"Babanız mı?" diye sordu Mert. O esanada ise Hakan, Mert'e doğru ilerlemeye başlamıştı. Genç adamın karşısında durdu. Haldun oğlundan hep övgüyle bahsederdi, keşke o hayattayken bu karşılaşma olabilseydi. Karşısında duran adam yirmili yaşlarda, yakışıklı bir delikanlıydı. Ne tepki vereceğini umursamadan ona sarıldı. Babaç tavrı her zaman ön plana çıkıyordu.
Mert ise ne tepki vermesi gerektiğini bir an kestiremedi. Burcu'nun babasını isim olarak tanıyordu ancak onunla yüzyüze hiç gelmemişti. Fakat o adamı tanıyor olmasından daha önemli bir ayrıntı önünde duruyordu , Burcu'nun babasının burada ne işi vardı?
"Başın sağ olsun evlat." dedi ve geriye çekildi. Karşısında duran adamın şaşkın bir hali ve donuk bir ifadesi vardı ancak ona elbette hak veriyordu. Kendisini tanımıyordu neticede.
"Burcu, Mira ile ilgilenirken biz de seninle konuşalım oğlum." dedi ve kızına döndü. Kızını pek iyi görmese de, Mira'yla ilgilenebileceğini düşünmüştü ve zaten kızı bu teklifi baş hareketiyle onayladı.
Hakan, Mert'i odadan çıkartırken Burcu giden ikilinin arkasından öylece baktı. Bir yalan söylüyordun ve o yalan beraberinde onlarca yalanı getiriyordu. Karşı karşıya bir şey olmamış gibi durmak bile fazlasıyla zorken, bir de babası bir anda çıkmıştı. İçinde bir sıkıntı vardı. Geçmişi düşündü. Belki de birbirine destek olmalı ve yaşadıkları acıya karşın birlikte direnmeliydiler. Ancak günahlarına karşılık hâlâ bir şey olmamış gibi bir arada olmak, onlar istese dahi vicdanlarının onaylayabileceği bir durum değildi.
Burcu, Mira'ya döndü. Bu kızın gözleri huzurdu. Sonrasının ne olacağına dair bir fikri yoktu. Mert ile babası arasında nasıl bir konuşma geçeceğini merak ediyor ancak yanlarında olmaya cesaret edemiyordu. Mert'te, kendisi de yeterince hasar almışlardı zaten. Burcu, küçük kızı kucakladı. Yalnız bir isteği vardı ki, onunla arasında ki bu sırrın ailesine ve Mira'ya da zarar vermemesiydi.
*****
Hakan ve Mert kafeteryaya inmiş, köşede duran masalardan birine oturmuşlardı. Hakan nasıl bir açıklama yapacağını henüz tasarlamış değildi . Mert'i baştan aşağı süzdüğünde, onun oldukça kötü bir durumda olduğunu iyice anlamış oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Affeder mi?
Romance~ Aşk, masumiyetini kirleten kan lekesini affetmedi. ~ Her yer kapkaranlık olduğunda hesaplamayı beceremediğim bir süre boyunca karanlıkta tutsak kaldım. Zifiri bir karanlığın hapsinde belki günlerce ve hatta belki de haftalarca kaldım. Sağ mıydım...