Bölümün şarkısı:
Hint dizisi: bir garip aşk
Teri meri.
Şok güzel şarkı😍❤Zehra
İçeri girenin o olduğunu görünce çok şaşırdım. Hemen ayağa kalktım. Kime ne söyleyeceğimi bilmiyordum. En son babama baktım ve bayıldım.
Ömer
Beni dinlemeden gitmişti. Sen görürsün şimdi. Telefonumu alıp şirketten çıktım. Merte bugun gelmeyeceğimi söyledim. Aşağıda Alev beni durdurdu.
Al:Ömer nasılsın?
Şu gıcık sesini duymasam daha iyi olacağım.
Ö:ben çıkıyorum. Sonra konuşuruz.
Al:amma Ömeeeer
Dinlemeden şirketten çıktım. Arabama binip onun evine sürdüm. Arabanı park edip indim. Kapıdan birileri çıkdı. Çok sinirli gözüküyordular.
Cahit: Ömer bey?
Adam elini bana uzattı. Kendisini tanımıyordum.
C:ben Cahit Saygın.
Soyadından tanıdım. Saygınları çok tanımıyordum. Amma anlatılanlara göre kaçak silah işleri yapıyorlar. İstemeyerek elimi uzattım.
Ö:siz burada ne arıyor sunuz?
C:biz Salim Kayadan şirketini almak için gelmiştikte.
Şirketlerini sattılarsa demek bana attı. Parayı alıp kaçtın demek ki. Yumruğumu sıktım.
C:amma kızı gelip satma dedi. Borç parası bulmuş da.
Rahatladım hemen. Demek doğru söyledi. Cahit ve yanındaki adam arabalarına binip gittiler. Bende kapıyı çaldım. Kapıyı 45 yaşlarında bir kadın açtı.
Sevim:buyurun kime bakmışdınız?
Ö:ben Zehraya bakmışdım.
Sev: siz kim siniz?
Ö:ben Ömer Kervancıoğlu. Zehranın erkek arkadaşı.
Kadın erkek arkadaşı dediğimde beni süzdü. Daha sonra yüzüme baktı.
Sev:buyur gir içeri.
İçeri geçtim. Kadın öndem yürüdü benden onun arkasından gittim. Salona geçtiöimizde o kızı gördüm. Babasıyla konuşuyordu. Beni görünce yerinden kalktı. Bir bana bir yanlmdaki kadına baktı. En son babasına baktı ve bayıldı. Beni gördüğü için korkmuştu. Babası onu yerden kaldlrmaya çalıştı. Yanlna gidip yerden kaldırdım.
Ö:odası nerede oraya götüreyim.
Birisi koluma vurdu. Genç bir çicuk kucağımdan almak istedi kızı.
K:sen kimsin be. Bırak ablamı bem götüreceğim.
Hadi hazır olun. Geri dönüşü olmayan yola girdik.
Ö:ben erkek arkadaşıyım. Nerede odası?
Kapıyı açan kadın bana yolu gprsetdi. Her kes arkamdan geldi. Kadın kapıyı açtı. Odaya girdim ve odanın dizaynına bayıldım. Onu yatağa bıraktım. Arkama döndüğümde 3 çift göz beni inceliyordu.
Ö:kusura bakmayın habersiz geldimde.
Elimi babasına uzattım. Bu adamı daha önceden tanıyordum. Kadını da. Leylayla Demirin düğününde onlarda vardı. Amma onu ve kardeşini tanımıyordum.
Salim bey elimi sıktı. Her les çok gergindi. Annesi kolonyayla onun yüzüne vuruyordu. Bir kadın daha geldi. O da su getirdi. Salim bey bana yakınlaşıp aşağı inmemi soyledi. Onun arkasından aşağı indim. Çalışma odasına girdik. Koltuğa oturdu. Ben ayakta duruyordum.
Sal: evlat otursana. Ne dikiliyorsun.
Karşısındaki koltuğa oturdum.
Sal: siz ne zamandır birliktesiniz?
Ne zamandır birlikteyiz? Ne uydursam ki?
Ö:biz 3 aydır.
Sal:Fransada mı tanıştınız?
Fransa ne alaka? Ha evet hatırıadım. Demir Fransadaki kız kardeşinden bahscediyordu. O muhtemelen Zehraydı.
Ö:evey efendim. Benim prada işim vardı. Orada tanışdık yani.
Sal:kızım bana neden anlatmadı ki?
Ö:yani biz açıklayacaktık. Bu hafta düşünüyorduk.
Sal: Ahmetin haberi var mı?
Ö:o da dün tanışdı.
İçeri kardeşi girdi.
K:baba annem seni çağırıyor.
Salim bey odadan çıktı. Bende çıktım. Salona geçtim. Hiç kimse yoktu burada. En iyisi odasına çıkayım. Odasına girerken yine hayran olmuşdum odanın dizaynına. Tam fanatik qalatasaraylı. Yatağının yanındaki masanın üstünde qalatasaray formasında olan aslan vardı. Gülerek elime aldım.
"Bırak aslanımı" dediğinde elimden düşürdüm. Eğilip aldım ve yerine koydum.
Zehra
Zorbaya bak birde evime gelmiş. Beniç odamda ne işi varki.
Z:çık odamdan.
Ö: sözleşmeyi unutma. Artık ben ne dersem o. Canım istedi geldim. Senin ailende artık birlikte olduğumuzu biliyor.
Ne diyor bu? Ailem mi? Babam?
Z:sen nasıl birisin? Ne kadar kötüsün. Senden neftet ediyorum.
Ö:bende senden. Bu oyuna senin yüzünden bulaştık. En katı kurallarla da oynayacağız. Şimdi hazırlan bize gidiyoruz. Çabuk ol.
Arkasına bakmadan odadan çıktı.
Allahım sen yardım et. Bu 1 yıl ben nasıl katlanacağım bu Zorbaya. Yataktan kalkarken gözüm karardı. Masaya tutunarak banyoya girdim. Elimi yüzümü yıkayıp çıktım. Annem buradaydı. Gözüne bakacak yüzüm yoktu.
Sev:kızım erkek arkadaşında baya bir yakışıklı. Hem çok beyefendi biri. Kız neden hiç bahs etmedin.
Şu an anlatmak istemiyordum. Çok yorgundum.
Z:anne biz şimdi çıkıyoruz,ben sonra sana anlatırım. Ben üstünü değiştireyim.
Sev:kızım nereye? Daha yeni kendine geldin. Uzanmalısın. Sen şu aralar çok tükendin. Dinlenmen lazım.
Ah anne bir bilsen dinlenmeye nasıl ihtiyacım olduğunu. Sahte gülümsemeyle anneme baktım.
Z:ben jyiyim. Onun ailesi beni misafir olarak çağırmıştı. Şimdi gitmesem ayıp olur.
Annem odadan çıktı. Kapıyı kilitleyip yere çöktüm. Bu nasıl bir kader ya. Neden ben hep mutsuz oluyorum. Ben hep Meteyle evlenmeyi hayal ederken, o gitti başgasına evlilik teklifi etti. Bende şimdi burada sevmediğim hatta nefret ettiğim adamla evleniyorum. Bıktım artık. Elimi yumruk yapıp banyonun kapısına bir kaç kez vurdum. Kalbimin acısı çok olduğundan elimin acısını fark edemiyordum. Elim kıp kırmızı olmuşdu. Ayağa kalktım, aynanın karşısına geçtim.
Dayan Zehra. Pes etme. Bir gun sende mutlu olacaksın. Buma inan. Sen büyük insansın. Dik dur. Her şeyin üstesinden gele bilirsin. Bu oyuna da ailem için katlanacağım. Dayanacağım. O zorbaya boyun eğmeyeceyim. Gözümden akan göz yaşlarımı sildim. Makyajla şişen gözlerimi kapatmaya çalıştım. O kadar da belli olmuyor. Üstümü de değiştirip odadan çıktım.
Aşağı indiğimde o babamla konuşuyordu. Salona ağır adımlarla girdim. İkiside ayağa kalktılar.
Ö:çıkalım mı?
Onun sorduğu soruyu hiç takmayıp babama döndüm.
Z:baba? Ben anlatacaktım.
Sal:kızım,.Ömer oğlum her şey anlattı. Hadi siz gidin. Ahmet beye de selamlarımı ilet evlat.
Babamın bu tavrına şaşırırken onun elini tutmasına daha çok şaşırdım ve sinirlendim. Babamın yanındayız ya. Geçen yaptıöım gibi tırnağımı parmağına batıracaktım ki, o büyük ellerile elimi sıktı. Çok acıdı. Az önce de kaç kez kapıya vurmuştum. Zorla da olsa gülerek salondan çıktık. Bizi annem uğurladı.
Arabaya kadar elimi bırakmamıştı. Arkaya bakıp hiç kimsenin olmadığına emin olup elimi çektim. Çok acıyordu. Parmaklarımı sanki kırmışlardı.
Ö: sıra sende. Ailemden hiç kimse bizim sözleçmeli evleneceəimizi öğrenmeyecek. Sizinkilere 3 ay bundan önce Fransada tanıştığımız söyledim. Bir por kırma.
Arabaya bindik. Konağa gelmiştik. Aranadan inip gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım. Elimim acısına gözümü açtım. Yine sıkmıştı elimi.
Acıdan gözlerim doldu,amma ben yaşların akmasına izin vermedim. Güçlü olmalıyım onun yanlnda.
Ömer
Elini tutduğumda içini çekti. Elimi çektim. Amma elim yapışkan olmuşdu. Kan mı o? Evet kandı. Eli kanlyordu. Arabadan mendil alıp ona uzattım.
Ö:al temizle.
Zehra
Sanki buz dağıydı. Amma içinde güneş olduğuna inanmak istiyordum. Bu yaptığı da bunun kanıtıydı.
Ö: çabuk ol. Zaten çok güciktik.
Ellerim heyecandan titrediyinden temizleyemiyordum.
Elimden mendili alıp bastırarak temizlemeye başladı. Her bastığında canlmdan can kopuyordu. Belli etmemeye çalışsamda gözümden düşen yaş beni ele verdi.
Ömer
Gözünden akan göz yaşlna gprdüm. Daha sonra eline baktım. Ne hale getirdim elini. İçim acıdı. Arabaya dönüp su getirdim. Suyu ona uzattım. Nefret dolu bakışını atıp elimi itti. Yerden şişeyi aldım. O önden yürüyordu. Şişeyi arabaya koyup ona yetiştim. Bu sefer dağıtdığım sol elini değil de sağ elini tutdum. Amma daha nazik şekilde. Kapıyı Hediye abla açtı. Her kesin bizi salonda beklediğini söyledi. Salona geçtik.
Ahm:hoş geldiniz çocuklar. Zehra kızım nasılsın?
Çok tuhaf olan o ki,babam insanlarla hep mesafeli olurdu,yani tanımadığı insanlara karşı çok mesafeli olurdu. Amma bu kızı çok sevmişti.
Zehra
Ahmet beyin elini öpüp alnıma koydum, o da beni alnımdan öptü.
Daha sonra annesiyle tanışdım. O da çok sıcakkanlı kadındı. Kardeşiyse çok tatlı bir kızdı. Hem çok güzeldi, hem çok sıcakkanlı. Bunu dünde anlamıştım. Daha sonra saloba Nihat bey girdi. Elini bana uzatınca tereddütle Zorbaya baktım. Yumruğunu sıkmıştı. Bende elimi uzattım, yüzüne bile bakmadan.
Ahm:hadi gelin sofraya geçelim. Gel kızım.
Ömer
Babam onun elinden tutup masaya götürdü. Her kes oturdu. Hediye abıa servis yapıp çıktı. Baştan memnun olmayan Alev gözleriyle ikimizide süzüyordu.
Ayşe:abicim Zehracım siz nasıl tanıştınız?
Bana baktı ve yutkundu. Onun yerine ben konuşdum.
Ö:hatırlıyor musun ben 3 ay önce Fransaya gitmiştim ya iş için, orada tanıştık.
Al:peki nasıl? Dur tahmin edeyim, Zehra saf kızlar gibi yürüyordu ve siz çarptınız bir birinize.
Alevim ağzının payını vermeliydim.
Zehranın elinden tuttum.
Ö:evet Alev , çarpıştık yolda. Ve ben o an ona aşık oldum. Daha sonra peşine düştüm. Sonrası da işte boyle oldu.
Zehra
Yalana bak! Dur bakalım daha neler uyduracak.
Ay:Zehracım sen Fransada kaç yıl kaldın?
Z:5 yıl.
Ay:sen modaa tasarım okudun di mi?
Z:evet. Yani her zaman moda tasarımcı olmak istiyordum. Fransa da bunun için em uygun yer bence.
Ay:evet oyle.
Yemekten sonra her kes salona geçti. Ben ve o Ahmet beylr Muzeyyen hanımın oturduğu kanepenin karşısındakine geçtik. Nihat beyle Ayşe yandako koltuklarda oturmuşdular. Alev cam kenarında durup beni süzüyordu. Kız sanki bakışlarıyla beni öldürüyor. Bu ailede her kes sıcakkanlıyken o Zorbayla Alev sanki bu aileden değildiler. İkisi de suratsızdılar.
Ö: biz karar verdik 1 hafta sonra evleniyoruz.
Ne dedi o? Kahve içtiğim yerde öksürmeye başladım.
Ay:ben su getireyim.
Z:geçti. Tesekkur ederim gerek yok.
Soru dolu bakışlarımı ona çevirdiğimde sinsice güldü.
Müzeyyen:ne bu acele oğlum. Önce kızımızı ailesinden isterdik,nişanlanırdınız, daha sonra düğün.
Ahm:ne bekliyoruz ki yarın istemeye gidiyoruz Zehra kızımı.
İsteme mi? Bu kadar çabul mu olacaktı her şey? Ya ben çok heyecanlandım. Babam ne der? Ya annem?
Ay:ne güzel olur. Zehracım yarın müsait misiniz?
Zşey biz...
Ö:evet müsaitler.
Zorba ne olacak. Belki müsait değiliz. Belki ben gelmeni istemiyorum. Acaba istemeye onsuz gelseler olur mu? Saçmaladım. Kendibe gel Zehra. Sadece 1 yıl.
Sahte bir gülümsemeyle" evet çok müsaitiz gelin" dedim.
Ahm:yarın akşam biz geliriz kızım. Diyorum ki, ya da boş ver. Yarın konuşuruz.
Z:efendim müsadeniz ile ben eve godeyim artık. Evdekiler bekliyorlar.
Müz:müsade senin kızım.
Her kese ,.Nihat ve Alev dışında sarılıp evden çıktım. Zorba beni götürecekti eve. Arabaya bindik. İkimizde bir kelime bile etmedik. Bu garip sessizliği o bozdu.
Ö:sözleşmeyi eğer uymassan bana 1 milyon tazminaat odeyeceksin.
Ağzım açık kalmışdı. 1 milyon mu?
Z:1 milyon mu?
Ö:haberin yokmuş gibi davranma. Sözleşmede her şey yazıyor. Sen okumadın mı sözleşmeyi?
Fırsat verdin mi ki okuyayım. Çantamdan sözleşmeyi çıkarıp telefonun ışığıyla okumaya başladım.
Sözleşmedeki maddeler:
1)Taraflar, evlilik yüzüklerini, hiç bir surette parmaklarından çıkarmayacaklardır. Elimi yıkamak için çıkardım, parmağımı sıkmaya başlamıştı gibi gerekçeler kesinlikle mazeret olarak ileri sürülemeyecektir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
adını birlikte koyalım
Teen FictionBen seni bir okyanusun derinliginde buldum da sevdim Parlak bir inciydin benim için Paha biçilmez bir inci Ben seni soguk ve yagmurlu bir günde Seni düsünürken gülüsündeki sicakligin içime dolup da Beni sardigi bir anda sevdim Seni sadece selvi boyu...