(Medyada:Buğlem Ahlâ)
"Senin burada ne işin var?" Diye sordum öne atılarak.
Özgür kolumdan yakalayıp geri çekti beni.
"Hiç Ahmet amcacığımla iş konuşuyorduk. Fakat muhasebe alanından imza gerekince Özgür'e işimiz düştü. Senin geleceğini planlamamıştık"dedi.
Güldüm.
"Planlamamıştınız?" Diye sorguladım.
Sinirle Ahmet amcaya döndüm. Dostuz sanıyordum Ahmet bey bunu sen istedin.
"Neye imza atması gerekiyosa gösterin sonra gidiyoruz" dedim.
"Olmaz çok işimiz var güzelim sen git o sonra gelir" dedi. Ağzını yayarak konuşmasi beni deli ediyordu.
"Ben mutfaktayım" dedim Özgür'e dönüp.
Kafasıyla onayladı beni.
Kendime bir türk kahvesi hazırladım. Sade şuan oyalanıcak birşeylere ihtiyacım vardı. O kızın sevgilimin etrafında olması beni delirtiyordu.
Kahveyi alıp salondaki masaya geçicektim ki. Ahmet amcanın yok olduğunu ve Alya'nın elinin Özgür'ün bacağında gezdiğini gördüm. Ve tabiki kan beynime sıçradı.
Hızlı adımlarla yanlatına gittim. Elini pis birşey tutuyormuş gibi tutup yana attım. Daha sonra aralarına girdim.
Güzelce yerleştim. "Alya?" Dedim.
Bana döndü kibar olduğunu sanarak "evet?" Diye sorguladı.
"Özgür'e aşık mısın?" dedim.
Bu soruma şaşırdığı gayet ortadaydı. "Evet"dedi.
Asıl bombayı bilmiyordu.
"Tüm kalbinle mi?" Diye sordum.
"Evet" dedi.
"Yalancısın yada aşkın ne olduğunu bilmiyorsun" dedim.
"Ne diyorsun sen kafam karıştı" dedi. Özgür pür dikkat beni dinliyordu.
"Bak Alyacığım. Ben Özgür'e aşığım ama aramızda ki tek fark ben ona tüm beynimle aşığım" sözümü kesmesine izin vermeden devam ettim.
"İnsanların duygularını hislerini beyin belirler kalp hicbir bok bilmez sadece yanıltır. Senin Özgür'e aşık olduğun falan yok sen sadece bu oyunu kazanmak istiyorsun. Ama hiçbir zaman kazanamazsın. Çünkü senin ne kalbin var ne beynin" dedim. Bacağımı Özgür'ün üstünden attım ve kucağına oturdum.
Öpüşmeye başladık. Daha sonra hiç beklemediği bir anda ayrıldım. "Vazgeç artık Alya bu oyunu ben kazandım. Ve seninle başka bir oyun oynamayacağız benden ve hayatımdaki insanlardan uzak dur siktir ol git hayatımızdan" dedim. Alya ayaklandı.
"Özgür burda böyle oturalım mı yoksa odamıza mı gidelim!?" Diye bağırdım arkasından.
"Bence odamıza gitmeliyiz"dedi.
Kucağından indim. "Ama?"dedi itiraz etmeye hazırlanıyordu belli ki.
"Bana bak Özgür eğer seni bir daha bu kızla görürsem NE OLURSA OLSUN seni öldürürüm" diye tehtid ettim.
Etkilenmiş gibi yaptı.
"Hmm öyle mi?" Dedi.
"Hmm hmm"dedim onaylayarak.
"Sen gelsene bakiyim böyle" dedi koltuğu işaret ederek.
Kafamı salladım. Ayağa kalktı. Kaçmaya başladım. Kovalı kendimi yatak odamıza kitledim.
"Buğlem Ahlâ kapıyı açıyor musun yoksa kırmalı mıyım?" Diye sordu.
Yatağa uzanıp "aslaaa" diye bağırdım kahkahalarla.
Birşeyler mırıldandığını duydum. Daha sonra büyük bir gürültüyle kapı yere yığıldı. Özgür içeriye daldı. Ufak bir çığlık attım.
Koşarak yatağa zıpladı ve üstüme uzandı. "Yakaladım" dedi. Güldüm. "Yakaladın"dedim.
"Ne yapsak ki acaba?"dedi.
Bu tipi kahkaha atmama neden olmuştu. "Ne yapmak istersin?"dedim. Güldü.
"İçsek mi biraz ?" Dedi. "İçelim"dedim.
"Tamam sen kıpırdama ben geliyorum"dedi.
Alt kata indiğini duyuyordum. Yine ne karıştırıyor diye düşünürken ayak seslerini duydum.
Elinde bir şampanyayla geri döndü. Kırık kapının üzerine bastı ve yatağa çıktı. Daha sonra "hazır mısın?" Diye sordu.
"Evvet" dedim istekle. Elindeki şişeyi çalkaladı. Elini mantara koyamadan mantar patladı ve şampanya dökülmeye başladı.
Kahkahakar atıyorduk. Yatak ıslandı kıyafetlerimiz ıslandı. Özgür koyulaşmış gözleriyle bana baktı.
"Yat" dedi. İkiletmeden uzandım.
Şişeyi ağzıma yaklaştırdı. "Yutma" dedi. Ağzıma çok az şampanya döktü. Daha sonra dudaklarını dudaklarıma kapadı. Dilini ağzımın içinde hissettiğimde irkildim ve kendimi ona bastırdım.
Bu durum inu da deli ediyordu. Ama elimde olmadan yapıyordum. Ona karşı koyamamak sinir bozucuydu.
●●●
Akşam saat 10'a geliyordu. Ali'yi görmek istedim.
Özgür'de arabayı ayarladı. Ali'yi ziyarete gittik.
Oturduk. Sohbet ettik. Güldük. Eğlendik.
"Benim hayatımda biri var" dedi Ali...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
?VAVEYLA?
RomanceKelebeklerden korkan 17 yaşında bir genç kız mı ? Kulağa komik geliyor değil mi çünkü kelebekler dünya üzerindeki en zararsız canlılar. Ya bir cesedin üzerinde ki katil bir kelebeğe şahit olduysam o zaman kelebeklerden korkmamı yargılamazsınız değil...