(Medyada: Özgür)
Bugün tatilimizin 6. Günü herşey çok iyi geçiyor. Neredeyse tam bir haftadır burdayız ve uzun zaman sonra ilk kez bu kadar mutlu ve huzurluyum.
Bugün Özgür'ün bize yaptığı jestle tekneyle açılmaya karar verdik. Böylece istediğim gibi bikini giyebiliceğimi söylemişti.
Beni kıskanması evet hoşuma gidiyordu. Ama bir yandan da abarttığında sinirim bozuluyordu. Ama yine de ona kıyıp tepki bile gösteremiyordum.
Doğum günüme 2 gün kalmıştı. Ve kutlayıp kutlamıyacağımızı bilmiyordum. Ben pek sevmem böyle kutlamaları ama onunla olunca işler değişiyor.
"Gençler benim yarın eve gitmem şart gençler"dedi Doğuş. Ali "aaa sevgilim gidiyorsa bende giderim"dedi.
"Neden ki?" Diye sordum dudaklarımı bükerek. "Güzelim peder aradı birinin düğünü mü nikahı mı ne varmış 'hemen gel' dedi suratıma kapadı şart yani"dedi.
Bu durumda benim de söyliyeceğim pek birşey kalmadı. Ömer "e o zaman biz de geliriz gençler" dedi. "Aynen aynen beraber geldik beraber döneriz" dedi Azra'da Ömer'i tastikleyerek.
Her ne kadar Doğuş ve Ali bu duruma gerek olmadığını söylesede Ömer kabul etmedi tabiki.
"Gençler biz siz gittikten 2 sonra İstanbul'da olucağız bu yüzden kendinizi ona göre ayarlayın"dedi Özgür.
Dönüp bir bakış atsamda sorgulamadım. Belli ki doğum günümü beraber burda kutlamak istiyordu.
Bu durumun mutluluğuyla altıma siyah bikinimi geçirip üstüme de rahat birşeyler giydim. Hep beraber tekneye doğru yürümeye başladık.
Tekneyi görmemizle Ömer hariç hepimizin aynı anda "ohaa" demesi bir oldu. Fazlasıyla büyük bir tekneydi.
Ama benim şokum çift kişilikti. Çünkü teknenin yan tarafında kocaman bir kelebek deseni ve bir kanadında BUĞLEM. Diğer kanadında AHLÂ yazıyordu.
Dönüp Özgür'e baktım. Omuz silkip. "Mutlu olmanı istedim" dedi. Gülümsedim ama birşey söyleyemedim.
Bu çok fazlaydı ve böyle şeyler yapması ona yük olduğumu hissettiriyordu. Böyle olmadığını biliyordum ama yinede engel olamıyordum hislerime.
Tekneye binip açılmaya başladık. Kıyıda ki insanlar artık yok olmaya başladığında tekne durdu. "Hadi yüzelim" dedi Ali.
Hepimiz üstümüzdekileri çıkardık. Teknenin köşesine geçtik. Korkuluklardan tutunup takla atarak denize düşen ilk Ali oldu.
Daha sonra Doğuş "sıra bende" diye bağırdı. Geriye doğru 4-5 adım geriledi. Daha sonra koştu...
Ve Azra'yı iteleyerek suya düşürdü. Azra çığlıklar içinde suya düşerken. Ömer "benim sevgilimeee" diye sinsi sinsi Doğuş'a baktı.
Teknede kovalamaya başladı bir tur teknenin etrafından koşup sonunda Doğuş koşarak balıklama bir şekilde atladı. Ömer'de arkasından atladı.
Sadece biz kalmıştık. Ellerini belime koydu. "Burası yüksek değil mi biraz?" Diye sordum biraz korkarak.
"Korktun mu minik kelebek?" Diye soruma soruyla karşılık verdi. Yalan yok yüzmeyi her ne kadar kendi çapımda biliyor da olsam yükseklik beni korkutmuştu.
Kafamı olumlu anlamda salladım. Heyecandan kalbim deli gibi çarpmaya başladı. "Bana güveniyor musun?" Diye sordu. Hiç şüphesiz "kendimden bile çok" dedim. Gülümsedi.
Dudaklarını dudaklarıma kapadı ve beni kendine doğru çekti. Suya doğru o altta ben üstte düştük. Suya ilk çarpan tabiki o oldu.
Suyun altında da öpüşmeye devam ettik. Sudan çıkmadan saniyeler önce ayırdım dudaklarımızı bizimkilerin laflarına maruz kalmak istemediğim için.
Sudan çıktığımızda saçlarımı düzelttim. Suratına bakarak en sıcak gülümsememi gönderdim ona. Daha sonra bir kaç saniyeliğine duraksadım.
Bu karşımda gördüğüm adam gerçekten Özgür KARA mıydı? İlk tanıştığım. Gözleriyle birini öldürebilecek kadar sert olan adam mıydı bu adam?
Değişmiş miydi ? Değiştiğini sanmıyordum. Ama onun bana bulaştırdığı hisleri bende ona bulaştırmıştım sanırım. Birbirimizin bataklığına fazlasıyla gömülmüş durumdaydık.
Bir an birbirimizi öpücek kadar yakın olduğumuzu fark edip omuzlarından ittirdim ve suya gömdüm.
Kafasını sudan çıkartınca suratıma baktı. "Kızım senin benle dersin ne ya öldürmek mi istiyorsun beni?" Diye sordu.
Boynuna öyle sıkı sarıldım ki "deme öyle bir daha sana birşey olursa ben ne yaparım" dedim. Yüzümü avcuna alıp "ne yaparsın?"diye sordu.
Düşünüyormuş gibi yaptım. Sonra vericek bir cevap bulamayınca "bilmem" dedim. Güldü. "Seni öpmemek için zor duruyorum" dedi. "Bende" dedim aynı şekilde karşılık vererek.
"Hele kankaların bir gitsin hele bir 18 ol" dedi. Gözlerimi kaçırdım. Böyle şeyleri bu kadar rahat konuşabilmesi sinir bozucuydu.
Denizden çıkıp teknede karnımızı doyurduk daha sonra eve geçtik.
Azra'ların hazırlanmasına yardımcı oldum. Daha sonra hep beraber koltuğa gectik ve bir film açıp izlemeye başladık. Sonrası bende yok. Sabah yatağımızda uyandığımızı biliyorum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
?VAVEYLA?
RomanceKelebeklerden korkan 17 yaşında bir genç kız mı ? Kulağa komik geliyor değil mi çünkü kelebekler dünya üzerindeki en zararsız canlılar. Ya bir cesedin üzerinde ki katil bir kelebeğe şahit olduysam o zaman kelebeklerden korkmamı yargılamazsınız değil...