(Medyada: Buğlem Ahlâ ve gelinliği)
Aslında herşey fazlasıyla hızlı gelişiyordu. Olan bitenlere ben bile akıl sır erdiremiyorken. Olayların içinde kaybolup gitmiştik.
Herşey hızlıca olmasını istiyordu. Beni istediğini bilmek bana iyi hissettiriyordu. Ama hersey fazla hızlı değil miydi? Ya birimiz bu hıza yetişemezsek? Ya birimiz önümüze çıkan ufacık bir taş parçacığına takılıp düşersek?
Kötü şeyler düşünmek istemiyordum. Bu yüzden aklımdaki düşüncelerimi savuşturup.
Üzerimdeki bana özel çok kısa bir zamanda yapılan gelinliğe gözlerimi diktim.
İçim kan ağlıyordu. Tüm bu hikayenin başına dönmüşüm gibi hissettim o an çünkü üzerimdeki gelinlik bembeyazdı. Eteğinin uçlarında ise birsürü kelebek.
Annem...
Benim güzel annem...
Anlayışlı beyaz kelebeğim benim.
Üzerimdeki bembeyaz gelinliğin ucundaki kelebeklere baktıkca gözlerim doldu. Gözlerim doldukca avcuma tırnaklarımı daha sert geçirdim.
O kapıyı açıp Özgür'e kendimi göstermeye hazır mıydım? Onunla evlenmeye hazır olduğum kesindi. Ama bu kadar yıkık bir haldeyken ona teslim olmak?
Bir süre daha bekledim benim durumumu tahmin ettiği için sesini çıkarmadı büyük ihtimalle.
Elimi kabinin kapısına uzattım. Tuttuğum an demirin avcumda bıraktığı soğuk hisle kapının koluna asıldım.
Ve kapı açıldı...
Kalp atışlarım hızlanmıştı...
Anında ayağa kalktı Özgür. Önce sadece olduğu yerde durdu. Beni baştan aşağıya süzdü. Gözleri gözlerime kilitlendiğinde ise tüm kaslarının gerildiği her halinden belliydi.
Gözünden bir damla yaş süzüldü. Herşeyi unutup gelinliğimin eteklerinden tutarak koştum ve boynuna sımsıkı sarıldım. O da karşılık verdi.
"Keşke annem de görseydi" dedim hıçkırıklarıma engel olamadan.
Gülümsedi elimden tuttum önümde diz çöktü.
"Bak o burada zaten senin adına çok mutlu kelebek sadece ağlamanı istemiyo yoksa kocan onunla evlenmek istemediğini düşünürmüş" dedi.
Göz yaşlarımı elimle silip "öyle düşünmesine gerek yok çünkü bu hayatta en sevdiği ve istediği 2. Şey" dememle kaşlarını çatarak bana bakması bir oldu.
Bu hali beni tekrardan gülümsetmişti. Ama kalbime oturan ağrıyla beraber elimi kalbime götürdüm ve sendeledim.
"İyi misin kelebek?" Diye sordu endişeli bir sesle.
"Başım dönüyor" dedim.
Özgür'e uzanmak için elimi uzattım. Ama ona denk getiremedim.
"Hadi hastaneye gidiyoruz" dedi ve beni bir hışımla kucakladı.
Arkamızdan bağıran görevlileri umursamadan beni arabaya bindirdi.
Ve son gaz en yakın hastaneye doğru yola çıktık.
"Başın dönüyor mu hala?" Diye sordu.
Kafamı salladım. "Ve midem bulanıyor."
Hastaneye vardığımızda. Birkaç test yapıldı ve dinlenebilmem için odaya sevk ettiler.
Özgür'de yanımda sandalyede oturuyordu.
Kafamı yavaşca çevirdim. "Birşey söyledimi doktorlar?" Diye sordum. Aslında gayet normaldi bu kadar yoğunluğun ve hızın üzerine bu duruma gelmem. Daha kötü birşey olmadığı için şükür ediyordum.
"Doktor herhangi birsey söylemedi. Testlerin sonuçladını bekliyorlarmış" dedi.
Elini sıkıca tuttum ve gözlerimi kapadım.
"Merak etme bir şeyim yoktur"
"Kelebek çok hassassın seni incitmekten korkuyorum"
"Korma eminim birseyim yoktur."
Bir süre sohbet ettikten sonra kapının kolunun aşağıya doğru indiğini gördüm.
Doktor içeriye girince ve yüzündeki ifadeyi görünce galiba ölüyorum dedim o an.
Özgür bir doktora bir bana bakıyordu.
Doktor üzerindeki önlük ile tam olarak filmlerdeki kötü haber veren foktorlara benziyordu.
"Doktor bey, karımın neyi var?" Diye sordu Özgür.
Ama gerçekten onun bu söylediğine şaşıracak halim yoktu.
"Buğlem hanım" dedi doktor Özgür'ü sallamayarak.
Bu beni daha da korkutmuştu.
"Evet" dedim titreyen sesimle.
"Anladığım kadarıyla çok fazla şey yaşıyorsunuz ve bu durumlar vücudunuzu fazlasıyla etkilemiş"
"Evet sonuç olarak" dedim merak içinde.
"9 ay boyunca stresten, sinirden, üzüntüden uzak durmalısınız sadece siz ve sevdikleriniz olmalı yoksa bu durum ikiniz içinde tehlikeli bir hal alabilir" dedi.
Sesim kesildi. Nefesim kesildi. Benimle ilgili herşey kesildi o an.
Özgür'den duyduğum tek şey ise "Ne?" Sesi oldu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
?VAVEYLA?
RomanceKelebeklerden korkan 17 yaşında bir genç kız mı ? Kulağa komik geliyor değil mi çünkü kelebekler dünya üzerindeki en zararsız canlılar. Ya bir cesedin üzerinde ki katil bir kelebeğe şahit olduysam o zaman kelebeklerden korkmamı yargılamazsınız değil...