Bölüm şarkısı : Kolpa » Gurur Benim Neyime?
Olmadı, yapamadım adam gibi unutamadım.
Ve bölümü aramıza yeni katılan haleseven adlı kullanıcıya ithafen yazılmıştır.
"Karan, yalvarırım yapma artık."
Mert, Burcu'nun yeşillerinin tam içine baktı ve o gözlerde bir an sanki kendini kaybetti. Yeşil cennet ona cehennemin sıcaklığını hissettirdi.
Burcu, elini daha fazla bastırdı. Genç adamın elinin üstü çok fazla kanıyordu, beyaz fuların eline değen kısmı kandan görünmeyecek gibiydi. Mert, eline baktı. Beyaz, kırmızıya dönüşüyordu yavaş yavaş, tıpkı kabusunda olduğu gibi.
Mert elini çekmeye çalıştı ancak Burcu o eli daha fazla sıktı. "Ne yapmaya çalışıyorsun, çok fazla kanıyor." dediğinde, birkaç damla daha düştü. O, zaten bir zamanlar aşık olduğu adamı o şekilde görmeye dahi katlanamazken Mert sanki kendisine inat kendini bu hale getirmişti bir de.
"Bırak kanasın." dedi bıkkın bir sesle. Dudaklarının arasından kopan kelimeler bile yorgundu. Üst üste gelenler artık onun direncini kırmıştı.
Burcu irileşmiş gözlerle ona baktığında, bir damla daha kayıp gitti. Mert, onun ağlamasına dayanamıyordu. Doğru mu yoksa yanlış mı olduğunu bilmeden, diğer elini onun yanağından akan yaşı silmek için kaldırdı fakat Burcu'ya fark ettirmeden geri indirdi. Derin bir nefesi ciğerlerinden özgürlüğe saldı. "Ağlama, " diye fısıldadı. "Lütfen ağlama." dediğinde, Burcu'nun gözünden akan damlalar hız kazandı.
Mantık bir yere kadar bir şeylere engel oluyordu. Genç kadın, Mert'i bu halde görmeye dayanamıyor, gözünden firar eden taneciklere ne kadar kendini sıksa da engel olamıyordu. Ağlamamak kendi elinde değildi artık.
"Özür dilerim, bir an kendimi kaybettim." dedi Mert. Eskiden olsa o ıslak gözlere dudaklarını bastırır, onu ağlatan her neyse parçalardı. Dudaklarının ıslaklığında kaybolurdu. O kadını kendine getirene kadar öperdi. Fakat an ne yazık ki geçmişe ait mutlu herhangi bir ana ait değildi." Lütfen ağlama."
"Bunu neden yapıyorsun?" diye sordu Burcu. Bakışlarını sımısıkı sardığı ele çevirdi. Çok farklı duygular kalbini yumrukluyordu sanki. "Her şey yeterince zor, bunun farkındasın." dedi, bir damla kırmızı koca lekeye karışıp yok oldu. Belki şu an koşa koşa gidip bir doktor bulması gerekiyordu fakat yapamıyordu. Sanki elini bıraksa çok daha kötü şeyler olacakmış gibi hissediyordu. Onun yanından ayrılmak istemiyordu.
" Senin şu an Mira'ya masal anlatman gerekiyordu, onun yanında olman gerekiyordu. Saatlerdir hiçbir yerde yoksun. Dönmüş olabileceğini düşünüp odana geldiğimde, seni elini parçalamaya çalışırken buluyorum." diye sinirle soludu. Mert dışarıdan bakan insanlar için kendini beğenmiş, bencil bir zenngin züppe gibi görünsede, o asla sevdiklerine karşı bencil olamazdı. Burcu'nun dudaklarından bir hıçkırık daha koptu. Kendine cidden engel olamıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Affeder mi?
Romance~ Aşk, masumiyetini kirleten kan lekesini affetmedi. ~ Her yer kapkaranlık olduğunda hesaplamayı beceremediğim bir süre boyunca karanlıkta tutsak kaldım. Zifiri bir karanlığın hapsinde belki günlerce ve hatta belki de haftalarca kaldım. Sağ mıydım...