Aras, ablasına sokulmuş ve tatlı tatlı kendisini izleyen küçük kız çocuğuna odakladı bakışlarını.
"Bu güzellik Mira olmalı." dediğinde, Mira utangaç bir ifadeyle bakışlarını çekti.
Aras, bacağını indirdi ve ellerini küçük kıza uzatarak "Gel." dedi. Mira bir an tereddüt etse de, ağır adımlarla kendisini çağıran genç adama doğru ilerlemeye başladı. O an araya Hakan girdi ve sert bir ses tonuyla "Ulan, leş gibi üstün başın sigara kokuyor. Bir de küçücük çocuğu çağırıyor. Serseri sıpa." dedi.
Bunun üzerine Aras muzip bir ifadeyle babasına baktı. Yine güzel iltifatlarla karşılanmıştı. Bakışlarını tekrardan küçük kıza çevirdi ve ona göz kırptı. Bunun üzerine Mira hızlıca Aras 'ın yanına ulaştı.
Aras Demir, Mira' yı kucakladı. Mira kendisini kucaklayan büyüğüne tekrardan hayran hayran baktı ve küçük avucunu Aras 'ın kirli sakallarında gezdirdi. "Ne kadar güzel bir yüzün var Aras, abime benziyorsun tıpkı." dediğinde, orada bulunan herkes gülmeye başladı.
Galiba Mert Karan' ın prensesi Mira Karan için tatlı bir Aras Demir hayranlığı başlamıştı.
"Mira Hanım, sen çok daha güzelsin. Mesela hatırlıyorum da ablam küçükken cadı gibiydi. Kesinlikle seni kıskanıyor olmalı." dediğinde, Burcu gözlerini devirdi.
Her şeyin ucunu kendisine değdirmek zorundaydı kardeşi. Kendisiyle uğraşmaya bayılıyordu koca çocuk .
"Kucağına gerçekten yakıştı oğlum. Belki yakın bir zamanda baba olduğunu görürüz, ne dersin? Belki o zaman sorumluluk sahibi bir adam olursun. " dediğinde Hakan , Aras burun kemiğini tutup katıla katıla gülmeye başladı. Bu cümle onu gerçekten çok eğlendirmiş olmalıydı. Ya da babasının bu hayalleriyle dalga geçiyordu.
" Hakan Demir her zaman kızımı kimselere vermem der ama bir tanecik oğlunu, beni bu yaşımda baba bile yaptı hemen. Nedir benim yıllardır bu evde gördüğüm ikinci sınıf vatandaş muamelesi?" dedi ve koltuğa yayıldı. Hafifçe Mira 'nın burnunu sıktı. Gerçekten de Mira çok tatlı bir çocuktu. Ayrıca gerçekten de Mert Karan' ı anımsatıyordu.
" Aşık oldum baba deyip karşıma çıkarsan bu kahkalarını ve yaşını sana bir güzel hatırlatırım Aras Bey. " Aras tekrar gülmeye başladı.
Aşk neydi? Cidden neydi? İnsanların ağzına doladığı bu üç harf Aras Demir 'in yalnızca komiğine gidiyordu.
"Merak etme yapmam öyle bir şey. Evlenip, çoluk çocuğa karışıp," dedi ve bariz bir biçimde yüzünü ekşitti. "Her akşam kaç yaşındaki karıma pamuk şeker alıp getirmek bana hiç ilgi çekici gelmiyor ."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Affeder mi?
Romance~ Aşk, masumiyetini kirleten kan lekesini affetmedi. ~ Her yer kapkaranlık olduğunda hesaplamayı beceremediğim bir süre boyunca karanlıkta tutsak kaldım. Zifiri bir karanlığın hapsinde belki günlerce ve hatta belki de haftalarca kaldım. Sağ mıydım...