Kelebeklerden korkan 17 yaşında bir genç kız mı ? Kulağa komik geliyor değil mi çünkü kelebekler dünya üzerindeki en zararsız canlılar. Ya bir cesedin üzerinde ki katil bir kelebeğe şahit olduysam o zaman kelebeklerden korkmamı yargılamazsınız değil...
Tuvaletten çıkıp aşağı inecektim ki yine aynı kızla karşılaştım. Beni ittirip duvara çarptı.
Ne olduğunu bile anlayamadan eliyle kolumu kavradı uzun tırnakları koluma battı. "Kimsin sen?" diye sordu.
"Sanane" dedim kısaca. Daha çok sıktı kolumu. "Özgür'den uzak durucaksın birdaha onunla konuştuğunu görürsem bu tırakların geçtiği yer suratın olur" dedi tehtit ederek.
Bileğini bükerek suratını duvara yasladım. "Benim kimle konuşup konuşmayacağıma sen karar veremezsin bu bir beni sakın tehtit etme bedelini ödersin o tırnaklarını tek tek söker sana saplarım bu da iki" dedim ve kolunu bırakıp bahçeye indim.
Babam artık gitmemiz gerektigini söylediğinde hiçbirşey söylemedim başımla onayladım. Ben arabaya geçtim ve babamı bekledim.
Özgür'ün o hareketini değerlendirdim. Neden böyle birsey söyledi ki bana "MASUM OLMA!" Masum muydum ki ben ? Hiç sanmıyorum.
Hem neden böyle düşündü benim hakkım da kafamı karıştırdı. Onu tanımıyorum. Ama soğuk ve karanlık bir adam olduğunu hissedebiliyorum.
Neyse bunları daha fazla düşünüp daha fazla kafamı karıştırmak istemiyorum. Babam da arabaya geldiğinde araba titreyerek hareketlendi.
Ve eve doğru yol aldı. Yolun üzerinde bırakmasını isteyecektim ama onunla muhattap olmak istemiyordum o gördüğüm görüntüden sonra. Ki zaten hiçbirşey hakkında konuşmamıştık HİÇBİRŞEY.
Birşey söylemedim bu yüzden de evin önüne geldiğimizde "baba kartını verir misin alışveriş yapmam gerekiyor Azra ile birlikte çıkıcaz" dedim.
Kafasıyla onayladı beni ağzını bile açıp tamam demeye üşenerek kartını bana uzattı. Odama gidip hemen üzerimi değiştirdim. Rahat şeyler giyindim ve Azra ile buluştum.
Herzaman gittiğimiz bir butik vardı yine oraya gittik ve kıyafet ayakkabı ne varsa kurcalamaya başladık. Benim beğendiğim birşey olmadığı için oturdum ve Azra'nın beğendiklerini denemesini bekledim.
Önce kabinden kırmızı sırt dekoltesi olan mini bir elbiseyle çıktı. Aslında yakışmıştı rengi sırt dekoltesi falan ama biraz boğuktu hem sırt dekoltesi hem mini biraz fazla gelmişti gözümüze.
Daha sonra siyah bir elbiseyle çıktı ama bu çok yakışmıştı. Kolları uzun dantelden mini bir elbiseydi ve bunu satın almaya karar verdi. Aldı ve çıktık.
Daha sonra biraz da sokaklarda dolaştık. Bir butik çarptı gözüme kapısında öyle göz alıcı bir elbise vardı ki tutuldum kaldım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Azra birkaç adım daha attı ve benim durduğumu hissedince attığı adımları geri sarıp o da benim yanımda dikildi.
"Hayırdır" diye sordu Azra. "Çok güzel değil mi ?" diye sordum. "Güzel de nerde giyiceksin ki bunu balo elbisesi gibi" dedi.
Yüzüm düştü aslında giyicek yer bulurdum. Sürekli davetlere gidip duruyorduk. "İyi hadi asma suratını gir dene" dedi.
Beraber kapıyı açıp içeri girdik. Bizim yaşlarımızda bir kız yanımıza yaklaştı ve gülümseyerek "hoşgeldiniz buyrun" dedi.
Hemen beklemeden "vitrindeki bordo elbiseyi denemek istiyorum" dedim. Ama kız hafif bir egoyla "o elbise tek üretim ve satılık değil malesef"dedi.
Azra kafasını sağa yatırıp hadi çıkalım duruşuna geçince ona izin vermeden " patronunu çağır" dedim.
Kız benle uğraşmak istemiyormuş gibi gözlerini devirdi ve bir adamı çağırdı yanıma. Adam yanımıza geldi ve "buyrun kızlar" dedi.
"Vitrindeki elbiseyi satın almak istiyorum fiyatı ne olursa olsun" dedim ve kararlılığımı belli ettim.
"Bu elbise tek üretim ve satılık değil eğer bir miktar belirlersek pahalı olacaktır" dedi.
"Tamam sorun değil bir fiyat belirleyin ve bana iletin lütfen" dedim ve bekledim adam gitti ve 5 dakika sonra geri döndü.
