(Medyada: Buğlem Ahlâ, Ali, Azra, Doğuş)
Ben ondan uzak durmaya çalışmıştım. Ki onun da benden uzak durmaya çalıştığını biliyordum. Ama ben onun bataklığına o da benim bataklığıma batmıştık onun deyimiyle.
Resmen öpüşmüştük. Daha doğrusu o öpüşmüş bende mal gibi beklemiştim.
İlk öpüşmemdi büyük ihtimal rezil de olmuştum. Ama beni değiştirdiğini fark ediyordum. Ve bu beni rahatsız ediyordu.
Ali için ondan uzak durmam gerektiğini biliyordum. Ama yapamıyordum.
Ali benim herşeyimdi onu kaybetmemek için herşeyi yapardım. Yani şimdiye kadar öyle sanıyordum.
Ama yapamıyorum ONDAN UZAK DURAMIYORUM.
Gece tabiki de uyku tutmadı. Sessiz sedasız tavanla bakıştım durdum. Elimi parmağının değdiği kemiğimin üstüne koydum.
Ne yapıcaktım şimdi ben ? Ne olucaktı bundan sonra ? Bunları düşünmeden edemiyordum.
Ama sanırım en doğrusu olanları arkadaşlarımdan saklamamamdı. Çünkü ne olusa olsun konu uzadıkca daha can yakıcı olucaktı.
Kararsız bir insan olarak yarın hepsini eve çağırıp olanları anlatmaya karar vermiştim. Aslında son zamanlarda kararsız biri olarak çok fazla karar veriyordum.
°•°•°•°•°°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•
Gece nasıl uyuduğumu bende bilmiyordum. Ama sabah uyandığımda başım sanırım açlıktan deli gibi ağrıyordu.
İki parça ekmek kızartıp üstüne çilek reçeli sürdüm ve buzdolabından süt çıkarıp bir bardağa boşalttım. Karnımı doyurduktan sonra bir ağrı kesici aldım ve baş ağrımın geçmesini bekledim.
Daha sonra elime pansuman yaptım. Ve tekrar elimi sarıp odama çıktım. Bizimkileri çağırıp onlarla konuşmam gerektiğini biliyordum. Ama bir yandan da vericekleri tepkiden korkuyordum.
Onlar bu hayatta bana kalan tek şeylerdi onları kaybedemezdim. Önce Azra'ya mesaj attım. Sonra Doğuş sonra Ali...
Onların gelmesini beklerken yiyecek birşeyler ayarladım. Bol abur cuburlu bir masa hazırladım.
İlk gelen Doğuş oldu. Masayı görür görmez selam bile vermeden beni itekleyip zıplayarak koltuğa oturdu. Ve cipslerden yemeye başladı.
"Naber kız bok napıyosun yapıştın kaldın bu gudubet eve" diyince kendimi gülmeden tutamadım.
Salakdı bu çocuk. "Napabilirim oturuyorum sıkılıyorum hayali arkadaşlarımla konuşuyorum" dedim.
Gözlerini kocaman açarak bana baktı. "Neeey??? Kız sen şizofren mi oldun başımıza" dedi.
Gözlerimi devirdim. O sırada kapı çaldı. Tam zamanlama Azra geldi. Koşarak kapıyı açtım.
Boynuma sarıldı. Önce karşılık vermedim. Ama baktım ki bırakmıycak ellerimi beline doladım bende.
"Çok özledim"dedi. Benden de bekledigini biliyordum. "Bende"dedim. "Bunlar ne kız böyle" dedi ve masanın başına geçti. Yemeye başladı.
Tam o sırada tekrar kapı çaldı. ALİ, Alişim gelmişti. Ama suratına bakamadım. Beni öpüp içeriye geçti. "Lan niye taksit taksit geliyosunuz buluşup gelseydiniz ya" dedim.
Gülümsediler. Cevap vermediler çünkü hepsinin ağzı doluydu yanakları şişmişti. Aslında Doğuş cevap verme girişiminde bulundu ama ağzındakiler dağılınca Azra kusma hareketi yaptı. Doğuş'da sustu otomatik olarak.
Bende geçtim masanın başına "nasılsınız?" Diye sordum.
Hepsi bön bön bana baktı. Biz böyle soruları pek sevmezdik. Çünkü kimsenin iyi olmadığını iyi olduğunu söylesede sorunlu olduğunu bilirdik.
Ali sordu bu sefer " neden toplandık kötü birşey mi var?" Diye .
"Hayır sadece size anlatmak istediğim şeyler var"dedim. Hepsi kafasını bana uzattı ve tip tip bakmaya devam ettiler.
"Pozisyon alın" dedim ve büyük koltuğa oturdum.
Ali kafasını sağ omzuma Doğuş sol omzuma Azra'da Doğuş'un omzuna yaslandı.
Pozisyondan kastım. Ne zaman onların yüzüne bakamasam bişey anlatırken bu pozisyonu alırlardı. Sonra da gelenekselleşti. Anlatmaya başlamadan önce derin bir nefes aldım. Ve başladım anlatmaya en başından hemde ilk partiden en son evime geldiğine kadar herşeyi anlattım onlara ses çıkarmadan dinlediler.
Anlatıcaklarım bittiğinde derin bir nefes aldım. Hiçbiri birşey söylemedi. Normalde bu konuşmaların sonunda sarılırdık ve birbirimize destek olurduk.
Önce Doğuş bana sarıldı. Gülümsedim. Sonra Azra sarıldı. Ama eksikliği farketmem uzun sürmedi.
ALİ'M...
Hiçbirşey söylemeden ayağa kalktı. Kapıya doğru yürüdü. Azra ve Doğuşdan kurtuldum ve arkasından kolunu yakaladım.Döndü ve suratıma baktı
"sonra"dedi ve çıktı.Hiçbirşey söyleyemedim ne dese haklıydı şuan ona söyleyebileceğim birşeyde yoktu. Arkamı döndüm. İkisi de bana bakıyordu.
Gözlerim doldu. Bir damla düştü. Azra gelip bana sarıldı Doğuş'a birşeyler söyledi ama anlamadım. Odama çıktık. Yatağa oturduk ve sarıldık.
"İsteyerek hiçbirşey yapmadım size anlatmadığım için özür dilerim ama elimde değildi resmen ne yaptıysam bilinçsiz yaptım neler oldu ben bile anlamadım"dedim kendimi açıklamak isterken.
Saçımı okşayarak "üzülme güzelim Ali seni anlayışla karşılar emin ol tabiki senin elinde değil aşık olmak hesaplanamaz bir anda düşersin o denklemin içine"dedi.
Aşık olmak ?
Aşık mıyım ben ?
O adama mı ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
?VAVEYLA?
RomanceKelebeklerden korkan 17 yaşında bir genç kız mı ? Kulağa komik geliyor değil mi çünkü kelebekler dünya üzerindeki en zararsız canlılar. Ya bir cesedin üzerinde ki katil bir kelebeğe şahit olduysam o zaman kelebeklerden korkmamı yargılamazsınız değil...