Ömer
İçeri giren babamdı. Ne diyeceğim şimdi ben, damadın kızını aldatıyor mu? Şu an beynim uyuşmuştu sinirden,öfkeden ve çaresizlikten. Babam hiç bir şey söylemeden yanımıza geldi. Hiç beklemediğim anda bana sarıldı. Ne olduğunu gerçekten anlamıyordum.
O kızda bizi izliyordu sessizce.
Babam geri çekildi. Gözünden akan yaşları sildi.
Ahm:oğlum neden daha önce söylemedin. Ben anlardım. Saklamana gerek yoktu oğlum.
Babam ne anlayacaktı,yoksa Nihatın Ayşeyi aldatdığını biliyordu mu?
Ö:baba ben bilmiyorum nasıl soyleyeyim.
Ahm:oğlum insan sevdiğini hiç saklar mı?
Ne? Sevdiğini mi? Bir dakika yalnış anladı. Yanımdaki kızda "sevdiği" kelimesini duyunca bir şok geçirdi.
Ahm:şimdi anladım neden evlenmek istemediğini, anlatsaydın be oğlum. Ben seni hiç zorlarmıydım.
Ö:baba sen yalnış...
Z:efendim biz sadece...
Ahm:seninle de tanıştığıma memnun oldum kızım. Ben Ahmet, sen?
Kız elini babama uzattı aynı anda da bana baktı. Bu işin içinden nasıl çıkacaktım ben?
Ö:baba bizim çıkmamız gerekiyor. Biz seninle sonra konuşuruz.
Babam kıza da bana sarıldı. Odadan çıkar çıkmaz kızın kolundan tutup asansore ittim.
Zehra
Zorba! Nasıl itti ya. Uff kafam. Kafamı asansörün kapısına çarpmıştım.
Z:zorba! Ne yapıyorsun.
Ö:asıl sen ne yapıyorsun? Utanmıyor musun di mi? Evli bir adamla flort ediyorsun.
Bu kadarı da fazla amma. Elimi kaldırıp bir osmanlı tokatını yüzüne indirdim. Yaptığımdan da hiç pişmam değilim. Asansore bindim. Ben yalnız olmama bakmayarak asansöre bindim. Şu an korkumu bile hiç takmıyordum. Her katta kalbim sıkışıyordu. Nefesim kesiliyor galiba. Elimi elbisemin yakasına götürdüm, bir dakika bile burada kalsam ölecem galiba. Çok Şukur. Kendimi dışarı attım. Derin derin nefes alıyordum. Yanımda araba durdu. Demirdi. Kalbim çok sıkışıyordu. Demir endişeli sesiyle" Zehra iyi misin?" Dedi. En son Demirin"zehra" dediğini duydum.
Ömer
Bu tokatın bedelini çok ağır ödeyeceksin. Seni doğduğuna pişman edeceğim. Arkamdan Mertin sesi gelince ona döndüm.
M:Ahmet amca gelmiş. Haberin var mı? Ne oldu sana?
Yok bir şeyim diyerek geçiştirdim. Odaya gitmek istemiyordum. Ne söyleyecektim ki babama. Cesaretimi toplayıp odaya girdim. Nihatın bu alçaklığını da anlatacaktım. Artık yetti. Amma odaya girince şok oldum. Babam bayılmıştı. Yanına koşdum. Başını dizlerime koydum. Elimi masaya uzattım ve suyu alıp babamın yüzüne vurdum. İçeri Mert girdi
M:Ahmet amca? Ne oldu Ömer?
Ö:bilmiyorum. Yardım et.
Mertle birlikte babamı kaldırdık. Arabaya götürdük. Hastaneye geldik. Babamı acile aldılar.
Zehra
Gözümü açtığımda hastanedeydim. Perdenin arkasından ses oldukça tanıdıkdı. Yoksa o zorba mı burada? Kendime anlatamadığım heyecan bastı içimi. Yok yok olamaz. Sinirim daha geçmedi ondan sesi hala kulağımda. Zorba. Amma bu da fazla oldu. Galiba o. Perdeni tam çekecektim ki Demir içeri girdi.
D:nasılsın Zehra?
Yatakta biraz doğruldum.
Z:iyiyim. Merak etme. Kimseye söylemedin di mi?
D:yok daha
Z:lutfen hiç kimseye söyleme. Benim biraz başım döndü. Önemli bir şey yok. Hadi çıkalım artık.
D:serumun bitsin çıkarız.
Ömer
Babamı acile aldılar. Yanına girmeme izin vermiyordular. Amma olay çıkarınca hemşire izin verdi. Babamı kontrol ediyordular.
Ö:iyi mi babam? Bir şey söyleyin. Allahım çıldıracağım. Söyleyin bir şey.
Mert zar zor beni çıkardı. Başımı ellerimin arasına alıp, koridordaki koltuğa çöktüm. Ağzımda sadece "baba" çıkıyordu. Kendime gelmeliyim,uyanınca beni böyle görmemeli.
Ömer koridoru dönerken Zehranı arkadan görür. Amma benzetti sanır.
Ömer
O kızı her yerde görüyorum ya. Şimdide hayali. Bir bu eksikti. Elimi yüzümü yıkayıp geri döndüm. Mert doktorun benimle görüşmek istediğini söyledi. Babamı da odaya almıştılar. Doktorun odasının kapısını tıklatıp içeri girdim. Doktor karşısındaki koltuğu görsetdi. Geçip oturdum. Doktor gergindi biraz. Doktor hemde babamın askerlik arkadaşıydı.
Ö: Haluk amca ne oldu? İyi mi babam?.
H:Ömer bunu nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum. Nasıl anlatayım.
Ö: kötü bir şey mi?
H:baban kanser.
Kanser...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
adını birlikte koyalım
Teen FictionBen seni bir okyanusun derinliginde buldum da sevdim Parlak bir inciydin benim için Paha biçilmez bir inci Ben seni soguk ve yagmurlu bir günde Seni düsünürken gülüsündeki sicakligin içime dolup da Beni sardigi bir anda sevdim Seni sadece selvi boyu...