Aşk Affeder mi?

TELİF HAKLARI & GELECEKTEN UZUN BİR KESİT & DUYURU

İyi geceler.

Her güne şehitlerimizin haberi ile uyandığımız, aydınlığa ne yazık ki henüz tam anlamıyla kavuşamamış olduğumuz günlerimizde, her sevincimiz yarım, her mutluluğumuz buruk ama ben yine de kurban bayramınızı kutluyorum.

Bu hikayede ilk bölümümüzü okumamızın üzerinden yaklaşık dört ay geçti. Ben Burcu ve Mert'i yazmayı çok özlemişim. Siz okumayı özlediniz mi, bilemem fakat bir şeyi bir kez daha belirtmek istiyorum.

' Aşk Affeder mi? ', ÇAOM' un ikinci kitabı ve ÇAOM final olmadan buna başlamayacağım. Ben sadece, aklınızda bir fikir edinebilmesi adına, ÇAOM final olmadan önce tanıtım ve bir bölüm paylaştım.

Düzenli bölümler ilk kitap final olduktan sonra gelmeye başlayacak.

Bunu her yere yazmama rağmen, aylardır bölüm bekleyenlerimiz varmış. Kafamızda soru işareti olarak kalmaması adına bunu buraya bir kez daha yazıyorum. Merak etmeniz, bölüm istemeniz, inanın beni çok mutlu ediyor ancak bu, bu şekilde olmalı.

Bu arada, hadi birlikte bir kısaltma bulalım. Çocuğumun Annesi Olur musun? 'a biz, ÇAOM diyoruz ama buna hâlâ bir kısaltma bulamadık...

Sizler için uzun bir alıntı yazdım. ÇAOM' a da bölüm bekliyorsunuz ama inanın son zamanlarda sağlık açısından pek iyi değilim. Baş ağrılarım, bir hafta önce neredeyse ayakta duramayacağım kadar ağırdı. Migren çıktı. Bunlarla sizi sıkmayı hiç istemiyorum, sadece ÇAOM'a okullar aşılmadan bölüm yazmayı istediğimi ancak baş ağrısı yüzünden kendimi veremediğimi belirtmek istiyorum. Bu yüzden ricam sabırla beklemeniz.

-Burcu Batur Hikayeleri- gelirseniz facebook 'a, linki profilimde var. Çok kalabalık bir grup değil ama sizi görmek isterim.

Ve ilk kitap ÇAOM' a da mutlaka beklerim.

Hoşçakalın. Keyifli okumalar...

Medyaya ekleyemediğim şarkımız. : Seksendört - Ölürüm Hasretinle

♠♠♠♠♠

Burcu, mutfaktan içeriye girdi ve ışıkları açtı. Yüzündeki ifadesi , kafasında onu yiyip bitiren düşüncelerden doğan sıkıntının izlerini taşıyordu. Düşünce dünyası tıpkı hayatı gibi fırtınalarla dolmuştu. Bazı gerçeklerin ağırlığı genç kadını fazlasıyla yormuştu.

Yerdeki bakışlarını kaldırması ile birlikte, pencere pervazına yaslanmış Mert 'i görmesi bir olmuştu. Genç adamın elinde, en fazla yarısı içilmiş bir sigara vardı. Sigara denen şeyden nefret eden genç kadın, Mert' in elinde duran ve dumanı tüten sigaraya tiksinerek baktı. Eskiden böyle bir alışkanlığı yoktu. Yeni ve zararlı bir alışkanlığı ile daha karşılaşıyordu.

"İyi akşamlar Mert Bey. " dedi durgun bir ifadeyle. Onun, o bir kuyu kadar derin ve karanlık gözlerine bakarken, her defasında onu boğmaya çalışan bir çift iri eli de boğazında hissediyordu. Ruhu onun anlamlı bakışları arasında binlerce kez yok olup, tekrardan binlerce kez yeniden var oluyordu sanki.

Bu çok berbattı.

Mert ise kendine kötü kötü bakan bir çift yeşil inciye karşı buruk bir biçimde tebessüm etti. Bu kadın ve aşkı onun hayatı için, milad denebilecek kadar ağır bir sınav olmuştu. Şimdi sırf sigara içtiği için bile, bu kadının kendisine ne kadar kızgın olduğunun farkındaydı. Ama bu kadın, kendisine azar çekebilecek bir sıfata sahip değildi artık.