39 ❀ 'Earth'

3.3K 338 221
                                    

Amber Run - I Found

Amber Run - I Found

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




Genç bir kız aksak adımlara salona girdi. Siyah bir pelerin kahverengi saçlarını örtüyordu. Gözlerinin de gözükmesini engelleyen kapşon, askerlerden biri tarafından arkaya çekildiğinde pelerin yerle buluştu. Genç kız bir şey söylemeden iki tarafındaki askerlerle birlikte ilerlemiş, Yoongi'ye yeterince yaklaştığındaysa askerlerin omzundan bastırmasıyla iki dizinin üzerine çökmüştü. Elleri kelepçeliydi ve kelepçe o kadar sıkıydı ki, sadece bir saat olmasına rağmen bilekleri çoktan morarmıştı.

"Adın ne?" dedi Yoongi sert bir sesle.

"Kim Chungha." Kız titrek ve kısık bir sesle konuştu. Yorgun ve korkmuş görünüyordu.

"Bu şehirde ne işin var?"

"Sadece biraz yiyecek ve ilaç almak için geldim. Kraliyet şehrinin biraz ilerisindeki bir köyde annemle yaşıyorum."

Namjoon kaşlarını çatarak kahvesinden bir yudum daha aldı ve Yoongi'ye baktı. Yoongi yüzünde tek bir mimik dahi oynatmadan konuşmaya devam etmişti. "Sen bir güç alansın." dedi. "Bu zamana dek nasıl saklandın? Köylülerden birinin yeteneğini almışsın."

"İsteyerek yapmadım." dedi Chungha panikle. "Yemin ederim bilerek yapmadım. Bana saçma sapan sözler sarfetti ve bana yaklaşmaya çalıştı. Onu göğsünden ittim ve istemsizce oldu. Lütfen, majeste, bana acıyın." Topraktan ötürü kirlenmiş ellerini yere koydu ve Yoongi'nin önünde iyice eğildi.

"Onu zindana götürün. Şafakla beraber idam edilecek."

Chungha kafasını hızla yerden kaldırıp dolu gözleriyle Yoongi'ye baktı. Jimin yutkunmuş ve kafasını çevirmiş, Namjoon ise umursamazca kahve bardağını masaya koymak için ilerlemişti. "Hayır, majeste." Askerler kollarından tutup sürüklerken askerlerin elinden kurtulmaya çalıştı. "Doğru söylüyorum. Beni bağışlayın. Ben masumum. Yalvarırım kralım bana merhamet edin."

Genç kız zorla dışarı çıkarıldığında Yoongi geriye yaslanmış ve gözlerini kapatmıştı. Babası bir kralın daima bu gibi durumlarda acımasız olması gerektiğini söylerdi. Çünkü ileride tehlike yaratabilecek bir insanın canını bağışlamak, gelecekte birçok insanın ölümü demek olabilirdi.

***

"En yakın arkadaşım Yoongi'yi de düğünümüze çağırmalı mıyım?"

Jisoo, kafasını davetli listesinden kaldırarak şaşkınca Taehyung'a baktı. "Ne? Ne düğünü?"

"Ah, düğün mü dedim ben?" Taehyung sahte bir şaşkınlıkla muzipçe konuştu. "Pardon, taç giyme töreni diyecektim. Kusura bakma, bu tür törenleri birbirinden pek iyi ayırt edemiyorum."

Jisoo gülerek koltuğun üzerindeki yastığı alıp Taehyung'a fırlattı. Taehyung, normalde espri yapan hele de böyle tatlı şeyler söyleyen biri asla değildi. Ama Jisoo'nun kötü hissettiğini biliyor, onu güldürmeye çalışıyordu. Genç kız gülümsedi. Hala fazlasıyla kırgındı. Zamanla geçeceğini umuyordu, zamanla Taehyung'a tam olarak güvenebilecekti. Bunu yeniden yapacaktı. Aslında, başka çaresi de yoktu çünkü dünya üzerinde ona en yakın kişi Taehyungtu.

pied piper ❅ bts•bp ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin