Bölüm 18 | Part 2 |

13K 930 165
                                    

Selam! Yeni bölümün yayınlanmasının üzerinden çok az zaman geçti fakat yarı yıl tatili bitti ve pazartesi sendromuna girmeden hemen önce sizlerle bölüm paylaşmak istedim.

100.000 olmamıza sanırım az kaldı. Bu özel rakama özel sizden bölümün yorum sayısında 100'ü geçmenizi rica ediyorum.

Bölümün yorum sınırı 100, bölüm sınırı geçtiği an yeni bölüm burada olacak. :)

Mert  Karan kendi holdingine geldiğinde, büyük bir hışımla arabadan indi ve anahtarı teslim ettikten sonra hızlı adımlarla içeri girdi. Kendi katına çıktığında, odasına girdi ve gürültüyle oda kapısını çarptı. Sinirden elleri titriyordu. Sinirden çenesinde bulunan damar seğiriyordu.

Burcu'nun o gece o hale gelmesine neden olan adamdı o. Yıllarca hiçbir şeyden haberi olmadan Kerem ile dostluğunun devam ettiği belliydi fakat artık devam etmemesi gerekiyordu. Burcu'nun o adamı Aras ile eş değer tuttuğuna adı kadar emindi. Burcu ondan geçmişte çok bahsetmişti. Tanıdığı kadından bildiği onun böyle bir şeyi bir ihanet olarak göreceğiydi. Kerem ona yalan söylemişti. Ve Burcu ne yalanı ne de ihaneti affetmezdi. En azından affetmemesi gerekiyordu.

Mert, Mahfer 'i aslında şimdi biraz  olsun anlayabiliyordu.

O kadının dostuna yaptığı, onu öylece bırakıp gitmesi, hele de mecbur olmadığı halde, sırf önüne çıkan kariyer fırsatını tepmemek için tek kelime etmeden İngiltere' ye gidip yerleşmesi asla kabul görebilecek şeyler değildi. Barlas aradan geçen seneler içerisinde evlenmiş ve baba olmuştu. Mahfer 'in ne hesap sormaya ne de bu durumu yadırgamaya asla hakkı yoktu. Ama insan birinden ayrıldığında onu hep bıraktığı gibi hatırlıyordu, aklında daima bıraktığı gibi canlanıyordu. Mahfer' in düş kırıklığını aslında şimdi düşündüğünde anlayabiliyordu. Kendisi Burcu 'yu daima bıraktığı şekilde hayal etmişti. Onun şu anda hayatında bir erkek olabilirdi. Ama o bunu hiç düşünmek istememiş, hayatında kendinden başka hiçbir erkeği almayan o kadının o haliyle düşünü kurmuştu.

O adamın Burcu' dan uzak durmasını istiyordu. Burcu 'nun o adamı hayatına ve kalbine asla ama asla sokmayacağından emindi fakat yanında da olmasın istiyordu. O herif Mert' in sevdiği kadına üzüntüden başka bir şey veremezdi.

*****

Karanlık, Demir ailesinin evi üzerinde hakimiyet kurmaya başladığında Ahsen elinde iki kahveyle salona girdi. Hakan tüm gün çalışmış ve çok yorulmuştu. Hazır ikisi evde yalnızken, yemekten önce bir kahve keyfi hiç fena olmazdı.

Hakan Demir ise kendisine doğru gelen kadına her zaman olduğu gibi hayranlığını gizlemeden bakıyordu. Dile kolay, 25 yıl geride kalmıştı. Artık Hakan 54 yaşında, güzeller güzeli karısı Ahsen ise 46 yaşındaydı. Ama akıp giden yalnızca zaman olmuştu, geçen yıllar ne aşklarında ne de sevgilerinin gücünden zerre bir şey götürememişti. Bir yirmi beş yıl hatta bir yirmi beş yıl daha olsa ömründe yaşayacağı, o yine karısını ilk günkü aşkıyla sever ve yanında isterdi.

"Kocana kahve mi yaptın?" diye sordu Hakan muzipçe. Karısı gülümsedi. Geçen yıllar Hakan'ı daha yakışıklı bir adam, Ahsen'i ise çok çok daha güzel bir kadın haline  getirmişti.

"Evet." dedi Ahsen ve fincanı kocasına uzattı. Kahveyi alan Hakan hemen bir yudum içti. Karısının elinden içtiği kahvenin tadını başka bir yerde asla alamıyordu.

"Aras'ı çok özledim. Az önce de arayıp konuştum. Yılbaşında buraya gelecekmiş." dedi Ahsen heyecanla. Burcu üniversite okumak için Ankara 'ya gitmiş daha sonra yaşadığı bir olayın hemen ardından  İstanbul' da bulunan bir üniversiteye geçiş yapmıştı. Yüksek lisansı için belki yurt dışında bulunan bir okula gidecekti şimdi de. Aras ise sürekli şehir ve ülke değiştiriyordu. Çocuklar küçükken hep bir arada oluyordun ama büyüdüklerinde bir yerlere dağılıyorlar, anne ve babalarını bir başlarına bırakıyorlardı.

Aşk Affeder mi? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin