Merhabalar arkadaşlar😊 Bu bolumu yazarken çok duygulandım😢 İn saa Allah bolumu beğenirsiniz.
Bolum şarkısı
Keti-Ver beni yalnızlığaZehra
Ev çok sessizdi. Hiç kimse ortalıkta yoktu. Ömer babasının yanındaydı Müzeyyen hanımla birlikte. Ayşe Asyayı uyutuyordu. Ben salonda yalnız oturmuştum. Hediye abla gelince kalktım.
Hed:Zehra hanım kızım,masayı hazırlayayım mı? Malum hiç kimse yok.
Z:Hediye abla sen hazırla,ben gidip her kesi çağırırım.
H:tamam kızım.
Hediye ablaya mutfakta biraz yardım ettim daha sonra yukarı çıkıp her kesi yemeğe çağıracaktım.
Alevle karşılaşdım. Hiç bir şey demeden yanından geçtim,amma o kolumdan tuttu ve beni durdurdu. Tırnaklarını etime bastı. Acımı belli etmedim. Sert bir şekilde kolumu çektim.
Sesimi çok yukseltmeden "Sen kim-sin?" Dedim. Fazlasıyla haddini aşıyordu.
Alev:senin gerçek yüzünü bir ben biliyorum. Seni mahv edeceğim.
Z:senden korkmuyorum anladın mı? Sen kimsin ya? Kim? Sabah senin seviyene inmemek için sustum,ama şimdi her şeyi soyleyeceğim. Bizim holding zamanında,en iyilerdendi, en güçlüydu, Yılmaz holdingi iflasa kadar sürükleyen holding Kaya holdingdir. Anladın mı? Senin hiç bir hakkın yok bizim holding hakkında boyle ireli geri konuşmaya.
Alev:bu evden gideceksin, hemde hiç düşünmediğin bir şekilde.
Alev kapıya çarparak konaktan çıktı. Sinirden ellerim titriyordu. Derin bir nefes alıp yuları çıktım. İlk önce Asyanın odasına geldim. Ayşeyi aşağı inip bir şeyler yemesi için ikna ettim. İkimiz birlikte Ahmet babamın yanına geldik. Kapıyı tıklattıktan sonra içeriden Ömerin "gir" sesini duyduk.
Ayşe:biz geldik. Babacım uyuyor mu?
Ömer fısıltıyla:evet canım.
Ayşe:abicim,annecim hadi gelin aşağı inelim,Hediye abla masayı kurmuş. Bir şeyler yiyelim,sabahta az yediniz.
Müz:tamam Ayşecim,siz gidin ben burada kalacağım.
Z:Müzeyyen hanım lutfen siz de gelin.
Ömer:hadi anne sen git,merak etme ben buradayım.
Müz:oğlum sen?
Ö:ben aç değilim. Size afiyet olsun.
Zehra
Ayşeyle Müzeyyen hanım ve Nihat masaya geçtiler.
Müz:Zehracım sen nereye?
Z:ben yukarı onun için yemek gotüreyim.
Ayçe:abime mi?
Z:hı hı
Ayşe:teşekkur ederim Zehracım.
Ayşeye tebessüm ederek mutfağa geçtim. Tepsiye salata ve yemekten koydum ve yukarı çıktım. Odanın kapısını bir elimle açtım ve içeri girdim.
Zehra:senin için getirdim,kahvaltı da yapmadın.
Ö:teşekkur ederim,ama canım istemiyorum.
Z:itiraz kabul etmiyorum. Yemelisin ki güçlü olasın.
Tepsiyi sehpanın üzerine koydum ve ona "hadi,soyutmadan ye" dedim.
Ömer sehpanın onundeki kanepeye oturdu.
Ö:sen yedin mi bir şeyler?
Z:yoo daha yemedim,birazdan yerim.
Ö:olmaz oyle şey, gel otur.
Yanına oturdum.
Ö:bekle ben sanada getiriyim aşağıdan yemek.
Z:ben aç değilim,gerçekten.
Ömer kaşığına pilavdan aldı ve bana uzattı gülerek "canım biraz daha ye" dedi. İlk once anlamadım,daha sonra Ahmet babamın uyandığını fark ettim ve uzattığı kaşıkdan yedim pilavı.
Z:teşekkur ederim.
Ö:afiyet olsun. Biraz daha...
Z:bu kadar yeter.
Ahmet:çocuklar...
Ö:evet babacım buradayız.
Ahm:ben iyiyim siz gidin aşağıda yemeğinizi yeyin.
Z:size ne yapmamı istersiniz babacım?
Ahmet:gelinim bana yemek mi yapacak?
Ahmet baba gülerek yatakta doğruldu.
Z:ne isterseniz yaparım.
Ahm:başka zaman kızım, şimdi iştahım yok,ama daha sonra bir mantı yaparsan yerim.
Z:tabii ki yaparım babacım.
Ö:ben Hediye ablaya soyleyeyim sana çorba yapsın.
Ahm:tamam oğlum.
Ben tepsiyi alıp çıktım arkamdan da Ömer geldi. Mutfakta Ömer Hediye abladan çorba yapmasını rica etti,bende tepsiyi tezgahın üzerine koydum. Birlikte odaya çıktık. Ömer çok yorgun gozükuyordu.
Z:sana çay getireyim mi? İster misin?
Ö:gerek yok,iyiyim.
Odaya Leyla girince Ömer yanına gitti ve sarıldı. Onlar çok iyi arkadaşdılar, arkadaşlıktan da öte sanki abi kardeşdiler.
Leyla:canım Ayşeden oğrendim,geçmiş olsun.
Ömer Leylanın elimden tutarak balkona çıkardı. Ben yanlarına gitsem mi ki, belki yalnız kalmak istiyordurlar. En iyisi ben aşağı inip çay alayım kendime.
Z:ben çay alacağım kendime,size de getireyim mi?
Ö:ben istemiyorum
L:bende istemiyorum canım.
Z:tamam.
Aşağı indim ve kendime papatya çayı yapacaktım. Alev zaten çok sinirlendirmişti beni. Mutfağa girince onu gordum. Yine ne işi var onun burada. Hiç ona bakmadan kendine çay yaptım. Demlenmesi için biraz bekledim,o sırada telefonum çaldı. Demir arıyordu,bende mutfaktan çıktım.
D:Zehracım iyi misin? Geçmiş olsun,Ahmet bey nasıl?
Z:Şukur. Şimdi iyi,dinleniyor.
D:Leyla geldi mi oraya?
Z:evet,onunla sohbet ediyordu.
D:anladım,benim de şirkette işlerim var,onları bitirince oraya gelirim.
Z:evet gelsen iyi olur.
D:sesin kotu geliyor,sen iyi misin?Yoksa yine Ömer mi?
Z:yoo onunla ilgili değil,gelince konuşuruz. Sana ihtiyacım var.
D:tamam canım.
Telefonu kapattıktan sonra mutfağa geri dondum. İyi ki Alev yoktu. Çaydan fincana koydum ve yukarı çıktım. Odaya girdiğimde Ömerle Leyla balkondaydılar hala. Çayı ve telefonumu sehpanın üzerine koydum ve balkona çıktım.
Z:Leylacım birazdan Demir de gelecek. İşleri varmış şirkette.
Ö: ben bir babama bakayım.
Z:şey Alev...
Ö:gitmedi mi o?
Z:birazdan gidecek. Müzeyyen hanım çok üzüldü,gitmese olur mu?
Ö:onun seninle oyle konuşmaya hiç bir hakkı yoktu. Cezasını almalı.
Z:peki Müzeyyen hanım?
Ömer çene sümüklerini belli edercesine dişlerini sıktı. Odadan sinirli bir şekilde çıktı.
L:sen de git istersen,çok sinirliydi.
Z:tamam canım sen bekle burada bizde geliriz şimdi
Alevin odasına geldiğimde Ömer "bu son şansın" dedi.
Alev:tamam Ömer, ben oyle demek istemedim zaten, yalnış anladınız.
Ö:Zehrayla birde oyle konuşmayacaksın. Unutma o benim KA -RIM.
Alev:Ahmet baba için çok üzüldüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
adını birlikte koyalım
Novela JuvenilBen seni bir okyanusun derinliginde buldum da sevdim Parlak bir inciydin benim için Paha biçilmez bir inci Ben seni soguk ve yagmurlu bir günde Seni düsünürken gülüsündeki sicakligin içime dolup da Beni sardigi bir anda sevdim Seni sadece selvi boyu...