43.bolum

1K 100 57
                                    

40K için teşekkur ederim her kese❤❤❤
İyi okumalar❤❤❤

Zehra

Ömerle kol kola salona girdik. Bizi ilk farkeden Koray oldu. Babamın omzuna vurarak "ba..babaaa ablam....ablam geldi"dedi ve koşarak yanıma gelip Ömerin kolunu çekip kucağına aldı beni. Her kesin gözü benim üzerimde olduğu için hiç kimse Ömerin ayakta durmasını fark etmedi. Çetinin "aman Allahım...Allahım sana şukurler olsun" demesiyle her kes ona baktı. Ömer duvara yaslanmış gülüyordu,sanki bir şey olmamış gibi. Korayın kollarından kurtulup Ömerin yanına geldim ve kolundan tuttum.

Daha sonra her kesle hasret giderip odamıza gitmek için izin istedik. Sevim annem benimle gelmek istedi ama ben iyi olduğumu söyleyerek çıktım salondan. İstediğim sadece Ömerle baş başa kalıp özlem gidermek. Elimi bir kaç saniyeliğine bırakınca hemen koluna yapışıyordum,hala korkuyordum. Bunların hepsinin bir ruya olmasından çok korkuyordum. Zaten bacağım dq ayakta çok durmaktan ağrıyordu,bu yüzden de gergindim. Odaya girdiğimizde Ömer kendini yatağa attı,rengi bembeyaz olmuştu.

"Sevgilim iyi misin? Ağrın var mı?"
"Biraz yoruldum,dinlenirsem geçer."
"Tamam ben de birazdan geliyorum"

Lavaboya kendimi zor yetiştirdim.Bacağıma buz gibi suyu tuttum ve öylece kaldım. Soğuk su acımı hafifletiyordu. Bu iz hep benimle kalarak olanları unutmama izin vermeyecekti. Yaraya bakarak göz yaşlarımı sildim. Lavaboya Ömer girdiğinde hemen bacağıma havluyu attım görmemesi için.

"Çok mu acıyor?''
Ömeri endişelendirmemek için "yok biraz,ılık suyla yıkıyordum yaramı,merak etme acımıyor"dedim acımı yok sayarak.
Ömer duvardan tutunarak yanıma geldi ve havluyu çekti.
Sargı bezini çıkarmıştım ve ayağımdaki yara çok kötü gözüküyordu. Ömer parmağının ucuyla hafif dokununca içimi çektim istemeden ve gözlerimden yaş geldi. Aklıma hiç gelmezdi ki bir gün acıdan ağlayacağım,ama şu an o kadar çok yandı ki içim.
Ömer ılık suyu açıp yarama tuttu ve hafif dokunuşlarla yıkamaya başladı. Her dokunduğunda gözümün içine bakarak "acıtmadım di mi?"diye soruyordu. Elimi yüzüne koyarak "yoo acımıyor,hatta iyi geliyor"dedim. Kanı  yıkadıktan sonra dolaptan bornoz ve şampuan çıkarıp bana uzattı.
"Duş al istersen. Rahatlarsın"
"Tamam...Benim için kıyafet getirir misin?"
"Tabii canım,ne getireyim?''
"Rahat bir şeyler olsun"
"Tamam"

Lavabodan arka arkaya çıktı. Ben duşa girdiğimde kapı açıldı.
''Buraya bıraktım ben. Başka bir şey lazım mı?"
Suyu kapatıp "yok teşekkur ederim"dedim.
Duş alıp çıktıktan sonra Ömerin getirdiği spor kıyafetleri giydim ve odaya geri döndüm. Ömer yatağın ucunda oturmuş sargı beziyle oynuyordu.

"Geldin mi?"
"Evet. Rahatladım biraz. Sen niye uzanmadın? Ömer bak senin de dinlenmen lazım,ayağa kalktın diye hemen rahatlama,tamamen iyileşmen için dinlenip güç toplaman lazım"
Elimden tutarak ayağa kalktı ve yüzümü avuçlarınım arasına aldı.

"Sen yanımda ol sadece,gerisi hiç önemli değil. Hiç ayrılmayalım"
Ağladığımı görmemesi için arkama döndüm o da arkadan bana sarılıp kulağıma fısıldadı.

"Ağlama...bitti her şey...artık güvendesin,yanımdasın."
"Ya sana bir şey olsaydı,bana dedi ki kocanı öldürdüm. İnanmadım,inanmak istemedim,ama arabanın partlayıp uçuruma yuvarlandığını söyledi. Ben senin için çok korktum. Seni bir daha görümeyeceğim için çok korktum.''
Beni kendisine döndürerek göz yaşlarımı sildi.
"Araba partlayacaktı,tek çarem aşağı denize atlamakdı. Zar zor arka koltuğa geçtim ve partlama olmadan önce denize atladım. Sonra işte bir balıkçı buldu beni ve Tayfuna haber verdi."
"Peki o? Sen ne zaman öğrendin benim..."
Cumlenin sonunu getiremedim,hala gözümün önünde kan içinde olan yüzü vardı.
"Şimdi bunları konuşmanın zamanı değil,hadi gel uzan yaranı sargı beziyle saralım."
İtiraz etmeden uzattığı elini tuttum,yatağa uzandırıp ayak ucumda oturdu ve bacağımı dizlerinin üstüne koydu. Özenle yaramı sarıp bir kaç kez baktı ve işinden memnun olarak kalkıp alnımdam öptü,sonra da yerine geçti. Yanına kayarak başımı göğsüne koydum,huzur dolu kokusunu içime çekerek gözlerimi kapattım.

adını birlikte koyalımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin