48.bolum

669 66 70
                                    

Zehra

Halsizliğim baş alıp gittiğine bakmayarak gece saat 1e kadar çalışmıştım. Burnuma mis gibi kahve kokusu geldiğinde başımı kaldırdım. Ömer elinde iki kupayla yanıma gelip kupaları masaya bıraktı ve saçlarımdan öptü.

"Sevgilim,kendini bu kadar yormasan. En kötüsü bir kaç elbise eksik olacak defilede."

Arkadan boynuma sarıldığı kollarına sım sıkı sarılıp elinden öptüm.

''Sevgilim,biliyorsun ilk kez professonal olarak yapıyorun bu işi,her şeyin çok güzel olmasını istiyorum. Hem sen de yardım ediyorsun"

"Ama yeterli edemiyorum ve seni böyle yorgun görünce üzülüyorum"

Yerimden kalkıp karşısında durdum ve dudaklarımı dudaklarına bastırdım,bu kadar çok işin arasında,kendimi bu öpücükle ödüllendirmiştim.

"Bak böyle yaparsan,devamını da isterim ona göre"

Kupayı elime alıp şominenin karşısındaki kanepeye geçtim.

"Bak yine kaçıyorsun."

"Kaçmıyorum Ömer,gördüğün gibi birazcık yorgunum. Söz telafi edeceğim"

Burnunu saçlarıma gömerek "hmmm demek telafi edeceksin. Bir an önce bitse de şu defile" dedi bıkkın ses tonuyla.

"Ömeeer,sen böyle huysuzluk yapınca,benim hevesim kaçıyor. Lutfen oflama,bak küserim."

"Tamam küsme hemen. Zaten şu aralar her şeye küsüyorsun."

Elini boynumdan itip ters yüz ifademi takıp "her şeye mi? Demek her şeye küsüyörum. Ömer efendi kilo almadığım halde bana "kilo mu aldın?"diye sorsan tabii küserim."dedim ve kollarımı kavuşturdum.

Elini belime dolayıp beni kendine çektim ve hafif çıkan göbeğime dokunup "tabii hiç kilo almadın. Bu zaten baklava,hiç göbeğe benzemiyor"dedi ve kıdıklamaya başladı.

"Ya Ömer bırak,ahaha bırak diyorum ya."

Sonunda çareyi dudağına minik bir öpücük bırakmakda buldum.

"Ömer tamam biraz kilo aldım,ama bunu yüzüme vurmaya bilirdin."

"Benim sevgilim kilo alsa bile güzel. Hele sen hamile olunca bu göbek bir büyüyecek,o zaman bak ben yüzüne vurmasam bile,aynalar bunu söyleyecek"

''Sen ne pissin ya...Bir de hamile diyor. Ufff ya çok mu kilo alırım sence?"

Düşünür gibi yapıp "30-35 kilo falan yani, o da eğer az yersen. Çok yersen 50 kilo da ola bilir"

"Neee? Ne 50 kilosu? Ben bu halimle 50 kiloyum,bir 50 kilo daha mı alacağım. Yok ya ben çocuk falan istemiyorum."

Ömerin yüzündeki gülümseme yerini tedirginliye bırakmıştı.

"Tamam sevgilim şaka yaptım. En fazla 15 kilo alırsın, o da senin elinde ne ki? Ben çocuğa bakarım, sen sporunu yaparsın. Anlaştık mı?"

"Hayır anlaşmadık. Ben kilo falan almak istemiyorum."

"Zehraaaa,bak korkutuyorsun beni. Çocuk yapmayacağım ne demek? Ben nerede çocuk görsem,içim gidiyor,bizim çocuğumuzu hayal edio duruyorum, sen istemiyorum diyorsun."

Yüzümü Ömerin yüzüne yaklaştırıp avuçlarımın arasına aldım ve gözlerinin içine bakarak devam ettin.

"100 kilo bile alsam,doğum zamanı öleceğimi ,çirkinleşeceğimi bile bilsem yine sana bir çocuk veririm. Hayatta en çok istediğin şey bu. Sana bir oğul vermek. Sana dünyaları,Cihanı vermek"

adını birlikte koyalımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin