemeyle süzdü.
"Ahhh Kervancıoğlu. Bu hallerde mi görecektim seni? Yazık"
Yumruğumu daha da çok sıkarak önüne geldim.
"Sen şimdi ihaleye de katılamazsın,rezil olursun kesin. Bak yol yakınken geri çekil,senin için söylüyorum. O ezik Salimin şirketiyle birlikte batacaksınız."
Daha fazla dayanamamıştım.
"Doğru konuş Salim babamla ilgili. Lan o ihaleyi kazanmazsam bana da Ömer Kervancıoğlu demesinler. İhaleden sonra görüşeceğiz."
Hilmi gülerek "bu halinle mi geleceksin ihaleye?Çok yazık be Ömer. Bu kadar çabalaman hiç bir şeye yaramayacak."
İçimde kasırga,tufan,deprem...her şey bir birine karışmıştı. Hilmi kendinden emin bir şekilde karakoldan çıkarken arkasından da adamları çıkmıştı.
"Bekle Hilmi Yılmaz...Bekle, seni ben rezil edeceğim."
Demir ve Nihat geldiğinde,avukatının çok güçlü olduğu ve delillerin yetersiz olduğundan serbest bırakıldığını açıkladılar. Nihata telefon gelince gitmek zorunda kaldı. Demirle birlikte tam arabaya binecektik ki durdurdum onu.
"Demir,senden bir şey istiyorum."
"Buyur Ömer."
"Beni Metenin kaldığı cezaevine götür. "
"Ömer emin misin?"
"Eminim Demir."
Demir de sanki bunu istiyormuş gibi hiç itiraz etmedi.
1 saatlik yolculuğun sonunda cezaevine gelmiştik. Arabadan indik ve cezaevinin kapısının önüne geldik.
İçimde kaç saattir dinmeyen kasırga,daha da şiddetlenmişti. Sinir krizi geçirmeyeyim diye kendimi zor tutuyordum. Şu an değil Ömer,şu an olmaz. Ellerimin titrediğini fark edince,hemen yumruk yapıp sıktım.
"Ömer iyi değilsen,döne biliriz."
Demire dönerek  "Demir iyiyim" dedim.

Zehra
Odada volta atıyordum tırnaklarımı kırarak. Offf neden gelmediler. Kaç saat geçti. Koltuğa oturup telefonuma baktım. Demire ulaşamıyordum,Nihat ve Ömer de açmıyordular. Başımı ellerimin arasına alıp sakinleşmeye çalıştım.
Kapının açılmasıyla başımı kaldırdım. Ömer gelmişti. Yerimden kalkıp yanına koştum  ve boynuna sarıldım. Bir kaç saat içinde çok özlemiştim.
"Çok özledim çok."
Ömer saçımı okşayarak "geldim işte. Burdayım"dedi.
"Neden geç geldin? Kötü bir şey mi oldu?"
"İşimiz biraz uzadı"
"Hilmi meselesi ne oldu?"
"Serbest bırakıldı,deliller yetersizmiş. Ama merak etme,onun yeri cezaevi. Şimdi değilse de bir gün gelecek ve o layık olduğu yere gidecek.

adını birlikte koyalımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin