52 ❀ 'Earth'

2.9K 303 190
                                        

Blackpink - Don't Know What To Do

Blackpink - Don't Know What To Do

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.






Chungha konuşmasını yapar yapmaz yanındaki güç alanlarla beraber sahneden inmiş, sahne arkasındaki bir odaya geçmişti. Yanlarında Jin'i de sürükleyerek götürüyorlardı.

"Güzel konuşmaydı, Chungha." dedi Jin odaya girdiklerinde. Diğer güç alanlar hemen ellerini Jinden çekmiş ve saygıyla bakmaya başlamışlardı. "Sana verdiğim diğer görevi de yap."

"Elbette efendim."

Chungha ve diğer güç alanlar koşarak kaçmaya başladığında Jin de kendini yere atmış, acıyla mırıldanmaya başlamıştı. Odanın kapısı sertçe açıldığında, odaya önce Yoongi ve Taehyung sonra da diğerleri girmişti. Rose koşarak abisinin yanına vardı ve diz çöktü. "İyi misin?"

"İyiyim, bir şey yok.." dedi Jin. "Yalnızca ellerim.."

Rose, Yoongi'nin de yardımıyla Jin'in bağlı ellerini çözdü. Jin'in bilekleri kıpkırmızı olmuştu. "Güç alanlar başımıza bela açmaya devam ediyor." diye devam etti Jin. "Bir çözüm bulmak gerek."

***

"Ya," dedi Kihyun şaşkınlıkla. "Demek güç alanlar kraliyet törenine kadar geldi? Bu cesareti nasıl buluyorlar kendilerinde?" Irene onu anında başıyla onaylamıştı.

"Ben de bilmiyorum şaşırtıcıydı." Omuz silkti. "Gerçi benim için Jin'in Hava Krallığı'nın prensi olması da şaşırtıcıydı. Hep kolay kandırılıyorum, değil mi?" Irene güldüğünde Kihyun da hafifçe tebessüm etmişti.

"O, yalnızca bir seferlik bir şey olmuş."

"Evet, orası öyle."

"Seni zorlamış gibi olmayı istemiyorum ama elimde olmadan merak ediyorum.." dedi Kihyun ve masadaki şişeden kendine biraz daha kahve aldı. Şimdi, Kihyun'un doktorluk görevini gerçekleştirdiği özel odasında oturuyorlardı ve Irene kendi elleriyle Kihyun için kahve hazırlamıştı. "Yani senden hoşlandığımı söyledim ve düşünüyordum da sen-"

"Ben de senden hoşlanıyorum." dedi Irene hızlıca. Tek bir nefeste söyleyivermişti çünkü üzerinde çok düşünürse söyleyemeyeceğini biliyordu. "Ama benden pek bir şey bekleme. Demeye çalıştığım, Ateş Krallığı bizi hep böyle yetiştirdi."

"Duygusuz mu?" Irene kaşlarını çattığında Kihyun yalandan öksürdü. "Duygusuzdan kastım-"

"Duygusuz değiliz. Fakat duyguları anlayamıyoruz. Çünkü her birimizin hayatında güç, sevgiden çok daha önemliydi. Biz istesek de öyleydi istemesek de. Ben çocukken bana kimse sarılmadı. Kimse saçlarımı okşamadı ve hiç kimse düştüğümde elimden tutup beni kaldırmadı." İç çekti. "Sevgiyi hissediyorum." Kihyun'un elini kavramış ve kendi kalbine götürmüştü. "Tam burada. Hissediyorum. Ama nasıl belli edeceğimi bilmiyorum."

pied piper ❅ bts•bp ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin