VAVEYLA 《47》

484 26 1
                                    

(Medyada:Buğlem Ahlâ)

"Hoşgeldin hayatım" diye karşıladı beni Özgür. Yanındaki adam beni süzerken.

Ayrıca HAYATIM ? Kim ki bu adam?

"Hoşbuldum canım" dedim bende aynı şekilde karşılık vererek. Aynı zamanda da elimi adama uzatıp.

"Merhaba hoşgeldiniz" dedim.

"Hoşbuldum teşekkürler küçük hanım"dedi. Belliki adam saygı değer birisiydi.

"Bu Murat YAMAN" dedi adamı işaret ederek.

Yaman???? Eslem Duru Yaman??? Bu bir tesadüf müydü? Yoksa Eslem'in babası mıydı bu adam???

Özgür'e bir bakış attım içinde bir çok anlam barındıran o da anlamış olucak ki "Eslem'in babası" diye açıklama yaptı.

"Memnun oldum" dedim.

"Bende öyle küçük hanım " diye karşılık verdi. Bu adamdan pek pozitif enerji alamamıştım.

Hislerime güvenirdim. Ama bu adama karşı pek iyi şeyler hissetmiyordum.

"Buyrun oturalım"dedi Özgür beni de yanına alarak.

"Hayatına devam ettiğini ve yeni birini aldığını görmek güzel Özgür"dedi adam.

Bu bir sitem miydi ? Yoksa iyi bir dilek mi ayırt edemedim.

Azra odada büyük ihtimal beni bekliyordu aşağıya da inemiyordu. Aklım onda kalmıştı.

"Özgür sana bir haberim var " dedi adam.

"Ama bu haber pek iyi bir haber değil oğlum, biz birşey öğrendik" dedi.

"Dinliyorum" dedi Özgür ciddiyetle.

"Eslem ölmeden önce..." dedi adam ve durakladı.

Neler oluyordu. Neden şuan ondan bahssetmek zorundaydık.

"Evet Murat amca ?" Dedi Özgür merak ve heyecan karışık.

"Hamileymiş oğlum"dedi.

Elim istemsizce ağzıma gitti. Gözlerim doldu. Öylece kaldım.

"A-ama bu imkansız" dedi.

"Evde eşyalarına bakıyorduk. Bir defterin arasından düştü ultrason resmi bizde yeni öğrendik ve haberinin olmasını istedik" dedi.

Özgür öylece duruyordu. Bu bana fazla gelmişti. Pardon ama aşık olduğum adamın bir bebeği olucaktı ve nişanlısıyla beraber çocuğunu da mı kaybetmişti.

Ayağa kalktım ve hızlı adımlarla odama çıktım. Azra yatağın üzerine oturmuş beni bekliyordu. Gözyaşlarıma engel olamadım.

"N-ne ne oldu? kimmiş o adam? neden ağlıyorsun?" Gibi bir sürü soru sordu.

Hiçbirini cevaplamadım. Sadece ona sarıldım ve ağladım. Bir süre daha sonra Özgür odaya daldı. Azra hafifce irkilip uzaklaşmak istedi ama izin vermedim daha sıkı sarıldım.

"Ahlâ bir dinle güzelim hiçbirşey düşündüğün gibi değil çekip gitmeseydin öğrenicektin zaten" dedi.

Azra her ne kadar sıkı da sarılsam benden koptu. "Ben sizi yalnız bırakayım konuşun eğer istersen yarın tekrar gelirim yamuk" dedi.

Kafamı salladım. Azra gitti. O adam gitti. Yine yalnız kaldık. Yatakta popomun üstünde geriledim. Ve kafamı yastığa koyup uzandım.

"Dinliycek misin beni?" Diye sorguladı. Gözlerimi kapadım.

"İyi dinleme ben yinede anlatıcam" dedi.

"O bebek benden olamaz, biz birlikte olmadık bile. Benden olması imkansız ve kimin bebeği olduğunu da biliyorum. Hem sen neden bu kadar içerledin bu duruma geçmiş gitmiş bir olay"dedi.

Daha çok ağlamaya başladım. Hıçkıra hıçkıra.

"Güzelim neden ağlıyosun" dedi.

"B-ben özür dilerim" dedim.

"Dileme" dedi.

"Sana nasıl böyle birşey yapar" dedim zar zor.

"Ağlama artık aptal zaten aldatıldığımı biliyordum" dedi.

Mal gibi suratına bakıyordum. Bu kadar acıyı nasıl oluyordu da kaldırabiliyordu bu adam.

"P-peki kim?" Diye sordum.

"Yağız" dedi.

Yağız zaten onu sevdiğini ve önceden birlikte olduklarını söylemişti yani aslında mantıklıydı.

"Peki Murat beye söyledin mi bu durumu?" Diye sorguladım.

"Benden olamayacağını anlattım. Biraz daha dayansaydın sende anlıucaktın. Ama kim olduğunu söylemedim" dedi.

Kocaman sarıldım ona sıkı sıkı.

"Sen ne kadar aptal bir kelebeksin cidden çocuğum olucağını düşünerek ağladın şimdide aldatıldığıma mı ağlıyosun?" Diye sordu.

"Elimde değil sana zarar geldiğinde içine atıyorsun tepkisiz kalıp içine kapanıyorsun ben senin duygularını senin yerine dışa vuruyorum işte daha ne istiyorsun" dedim.

Güldü. Güldüm. Yine gün sonu güzel bitmişti. Yarın hareketli bir gün olucağı belliydi. Ali hastaneden taburcu olucaktı ve yemek işi vardı.

?VAVEYLA?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin