Medya: Blackpink - Kill This Love
"Savaş başlayacak Kook."
"Ne?" Jungkook oturduğu sandalyeden hızlıca kalkarken iri gözleri şaşkınlıktan ve belki de endişeden daha da kocaman olmuştu. "Ne demek savaş başlayacak?" Taehyung, Yoongi gittikten hemen sonra Jungkook'u yanına çağırmıştı. Yemek salonunda oturuyorlardı. Jungkook her zamanki sandalyesinde oturmuş meyve yiyordu Taehyung ise yavaşça içkisini yudumluyordu.
"Yoongi, her şeyi bildiğimizi fark etti. Ona söyledim."
"Hyung," dedi Jungkook sinirle ellerini saçlarından geçirirken. "Bunu nasıl yaparsın? Lisa orada. Bir daha onu göremeyeceğim ben.." Sinirle ayağa kalkıp sandalyeye tekme attığında gözleri de dolmuştu. Taehyung ise içkisini yudumlamaya devam ediyordu. "Lanet olsun neden bu kadar sakinsin? Biraz bile ne durumda olduğumu düşünmüyor musun?"
"Sana Lisa'yı bir daha göremeyeceğini kim söyledi?"
***
Rose, Lisa'nın kapısını tıklattığında içeriden ses gelmemişti. Genç kız iç çekti ve kapının kolunu aşağı indirerek kapıyı açtı. En yakın arkadaşı yatağında uzanmış, ifadesizce tavanı izliyordu. Lisa, uzun zamandır böyleydi. Jungkookla görüşemiyordu ve bu durum onu mahvediyordu. Sadece bir kez daha görebilsem diye düşünüyordu. İçindeki özlem onu yakıp kavuruyordu ama kimseye kendini anlatamıyordu. Anlatsalar bile anlamayacaklarını düşünüyordu ve bu konuda haksız değildi. Abisi bile onu umursamazken, kime ne anlatabilirdi ki? Yine de Rose ve Hoseok onu sürekli ziyaret ediyor, yalnız kalmaması için özen gösteriyorlardı. Fakat, onların da elinden bir şey gelmiyordu. Rose de Hoseok da ayrı ayrı Yoongi ile konuşmuş, onu ikna etmeye çalışmışlardı. Faydasızdı. Yoongi ikisine de bağırıp, çağırmıştı. Bu durumu kesinlikle reddetmişti.
"Lisa," dedi Rose sesini oldukça neşeli tutmaya çalışarak. "Ne yapıyorsun?"
"Uzanıyorum."
Lisa ifadesizce konuştuğunda Rose, Lisa'nın yan tarafına, yatağına, oturdu. "Bak ne diyeceğim," dedi. "Biliyor musun dışarısı çok güzel ve hiç soğuk da değil. Günlerdir odandan çıkmıyorsun. Seninle bir en yakın arkadaş yürüşüne çıkalım, olur mu? Hem uzun zamandır yapmadık."
"Üzgünüm, Rose. Havamda değilim."
Rose yutkunarak omuzlarını düşürdü. "Peki başka bir şey yapmak ister misin? Kart oyunu oynayabiliriz, film izleyebiliriz ya da-"
"Hiçbir şey yapmak istemiyorum."
Lisa arkasını dönerek yatmaya devam ettiğinde Rose üzüldüğünü hissetmişti ama arkadaşını da anlıyordu. Onu yalnız bırakmanın şu an için en iyi olduğunu düşündü. İlerleyen saatlerde tekrardan uğrayabilirdi. Belki Hoseok ile gelirlerdi ve Hoseok bir neşe kaynağı olduğundan, Lisa'yı güldürmenin yolunu bulurdu bir şekilde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
pied piper ❅ bts•bp ✓
Fiksi PenggemarAteş Krallığının altında yanıyordu tüm fenerler. Gücü, asaleti tüm çıplaklığıyla yarıyordu geceyi. Bizden güçlüsü yok, diye düşünüyordu tahtında oturan genç adam. Her zaman böyle düşünürdü. Toprak Krallığının, Su Krallığının ya da Hava Krallığının b...