pied piper ❅ bts•bp ✓

35 ❀ 'Earth'

Billie Eilish - Six Feet Under

Yoongi, misafirleri konuşmak amacıyla kraliyet odasına getirmişti. Yemek odasından farklı olarak kare olan masada, Yoongi'nin hemen yanına Rose yerleşmişti. Hoseok, Jennie, Jimin ve Namjoon da kalan yerlere rastgele oturduğunda Yoongi Lisa'nın nerede olduğunu sormak istemişti ama dağılan konu yüzünden unutmuştu.

Rose; gerginlikle tırnaklarını avcuna bastırıyor, beş dakikada bir adrenalinden terleyen ellerini eteğine siliyordu. Yoongi, yan bir bakışla onu süzmüş ve bir sorunu olduğunu anlamıştı ama herkesin içinde sormak istemediğinden, yatmadan önce konuştukları o beş dakikalık zamana sığdırmayı düşündü. Saat çoktan gece yarısını geçmişti ama bu hiçbirinin umrunda değil gibi gözüküyordu. Namjoon, üçüncü içkisini alırken biraz bile sarhoş gözükmüyordu. Jimin savaş hakkında konuşmak konusunda oldukça hevesliydi, Jennie'nin tek isteğiyse o mektubun Jisoo'ya ulaşmış olmasıydı. Lisa'ya güvenebilir miydi?

Hoseok ne olduğunu soran gözlerle Rose'ye baktı. Ama genç kız cevap veremeyecek kadar garip hissediyordu.

Saat bire gelirken, Yoongi'nin en güvendiği adamlarından birkaçı salona girdi ve Yoongi'nin önünde eğildi. "Majeste," dedi içlerinden biri. "İki dakikalığına bizimle gelebilir misiniz, lütfen?"

Yoongi onaylayıp ayağa kalktığında, Jimin ve Namjoon gündelik şeylerden sohbete başlamıştı. Jennie ve Rose göz göze geldiklerinde Rose titrek bir nefes aldı. Ne yapacağını bilemeyerek ayağa kalktı.

"Sen nereye Rose?"

Abisinin sesini duyduğunda olabilirmiş gibi daha da ürkmüştü. Kendini gülümsemeye zorladı. "Lavaboya gidip geleceğim."

"Pekala." Namjoon, yeniden Jiminle sohbete daldığında Rose hızlı adımlara salondan çıktı. Lisa'nın gitmesini istemişti. Onun mutlu olmasını, aşık olduğu adamla birlikte olmasını istemişti. Öyle ki, en az Lisa kadar heyecanlanmış ve mutlu olmuştu. Ama şimdi, Yoongi'ye vermesi gereken bir hesap vardı. Bunu düşünmek korkunçtu.

Yoongi'nin yanına ulaştığında, genç kralın sadece boş, bomboş, bakışlarla duvara baktığını gördü. Askerleri bir cevap bekliyor, önünde dikiliyorlardı ama Yoongi onlar yokmuş gibi davranıyordu.

"Yoongi." Rose, sesini bulup konuşmayı başardığında Yoongi yine tepki vermemişti ama askerlerin bakışları genç kıza dönmüştü. "Siz gidin," dedi askerlere. "Ben hallederim."

"Elbette, majeste." Askerler eğilip hızlı adımlara uzaklaştıklarında Rose eşine doğru birkaç adım attı. Titreyen elini onun omzuna koydu. Yoongi, Rose'nin elini anında omzundan çekip bileğinden tutmuş ve odalarına doğru çekiştirmeye başlamıştı. Yoongi, kızı neredeyse sürüklüyordu ve bileğini o kadar sıkı tutuyordu ki Rose'nin gözleri şimdiden dolmuştu. Yine de ağzını açıp tek kelime edemiyordu.