Medyada: Buğlem Ahlâ, Özgür
Kocaman bir alışveriş merkezinin önünde durduk. Daha önce burayı hiç görmemiştim.
Ben incelerken Özgür kapıyı açıp arabadan indi. Daha sonra benim kapımı açtı ve elimden tutup inmeme yardımcı oldu.
Alışveriş merkezinin tüm ışıkları kapalıydı.
"Özgür burası kapalı ben sana söylemiştim boşu boşuna bu kadar yol geldik" dedim.
Hiçbirşey söylemedi elimden çekiştirerek kapısının önüne kadar götürdü.
Daha sonra kapıyı iterek açtı ve kocaman bir girişle karşı karşıya geldim.
Daha sonra alışveriş merkezinin ışıkları açıldı. Yürüyen merdivenler çalıştı.
Elimden tutup merdivenlere doğru çekiştirdi. En üst kata çıktık. Ve filmlere baktık.
Ben aksiyon filmlerine bakıyordum. O ise korku filmlerine daha sonra aksiyon ve korku karışık bir film seçtik.
Daha sonra 8 numaralı salona girip filmin başlamasını bekledik. Salon bomboştu. Ortalarda iki kotuga oturduk.
Garip olan sıradan sinema filmleri gibi boş boş reklam izlemedik. Direk film başladı. İlk dakikalarında pek korkmasam da gerilim müziğiyle beraber korkmaya başladım.
Elimi koluna geçirdim ve kafamı omzuna koydum.
"Korktun mu ?" Diye sordu.
Konuşmadan kafamı sallayarak onayladım. Elini omzuma atıp "iyi" dedi.
Pislik bu halimden bile yararlanıyordu. Gözlerimi kapadım ve filmi izleyemedim. İlk yarı bitmek üzereydi ve filmdeki gerilim artıyordu.
Baldırımdan tutup bacağımı kaldırdı ve üstüne oturmamı sağladı. Bu sayede ekrana sırtımı dönmüş oldum.
"İyi oldu böyle" dedim. Güldüğünü duyabildim. Söylediğim yanlış yere gitmişti. Ben filmi göremediğim için iyi oldu demiştim ama o fesata çekmişti.
Belimi okşarken "az kaldı filmin bitmesine biraz takıl orda sonra çıkalım sana söyliyeceklerim var" dedi.
Boynuna sarıldım. Ama o kadar sıkı sarıldım ki sanki kollarıma ağrılar girdi.
Elleri belimden kalçama doğru kaydı. Hafifce tutup biraz kaldırıp tekrar indirdi.
Hala boynuna sarılıyordum. O an neden bilmiyorum ama bir anlığına aşırı bir sevgi doldum. Ama öyle böyle değil.
Yüzümü boynundan uzaklaştırıp. Gözlerinin içine baktım. O da bana bakıyordu. Sol yanağına derin bir öpücük kondurdum. Geri çekildim ve tekrar gözlerinin içine baktım.
Sağ yanağın aynı şekilde bir öpücük kondurdum. Bu sefer geri çekilmeden alnına bir öpücük kondurdum. Yine kafamı aşağıya doğru eğip boynuna bir öpücük kondurdum.
Daha sonra geri çekildim. Dudaklarına doğru yanaştım. Minik bir öpücük bıraktım dolgun dudaklarına.
Daha sonra geri çekildim tekrardan. Kalçalarımdan tutup ileri doğru itfirdi beni. Pantolonlarımız birbirine sürtününce aynı anda irkildik.
Kafasını geri attı. Vücudum kontrolü eline aldı. Kafasınıgeri atınca adem elması ortaya çıkmıştı. Adem elmasına ıslak bir öpücük bırakınca hırıldadığını duydum.
Boynunu öpmeye başlayınca o da beni ileri geri ittirmeye başladı. Bu sefer ben kendime hakim olamadım. Ve ufak bir inleme kaçtı ağzımdan.
Daha sonra boynuma kapandı. Hem bana sürtünüyor hemde boynumu öpüyordu ve bu durum beni çıldırtıyordu.
"Özgür" diye fısıldadım. "Hmm" dedi konuşmaya üşenerek. Birbirimizden ayrıldık.
"Sana eriyorum" dedi. Koyulaşan gözlerine baktım.
"Seni yakıyorum" dedim.
Kafasını olumlu anlamda salladı.
"Hele bir 18 ol o zaman görücez kim kimi yakıyo" dedi tehtitkâr bir şekilde."Galiba film bitti" dedim. Kafasını olumlu anlamda sallayıp kalçalarımı sıkıca tutup ayağa kalktı beni bırakmadan. Buna bir tepki vermedim.
Çünkü burayı bizim için kapattırmıştı ve içeride bizden başka kimse yoktu.
"Aç mısın?" Diye sordu. "Kurt gibi" diye cevap verince güldü.
Yiyeceklerin olduğu bölüme geçtik. Ne yemek istediğimi sordu. Hamburgeri işaret ettim.
Hemen kasanın oraya geçtik. "Tahmin etmiştim" dedi. Ve bir anda içeriden bir çocuk çıktı. "Bize iki hamburger " dedi. Beni bırakması için çırpındım ama bırakmadı.
Adamı nasıl olsa bir daha görmiyeceğim bahanesiyle rahatca tutundum boynuna.
"İçecek ?" Diye sordu çalışan. "Kola" dedim. İsteklerini sıralayıp cam kenarı bir masaya oturduk. Kucağından sonunda indirdi. Güçlü bir adamdı. Ama bende pek ağır bir insan değildim.
Hamburgerlerimiz geldi. Karnımızı doyurduk. Bir kaç mağazayı karıştırdım. Daha sonra alışveriş merkezinden çıktık.
Ve eve geçtik. Evde gördüğüm manzara uzun zaman sonra beni fazlasıyla mutlu etmişti.
Ev tamamen bir parti havasındaydı ve masada abur cuburlar doluydu. Ali, Doğuş, Azra ve Ömer masa başındaydı. Onları görünce Özgür'ü satıp aralarına atladım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
?VAVEYLA?
Storie d'amoreKelebeklerden korkan 17 yaşında bir genç kız mı ? Kulağa komik geliyor değil mi çünkü kelebekler dünya üzerindeki en zararsız canlılar. Ya bir cesedin üzerinde ki katil bir kelebeğe şahit olduysam o zaman kelebeklerden korkmamı yargılamazsınız değil...