(Medyada: Buğlem Ahlâ, Özgür)
Sahilin girişine geldiğimizde aslında gezdiğimiz kıyasla daha az kişi olduğu belliydi. En köşede en az insan olan yerde oturmaya karar verdik.
Şezlonglarınımızı alıp havlularımızı serdik. Özgür çoktan tişörtünü çıkarmış siyah deniz şortuyla oturmuştu bile.
Fazla yakışıklıydı ve etrafımızdaki kızların buraya bakıyor olması sinir bozucuydu.
Ama bana ait olduğunu ve beni istediğini bilmek beni rahatlatıyordu. Bu yüzden ufak tefek şeylere kıskançlık yapan biri değildim.
Daha sonra bende üstümdeki tişörtü ve şortu çıkardım. Altıma sarı düz sadan bir bikini giymiştim.
Özgür dönüp sinirle bana baktı. Kafamı 'ne var ?' Der gibi salladım.
Yanıma gelip "galiba katil olucağım gün bugün"dedi kulağıma.
"Herkes sana bakıyor" diye devam etti.
"Paranoya oldun sen galiba kimsenin bana baktığı yok. Ayrıca bakıyor bile olsalar emin ol şuan etrafımızdaki tüm kızların gözü senin üstünde ve yine emin ol ki bu durum katil olmam için yeterli ama umursamıyorum onları çünkü ben senininim sen benimsim yani biri beni rahatsız etmediği sürece celallenmene gerek yok"dedim ve konuşmam biter bitmez derin bir nefes aldım.
"Şimdi gidip denize giricem arkadaşlarımla ama önce güneş kremi sürmem gerekiyor" diyerek kremi Özgür'e uzattım.
Eline boşalttığı kremi yavaşca sırtıma yedirdi. Ayakta olduğumuz için diz çöktü. Belime de yedirdi. Şuan suratı popomla aynı yerdeydi ve bu fazlasıyla utanç vericiydi ama bu durumu umursamadım.
Elleri belimden kalçalarıma indi ve kalçalarımı okşamaya başladı. Ellerini iteledim ama sırf bana inat tekrar koydu ellerini.
Daha sonra bir anda çekti ve hiç beklemediğim bir şey yaptı. Ağzını kalçama yasladı ve ısırdı.
Canımın acısıyla beraber inleyip kendimi öne doğru çektim. "Çok güzel imzaladım seni artık kimse sana yaklaşmaz" dedi.
Resmen kıçımda diş izleri vardı. "Pisliksin" dedim acıyla yüzümü buruşturarak.
"Aaa hiçde bile haksızlık etme lütfen" dedi dalga geçerek. Bu hareketleri beni sinirlendirmişti. Onu bıraktım. Ve denize girdim.
Tamamen ıslandıktan sonra sudan çıktım biraz yüzdükten sonra kıyıya doğru yanaştım ama sudan çıkmadım.
Bana doğru gelen çocuğu farkedince Özgür'e doğru döndüm. Güneşlendiği için görmüyordu.
Çocuk yanıma gelip "merhaba" dedi.
"Merhaba ama sanırım gitsen iyi olucak"diye karşılık verdim.
"Neden bu kadar sertsin?"dedi.
"Ölmeni istemiyorum"dememle Özgür'ün yanımızda bitmesi bir oldu.
"Hangi vasıfla konuşuyosun lan sen bu kızla" dedi sesi fazlasıyla gür çıkmıştı daha önce duymadığım kadar gür.
Ensesinden tuttu ve çocukla beraber suya girdi. Çocuk çırpınırken çocuğun kafasını suya daldırdı.
Çocuk çırpınıyordu ama Özgür boş gözlerle bana bakıyordu.
"Özgür bırak bir şey yapmadı bırak ne olur öldürüceksin onu" diye çığlık attım.
Etrafına toplanıp çocuğu çıkarmaya çalışanlara rağmen Özgür'ün bedeni kaskatıydı. "Gebersin pezevenk o zaman anlar beni kızıma dokunmak ne demekmiş" son nefesimle çığlığı bastım.
"Özgüüür" bir an bana döndü korkuyla. O boşluğundan yararlanıp çocuğu elinden kurtardılar.
"Tamam sakin ol hadi evimize gidelim lütfen" dedim.
Ayağa kalktı ve sudan çıktı. Beni beklemeden önden hızlıca yürümeye başladı. Bizimkilere sorun olmadığını izah edip üstümü giyip peşinden koştum.
Eve girdiğimde salonda yoktu. Hemen odaya çıktım. Yatakta uzanıyordu. Yanına geçtim.
"Özür dilerim" dedim. "Dileme" dedi. "Özür dilerim" dedim. "Dileme" dedi.
Gözümden bir damla yaş süzüldü. "Ağlama cenneti müjdeleyen kelebek" dedi.
Bir damla yaş daha süzüldü. "Ağlama bir damla göz yaşına katil olduğum kadın" dedi.
Bir damla daha yaş süzüldü gözlerimden elimle sildim kendime gelmek için. "Ben aşka inancımı kaybetmiştim. Mutluluğa, heyecana, şaşkınlığa tüm duygularıma sırt çevirmiştim" dedi.
Sustum ve dinledim sadece. "Ama seninle karşılaştığımız gün senden uzak duramıyacağımı anladığımda heyecanlandım, o minnacık kelebekten korkup bana sığındığında şaşırdım, seninle her yakınlaşmamızda anlatamıyacağım şeyler hissettim, aşka inandığımı hissettim" dedi.
Gözlerimi kapadım. "Ama sana aşık olamam" dedi.
Gözlerimi açtım. "Öylesine kolayca nefrete dönüşen bir duyguyu sana karşı kullanamam sana aşık olamam, canını yakamam yakanı öldürürüm" dedi.
Dudaklarına yapıştım. Gözlerimden akan yaşların tuzuyla öpüşmeye başladık.
"Ben artık sensiz uyuyamam" dedim.
Yüzümü incelemeye başladı. "Ben artık sensiz yaşayamam" dedim.
"Deme öyle" dedi. Ve dudaklarını tekrar dudaklarıma kapadı.
"Ee uyuyalım mı o zaman" dedi. Zaten yorulmuştum. Bu konuştuklarımızı düşünmek için zamana da ihtiyacım vardı. Kafamı sallayıp kollarının arasında kaydım.
Sonrasını hatırlamıyorum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
?VAVEYLA?
RomanceKelebeklerden korkan 17 yaşında bir genç kız mı ? Kulağa komik geliyor değil mi çünkü kelebekler dünya üzerindeki en zararsız canlılar. Ya bir cesedin üzerinde ki katil bir kelebeğe şahit olduysam o zaman kelebeklerden korkmamı yargılamazsınız değil...