17. bolum

1K 102 26
                                    


Mektup:
''Seni sevmiyorum. Yanılmışım. Dün her şey bir anda olunca öyle sandım. İçimde sana karşı sevgi yok. Ben sözlümü Yeneri Seviyorum. Benim peşimi bırak. Arama. Unut beni...masal bitti, ben gerçek dünyaya geri döndüm ve vazgeçtim çocukluk masallarına inanmaktan.. ''
Ömer
Ayağa kalkdım. Aynaya bakınca onun hayali geldi gözümün önüne. Aynaya bir yumruk attım. Elim paramparça oldu. Kalbim... elimden beter halde. Odada her şeyi dağıttım.
'' aptalsın. Aptal... güvenmeyecektim. Hiç bir kadına güvenmeyecektim. Aşık olmayacaktım. Amma o... ''
Balkona çıktım. Her yerde anılarımız. Sandalyelere tekme attım. Ayağımı incilttim. Yere düştüm. Ben bu kadar ağlamamıştım hiç. Niye? Neden? Hepsi mi aynı? Neden terk ediyorlar beni? Neden? Zorda olsa ayağa kalktım. Banyoya girdim. Üzerimde onun kokusu vardı, aşık olduğum kokusu. Pijamalarımı çıkarmadan duşun altına girdim. Başımı aşağı indirdim. Yere dökülen kanımı izliyordum. Elim kanıyordu. Çok sinirliydim, kırgındım, kızgındım. Bir tane yumruk daha attım kabinin kapısına. Elim parça parçaydı. Duş alıp çıktım. Üzerimi değiştirdim. Onun telefonu burdaydı. Ona ait hiç bir şeyi görmek istemiyorum. Telefonu balkondan aşağı attım. Kendi telefonumdan Ayşeye aradım. Şu an bana iyi gelecek tek varlık Ayşeydi.
Ö: Ayşeciğim. Canım.
A: abi? Günaydın. Nasıl gidiyor bal ayınız? Zehra nAsıl?
Ö: Ayşeciğim biz Parise gidiyoruz. Bal ayını orada devam ettireceğiz. Yani 1 ay orada kalıcaz.
A: oooo romantik çiftim benim. Abi sürpriz mi yaptın Zehraya?
Ö: evet canım. Bize ulaşamazsanız merak etmeyin. Biz oradan sizi ararız. Ha birde Yasemine de söylersin. Ablasını merak etmesin.
A: tamam abiciğim. Size iyi eğlenceler. Zehrayı da benim yerine öpersin.
Ö: tamam Ayşe.
Demiri aradım.
Ö: alo demir.
D: günaydın Ömer. Nasılsın?
Ö: Demir acil bize gel. Yalnız.
D: ne oldu? Sesinde kötü geliyor.
Ö: sen gel anlatırım ben.
D: tamam geliyorum.
Ö: taksiyle gel.
D: Niye ki?
Ö: ne diyosam onu yap. Bekliyorum.
Telefonu kapattım. Dolapı açtım. Bavulu alıp içine bir kaç giysi aldım. Buralardan gidecektim. Bir süre yalnız kalmaya ihtiyacım vardı. Yorgundum. Hayata küsdüm. Keşke Ayşenin yerinde olsam da onun yerine 6 aydan sonra ben ölsem. Gitsem bu dünyadan hiç dönmemek üzere. Kalbim acıyordu. Aklım almak istemiyordu. Hayatın önüme koymuş olduğu ve içinden çıkamayacağım en zor sorunlarla cebelleşirken, omuzlarımdaki yükü biraz da olsa onu sevmek hafiflete biliyordu. Şimdiyse içimde ona karşı olan tüm nefret bütün bu sorunları tekrar onzuma yüklemişti. Odaya son bir kez baktım.  Her yerde O...
Aşağı indim. Bir bardak su içip kanepeye oturdum. Kapı açıldı. Demir geldi.
D: Ömer? Bu halin ne?
Zehra nerede?
Ömer titrek sesle: gitti... hiç bir şey olmamış gibi beni bırakıp gitti...
D: Ömer baştan anlatsana neler oluyor?
Ö: Demir seni buraya bana yardım etmen için çağırdım. Ben 1 aylığına buralardan gidiyorum. Şirket sana emanet. Giderken benim arabamı alıp gidersin. Yeni numaramdan sana mesaj atıcam. Numaramı sana vericem bir tek. Eger Ayşeye bir şey olursa bana ulaşırsın?
D:  bir dakika Ömer. Ne diyosun? Gidiyormusun? Nereye?
Ö: bende bilmiyorum hala nereye gideceğimi...
D: peki Zehra? O nerede?
Ö: bilmiyorum. Bilmekte istemiyorum...
D: Ayşeye ne dedin?
Ö: bal ayına gideceğimizi. Hadi Demir sağlıcakla kal. Taksi beni bekliyor. Kardeşin çok yoruldu...
Demir Ömere sarılır: kardeşim benim.  İyi yolculuklar.
Ö: bunlarıda al. Giderken atarsın.
Ömer
Demirle birlikte evden çıktık. Eve dönüp son bir kez baktım. Bu ev benim için onunla anlam kazanmıştı. Taksiye binerken göz yaşlarımı zor tutdum. Demire el salladım.
Demir
Ömer bana bir poşet vermişti atmam için. Tam atacaktım ki telefon sesi geldi. Poşeti açtım amma geçdi. Arayan kapatmıştı. Bilinmeyen numara. Acaba Zehra mı? Poşette başka bir şey daha vardı. Bir kağıt. Mektup.Okusam  mı? Yok özeldir. Belki de önemlidir. Merakıma yenik düşüb okudum. Nasıl yani? Zehra Ömeri terk mi etti. Amma burda bu olamaz. Bu mektup... Zehra tehlikede. Eminim.Şirkete geçtim.Tam şirketten çıkacakken Leyla geldi.
L: canım. Nasılsın?
D: Leyla, çok kötü şeyler oldu. İnanamayacaksın. Zehra
L:ne oluyor Demir. Anlat. Zehraya bir şey mi oldu?
D: sakin ol Leyla. Daha belli değil hiç bir şey.
L: her şeyi anlat hadi.
Demir anlatır. Sonrada mektubu gösterir.
L: Demir, bu olamaz. Bu asla olamaz. Zehra Yenere nefret eder. Hem bu Zehranın yazısı değil. Zehra tehlikede, Demir. Ömer biliyor mu?
D: Leyla bir sakin ol. Ömer gitti. Yurt dışına çıkacak. Zehranın onu terk etdiyini düşünüyor.
L: her şeyi Ömere anlatmalıyız. Zehra ilk önce onu arar. Ara hemen Ömeri ara.
D: tamam. Çalıyor... Aç şu telefonu Ömer. Aç
Açmıyor leyla, uçağı kalkmışmıdır.
L: bir daha ara.
D: bu kez de meşgul. Karakola gidelim. Tayfundan yardım isteriz.
L: tamam
D: komiser Tayfun nerede?
Polis: burada efendim, geçin.
T: oooo Demir, Leyla yenge hoş geldiniz.
D: hiç hoş gelmedik Tayfun. Zehrayı kaçırdılar. Ömerin eşi Zehrayı
L: Tayfun ne olur bul Zehrayı
T: ne kaçırması? Kim? Ömer nerede?
L: Yener. Zehranın belalısı Yener.
T: tamam ben şimdi tüm ekiplere haber veriyorum. Evim kamera kayıtlarına da bakalım. Hadi çıkalım.
Hep birlikte eve gelirler. Tayfun kamera kayıtlarını incelemeye gider.
D: Ömer ne kadar sinirli olmuş ki cam kapısının kırıldığını bile fark etmemiş. O Yener denen şerefsiz buradan eve girmiş.
L: ya ben onu değil de, Ömerin bu son cümlenin anlamamasına şaşırıyorum. İnsan bu kadar mı aptal olur sinirliyken
D: Leyla, çok üzgündü, kırgındı. İlk kez birine aşık olmuşdu. Ne yaptığını bile bilmiyordu. İn saa Allah o herif Zehraya bir şey yapmaz.
Tayfun gelir.
D: ne oldu Tayfun? Bir şey buldun mu?
T: haklısınız. Zehra yenge kaçırılmış. Kamera kayıtlarının hepsine baktım. Adam içeri girmiş, Zehra da aşağıdaymış. Başına bir şeyle vurmuş ve kaçırmış.
L: Allahım sen yardım et. Nasıl bulucaz kardeşimi?
T: merak etme yenge. Bahçedeki kayıtlardan arabasının pilakasını aldım. Tüm ekiplere haber verdim.
D: Tayfun, Leyla sana emanet. Ben Ömeri almaya gidiyorum.
L: hayır bende gelicem.
D: Leyla, sana burada kal dedim. Telefonunun açık olsun. Zehra araya bilir.
T: Demir, bizde karakola geçiyoruz.
Ömer
Hava alanına gelmiştik. Nereye gideceğimi daha karar vermemiştim. En iyisi Nyu york. Orayı zaten iyi tanıyorum. Evim de var orada. Ever en doğru karar. Kassaya yakınlaştım. Bileti aldım. Saat 15 00 kalkacaktı. Daha 1 saat var. Boş bir banka oturdum. Midem kazınıyordu. Açtım. Amma hiç iştahım yoktu. Telefonum çaldı. Demirdi. Konuşmak istemiyordum hiç kimseyle. Kapattım. Bir daha çaldı. Bilinmeyen numara.
Ö: Alo?
Z: Ömer...
Ö: ne yüzle beni arıyorsun. Senin sesini bile duymak istemiyorum. Hiç bir şey umrumda deyil. Boşanacağız...
Z: sana...
Kapattım. Birde arıyor. Telefonu kapattım. Uçağın kalkmasına 15 dakika vardı. Anons geçtiler. Yavaş yavaş kalkıp ilerledim.
Demir
İn şaa Allah yetişirim. Ömer gitmemeli. Gerçeği öyrenmeli. Hava alanına geldiğimde 14 50 di. Her yerde Ömeri arıyordum. Nyu Yorka giden uçağın anonsu geçiyordu. Nyu york mu? Tabii Ömer oraya gidecek. Birden gözüme Ömer göründü.
Koşa koşa o tarafa gittim. Amma yetişemedim. Gitti. Hiç bir şeyi oğrenmeden gitti. Leylayı aradım.
D: alo Leyla...
L: geliyor musunuz? Tayfun Zehranı kaçıran arabayı bulmuş. Hemen gelin.
D: Ömer gitti. Yetişemedim.
Ömer
İşte gidiyorum... Her şeyi bırakıp gidiyorum. Her şeye inancımı yitirmiş bir şekilde gidiyorum. Gözümden yaş akıyordu. Neden? Neden tüm sevdiklerim beni bırakıp gidiyor. Önce annem, sonra O, 6 aydan sonrada Ayşe...

Zehra
Gözlerim ağlamaktan o kadar çok şişmişdi ki açamıyordum. Neden Ömer? Neden? Sana ihtiyacım var. Gel kurtar beni. Her taraf karanlık. Soğuk. Sensizim.
Ve içimde her an büyüyen acı...

Okuduğunuz ve desteklediğiniz için her kese teşekkür ederim😚😍

adını birlikte koyalımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin