55.bolum

670 55 26
                                    

Zehra

Kalbimin sıkışmasıyla uyandım. Ağlaya ağlaya uyuduğum için başım inanılmaz ağrıyordu,nefes aldığımda çıkan küçücuk bir ses bile sinirlerime dokunuyordu. Zaten çok uyumuştum,gözlerimin şişdiğini hiss ediyordum. Elimi karnımın üzerinde gezdirirken şu an bana sadece oğlumla konuşmanın iyi geleceğini biliyordum.

"Bak oğlum,yeni evimiz,babamız yanımızda değil belki ama o yaşıyor,uzakta da olsa nefes aldığını biliyoruz. Onu çok özleyeceğiz ama bu onu korumak için sadece,onun yaşaması için buna katlanacağız biricik oğlum. Unutma şu an sen benim hayatta kalma sebebimsin,senin için bu hayata katlanacağım biriciğim. Seni hiç bir zaman bırakmayacağım söz veriyorum,Cihanım."

Keşke Ömer de bunca saçma hareketi onun için yaptığımı bilseydi.

Yataktan kalktığımda başım dönmüştü. Yatağın başlığına tutunarak ışığı açtım. Aşağıdan sesler gelmediğine göre,Sabah da hala uyuyor. Sessizce ayak uçlarımda koridora çıktım. Aşağıdan gelen soğuk rüzgar esintisiyle kollarımı kavuşturup odama geri döndüm. Bavulumdan gri hırkamı çıkardım ve üzerime giydim,ayaklarıma da kalın çorapları geçirip odadan çıktım. Odadan çıktığımda burnuma yanık kokusu geldi. Burnumu çekip merdivenlerden aşağı indim. Soğuk hava salondan geliyordu. Hırkama iyice sarılıp salona taraf yürüdüm. Kapıdan içeri girince bu soğuk rüzgarın nereden geldiğini anlamıştım. Sabah camları siliyor bir yandan da kulaklığındaki şarkıya ayak uydurarak başını sallıyordu. Mutfaktan gelen yanık kokusunu hiss edince koşarak mutfağa geçtim.

"Yandı değil mi? Püskül gibi orada şarkıya kaptırırsam kendimi olacağı bu."

"Yandı gibi..."

"Şimdi şöyle oldu,çıktım odama,taktım kulaklıları tam uyuyorum,ama uyuyamadım. Evi temizlemek aklıma geldi,bende geldim işte ortalığı topladım,temizlik yaptım arada da işte makarna yaptım yani yapamadım."

"Keşke beni de uyandırsaydın Sabah,yalnız başına çok yorulmuşsundur"

"Sen dinlenmelisin,bak rengin de çok solgun. Hadi sen salona geç,ya da geçme. Odana çık,aşağısı çok soğuk,ben dışarıdan bir şeyler sipariş veririm"

İtiraz etmedim,çunki halim yoktu,başımı sallayıp mutfaktan çıktım. Odama gelince camın önüne geçtim.

"Hadi aşkım gel...bak bak bak yıldız kaydı...Ömer ya görmedin yine"

"Geldim işte sevgilim,ne oldu?"

"Yıldız kaydı,sen dilek tutamadın yine"

Boynumdan öperek arkadan belime sarıldı,onun verdiği huzur her şeye değerdi. Başımı hafif yana çevirip yüzümü yüzüne yasladım.

"Daha ne dileye bilirim ki,sen benimsin,sadece benim. Bundan başka bir şey isteye bilir miyim ben?"

"Benim dileğim de sadece sensin...seninle bir ömür huzurlu mutlu yaşamak. Sadece sen ve ben..."

"Birde çocuklarımız..."

Ömerin fotoğrafı elimde gökyüzüne baktım. Yıldız kaydı...

"Ömer artık üzülmesin..."

"Çok mu seviyorsun?"

Sabahın sesini duyunca göz yaşlarımı silip fotoğrafı hırkamın cebine koydum ve arkamı döndüm.

"Gökyüzünü izlemeyi seviyorum,iyi geliyor bana"

Sabah elindeki tepsiyi mavi renkte olan kanepenin onundeki mermer sehpanin uzerine biraktı ve yanıma gelip elimi tuttu.

adını birlikte koyalımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin