Yorum sınırı geçildi ancak vote sınırı geçilemedi. Ortayı bulmak adına bölümü partlara ayırıp yayımlıyorum. :) ( Bu yüzden lütfen kısa diye sitem etmeyiniz.)
Güzel yorumlarıyla bölümleri süsleyen herkese teşekkürler. :)
Ve wattys2018 'e katıldım. Sizin desteğiniz çok mühim. Geçen sene üç hikayem de kazanamadı, umarım bu sene bu yarışmayı kazanabiliriz.
❗Bölümün yorum sınırı > 170 ❗
❗Bölümün vote sınırı > 250 ❗Geçebiliriz umarım. ☺ Bölümü beğenebilmeniz dileklerimle...
Saniyeler içinde meydana gelen kocaman bir kaos...
Herhalde yaşadıklarını anlatabilmek için kullanacakları en iyi tanım bu olurdu.
Burcu gözlerini araladığında önce parlak yıldızlar buluştu gözleriyle. Sırtında bir acı vardı. Zemine hızla çarpıldığı için sürtünme yüzünden ortaya çıkmış bir acıydı bu. Ve bakışlarını kaydırdı, öncelikle az önce üzerinde oturmuş olduğu sandalyenin kenarlıklarını gördü ve sonrasında gözleri Mert'in gözlerine değdi.
Mert Karan üzerindeydi.
İlk silah sesinden sonra bir daha ateş edilmiş miydi, bilmiyordu. Mert onun üzerine atıldıktan hemen sonra sanki bilincini çok kısa süreliğine kaybetmişti. Duyma yetisi, görme yetisi yok olmuş ve yaşadıkları felaket karşısında algısı kapanmıştı.
Ama şimdi kendindendeydi. Bulundukları anı, yaşadıkları zamanı yavaş yavaş algılamaya başlamıştı. Bir silah sesi daha duydu önce. Evlerinin balkon camını parçaladı. Cam parçaları etrafa saçıldı. Ancak üzerini kaplayan bir insan olduğu için hiçbir parça kendine gelmemişti. Sonra bir silah sesi daha duyuldu. Bu sefer ki sanki bir şeye saplanıp kalmış gibi bir ses çıkartmıştı. Ve bir silah sesi daha duyulduğunda Mira'nın çığlıkları yükselmeye başladı. Mira'nın çığlıkları daha büyük bir kurşun haline gelip genç kadının kalbini parçaladı. Korku tüm bedenine dalgalar halinde yayıldı. Mira'ya zarar gelmiş olması mümkün müydü? Mümkündü. Fazlasıyla mümkündü.
Sonrasında silah sesleri kesildi.
Burcu kendine gelmeye çalıştı. Bir şeyler söylemek istiyordu. Mira'nın ve kendi canını hiçe sayıp üzerine kapanmış adamın iyi olup olmadıklarını sormak istiyordu mesela ama sanki dili kopartılmıştı. Kelimeleri tüm düşüncelerine ihanet ediyor, dile gelmeyi reddediyorlardı. Mira'nın çığlıkları kulakları sağır edecek kadar yüksek çıkıyorken, Mert'in herhangi bir tepki vermiyor olması ise onu daha da çok korkutuyordu.
Ve uyuşmuş bedenini zor olsa da hareket ettirdi. Kendine yalnızca birkça santim yukarı kaydırdı. Fakat üzerinde ki beyaz bluza bulaşmış olan kırmızı kanı görmesiyle tüm dünyası başına yıkıldı.
Mert Karan vurulmuştu.
"Mert!" diye kocaman ve çaresizlik kokan bir çığlık, boğazını yırtıp gecenin karanlığna karıştı.
Hızla Mert'in altından kurtuldu. Tarifi mümkün olmayan bir acı onu hem nefes nefese bırakıyor hem de soluğunu kesiyordu.
Daha kaç kez felaketlere kapılıp kocaman acılara savrulacaklardı? Bunun hiçbir zaman hiçbir sonu olmayacak mıydı ?
"Mert!" dedi genç kadın. Bluzuna bulaşmış olan kan sanki aynı zamanda boğazına da dolmuştu. Yutkundu ve sanki damlalarca kan içine aktı.
Mert Karan uzandığı yerde doğrulmaya çalıştı ancak bunu yapamadı. Belinde ki silahını çıkartıp bu gece Burcu'yu öldürmeye niyetlenen o kişi her kimse beynini onlarca kurşunla dağıtmak istiyordu. Ancak sevdiği kadını kurtarmış olmasına karşılık, o kurşunun kendi canına saplanmasına mani olamamıştı. Gücünü kaybediyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/73168937-288-k242363.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Affeder mi?
Romance~ Aşk, masumiyetini kirleten kan lekesini affetmedi. ~ Her yer kapkaranlık olduğunda hesaplamayı beceremediğim bir süre boyunca karanlıkta tutsak kaldım. Zifiri bir karanlığın hapsinde belki günlerce ve hatta belki de haftalarca kaldım. Sağ mıydım...