VAVEYLA《51》

509 24 0
                                    

(Medyada:Tüm çiftler)

Birçok şey yaşanmıştı çok kısa zaman içerisinde.

Nereden nereye gelmiştik. Bu bazen beni şaşırtıyor. Bazense mutlu ediyordu. Özgür'den nefret ettiğim zamanları hatırlayınca gülüyordum artık.

Ama artık herşey farklıydı. O işte çalışıyordu. Ve bende evde onun dönmesini bekliyordum. Bu durum biraz sıkmaya başlamıştı beni son zamanlarda.

Evet onu beklemek beraber kaldığımız evde beraber uyuduğumuz yatakta onu beklemek güzeldi. Ama nereye kadar ?

Artık benimde birşeyler yapmam gerekiyordu. Asla o şirkette çalışmazdım. Ama iş ayıran 'ay ben bunu temizleyemem' diyen tiplerden değildim bir çok işi yapabilirdim.

Bir kafede garsonluk da yapardım. Bir evide temizlerdim bunlardan gocunmazdım. Ama Özgür asla böyle şeyler yapmama izin vermezdi ki zaten henüz bu isteğimi ona söylememiştim bile ne tepki verirdi bilmiyordum.

Ama çalışmak istediğim bir gerçekti. Madem beraber kalıyorduk. Benimde birşeyler yapmam gerekiyordu. Ona bağlı yaşamak sinir bozucu olabiliyordu. Onsuz birşey yapamamak.

Bu söylediklerimi duysa beni kesin boğardı. Her neyse yine sıkıcı günlerin birindeydim. Salak salak televizyon izliyordum.

Daha sonra kapı çaldı. Koşarak kapıyı açmaya gittim.

"Özgürr"deyip boynuna atladım. Nedenini bilmiyordum. Ama bugün erken gelmişti.

"Neden erkenden geldin? Bir sorun mu var?" Diye sorguladım bu durumu.

"Geldiğime mutlu değilsen gidebilirim kelebek işlerim erken bitince sana geldim" dedi.

İyi olmuştu bu durum onunla konuşmam için iyi bir fırsattı.

Mutfağa geçip ufak tefek birşeyler hazırlamaya kalkınca bende hızlı adımlarla yanına gittim.

"Sabah kahvaltı yapamadım"dedi.

Evet bugün uyandığımda yanımda değildi ve yine bana haber vermeden çıkmıştı bu durumun hesabını sormak isterdim ama şuan daha farklı konularım vardı.

"Özgür?" Dedim oturduğum sandalyeden.

"Hmm" dedi. Minik bir çıkarmıştı ve bu bile beni fazlasıyla etkilemişti.

"Hani sen işe gidiyorsun ya" dedim.

"Ee?" Dedi. 'Sadede gel' edasıyla.

"Diyorum ki ben seni evde yalnız beklemek yerine bir iş mi bulsam zaman geçirmek için" deyiverdim bir anda.

"Neden?" Dedi. Bu nasıl bir soruydu şimdi.

"Seni evde tek beklerken sıkılıyorum. Hergün aynı şeyleri yapıyormuşuz gibi geliyor" dedim.

"Ne güzel işte benim istediğim de bu" dedi.

Bu sefer sorgulayan taraf ben oldum.

"Nasıl yani?"

"Seni kimsenin farketmemesini ve hergün evde beni beklemeni istiyorum Ahlâ çalışmanı istemiyorum. Hem sen şirkete gelmeyi kabul etmezsin ki" dedi.

Haklıydı. Asla o şirkette çalışmazdım. Heleki babam olacak o adamla karşılaşma fırsatım varsa. Asla.

"Özgür bu yaptığın şeye hapis deniyor bu bir, ikincisi şirkette çalışmak istediğimi söylemedim zaten" dedim. Birazcık ukala davranmış olabilirim.

"Bana bak minik kelebek kır kanadını otur evinde beni delirtme" dedi.

"Ups o da neymiş öyle ya maço musun sen?" Dedim gülerken.

"Gerekirse" dedi bana dönerken.

Bir anda ciddileştim.

"Özgür KARA çalışmak istiyorum. Ve çalışacağım. Nokta" dedim.

Suratıma baktı. "Çalışmıyacaksın. Nokta" dedi.

Uflayıp onu öylece bırakıp yatak odasına çekildim.

Kendimi yatağa atıp yastıkları yumruklamaya başladım sinirimi başka türlü atamazdım.

Bir anda kapı açıldı.

"Hayırdır kırık kanadınla uçmaya mı çalışıyorsun?" Diye sorguladı.

Haklıydı şuan deli gibi gözüküyordum.

"Özgür ben çalışmak istiyorum. Evde öylece oturup seni beklemekten sıkıldım" dedim. Açık ve net bir şekilde.

"Bende diyorum ki kızımı başkalarıyla paylaşamam çalışmıycaksın"

Aslında ona bunu kabul ettirmenin bir yolunu biliyordum.

Pis pis sırıtmaya başladım. Tek kaşını kaldırıp 'ne oldu?' Der gibi kafasını salladı.

Ellinden tuttum. Yatağa oturttum.

"Buğlem Ahlâ Kaya kendine gel kaşınma" dedi. Onun bu tavrı hoşuma gidiyordu. Bana bu duruma geldiğimizde hayır diyememesini seviyordum.

"Özgür Kara çalışmak istiyorum" dedim.

"Hayır" dedi net bir şekilde.

Kucağına oturdum. Ellerini kalçalarıma yerleştirdi hemen. İteledim ve tutmasına izin vermedim kaşları çatıldı.

"İstiyorum" diye fısıldadım. Deli olduğunu biliyordum. Ama bu eve tıkılı yaşayamazdım.

"Hayır" dedi.

Dudaklarımı büktüm. "İzin yok mu?" Diye sordum.

"Ahlâ hayır" dedi. Dudaklarımı iyice büktüm. Kollarımı göğsümde birleştirdim.

Öpmek için uzandı ama izin vermedim.

"Seni öldürücem" dedi.

Tepki vermedim.

Elinden tuttum. Ayağa kaldırdım. Elimi pantolonunun düğmesine atınce hırlar gibi bir ses çıkardı. Deli olduğunu bilmek beni de delirtiyordu.

"İzin?" Dedim.

"Sikerler iznini tamam lan ne bu işkence"dedi. Ve beni ayağa kaldırdı.

Yatağa iteleyip uzerime atladı. Şuan ciddi anlamda bir kaplan gibiydi...

?VAVEYLA?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin