VAVEYLA《45》

497 26 0
                                    

(Medyada: Doğuş)

"Hayatımda biri var" dedi Ali.

Gülümsedim.

"Ne zamandır?"diye sorguladim. Eğer uzun zamandır hayatında biri varsa ve bize söylemediyse darılırdım.

"3 ay" dedi.

Gözlerimi devirdim. "Neden söylemedin peki?"diye sorguladım.

"Çünkü hepiniz meşguldünüz Doğuş'a söylesem dalga geçer ciddiye almazdı. Azra Ömer'le ilgileniyordu. Sizin başınıza gelenler malum" dedi.

Gözlerini kaçırması beni deli ediyordu. Biz her şeyi birbirimize anlatırdık. Her anımıza hep beraber şahit olurduk. Birbirimizden birşeyler saklamak sinir bozucuydu.

"Benim hastanede olduğumdan haberi yok duyarsa da telaşlanır ne yapıcağımı bilemedim"dedi. Çaresiz görünüyordu.

"Sen 2 gün daha hastanedesin sanırım?"diye sordum.

"Evet malesef burası çok sıkıcı" dedi.

"O zaman şöyle yapıyoruz sen hastanedeyken kıza haber veremeyiz. Sen ara hastanede değilmişsin gibi konuş bu iki gün buralarda olamayacağını sonra ki gün de bizimle bir yemekte tanıştıracağını söyle bende bizimkileri arayıp haber veririm"dedim.

Özgür'e döndüm. Gergin görünüyordu. Koluna dokunup "bir sorun mu var ?"diye sorguladım onun bu halini.

Kafasını olumsuz anlamda salladı. Ali'nin yanındaydık ve daha fazla üzerine gidip sorun çıkarmak istemedim. Ama bir problem olduğu belliydi.

"İyisin dimi Aliş?" Diye sordum.

"İyiyim güzelim iyiyim" dedi.

"Seni çok seviyorum herşeyden çok beni çok korkuttun"dedim.

Normalde böyle şeyleri nadir söylerdim. Özgür'e bile bu kadarını söylememiştim.

"Bende seni canımdan çok seviyorum. Sen de benim herşeyimsin biliyosun " dedi.

Sıkıca sarıldım boynuna. O sarılamıyordu kolları alçıda olduğu için. Yanağına kocaman ıslak bir öpücük bıraktım.

"Lan yamuk kollarım alçılı yaladın suratım sırılsıklam sil şu yanağımı" dedi.

Onun bu hali kahkaha atmama neden oldu. Elimin tersiyle suratını sildim.

Özgür koltukta oturmuş bizi izliyordu. "Enişte hayırdır durgunsun bugün?" Diye sorguladı Ali.

"Yok birşey kardeşim yorgunum sadece biraz kafam karışık" dedi.

Onun bu hali fazlasıyla sinirimi bozuyordu.

Ali'de bunu anladı. Kaş göz hareketleriyle 'gidin hadi' işareti yaptı.

"Özgür hadi kalkalım" dedim.

Özgür yavaşca ayaklandı. Odadan çıkmadan arkamı dönüp göz kırptım. Ali'de öpücük attı.

Eve varana kadar ikimiz de tek kelime etmedik.

Odamıza çıktık. Üzerimizi değiştik. Hala tek kelime etmemiştik. Genelde sessizliği bozan hep o olurdu. Ama bu sefer ben oldum.

"Ne oluyor?"diye sorguladım.

"Kaybediyorum" dedi.

Ellerimi yüzüne yasladım avcumun içine batan kirli sakalları dikkatimi dağıtıyordu.

"Neyi?" Diye sorguladım.

"İrademi..."dedi.

Sustum...
Sustu...

"Korkuyorum" dedi.

Bu beni şaşırtmıştı. Özgür Kara'ydı o hiçbirşeyden korkmazdı. Herşey onun avuçlarındaydı.

"Neyden?" Dedim.

"Zaafımı farketmelerinden" dedi.

Bu da ne demekdi şimdi.

"Bu da ne demek anlamadım?" Dedim iç sesimi dışarıya yansıtarak.

"Beni tanıyorsun. Güçlüyüm biliyorsun. Hiçbirşeyden korkmam biliyorsun. Beni hiçbirşey yıkamaz biliyorsun"dedi. Derin bir nefes çekti içine.

"Evet biliyorum" dedim.

"Artık herşey değişti Ahlâ. Artık tam olarak güçlü değilim. Ya da tam olarak korkusuz. Artık beni yıkmalarının bir yolu var " dedi.

"Ney?"dedim.

"Sensin aptal kelebek eğer seni fark eder ve bana karşı kullanırlarsa diye korkuyorum ama en kötüsü ne biliyor musun bunların hepsi senin yüzünden" dedi.

"Benim yüzümden?" Diye sorguladım

"Sen beni kullanmayı öğrendin kadın bu beni rahatsız ediyor" dedi.

Durasadım.

KADIN...

Ne olmuştu küçüğüme... Ne olmuştu minik kelebeğe...

"İyi hissetmen için ne yapabilirim?" Diye sorguladım.

Ama cevap vermedi. "Özgür?"dedim.

"Uç" dedi.

Bu onun 'kaç' deme şekliydi.

"Uçamam!"dedim.

"Neden!!!" Diye bağırdı beklemediğim bir şekilde. Olduğum yerde sıçradım.

"İki nedeni var. Birincisi senin kanatlarının kokusuna alıştım. İkincisi kelebeklerin kanatlarındaki toza dokunursan uçamazlar. Sen beni avuçladın. Sıktın. Senin ellerinde kanatlarımdaki sihirli toz. Uçamam" dedim.

Odadan çıktı. Peşinden gittim. Salona akdar koştum peşinden. "Ne oluyor Özgür ? Ne yapmaya çalışıyorsun? İstemiyor musun beni??" Diye sorguladım.

Bir hırsla arasına döndü. Hızla yanıma geldi ve dudaklarını dudaklarıma kapadı.

"Zamanında uçmalıydın kelebek şimdi sonsuza kadar KARANLIĞA hapsoldun mutlu musun?" Diye sordu.

"Hiç olmadığım kadar..."

♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡
Bu bölümden sonra 50. Bölüme kadar hepsini bir anda atacağım. 50. Bölüm kutlamasında şuana kadar ki tüm karakterlerin isimleriyle beraber fotoğraflarını ve instagram hesaplarını vereceğim eğer takip etmek isterseniz. Sizleri çok seviyorum iyiki varsınız...
♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡

?VAVEYLA?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin