31 ❀ 'Earth'

3.5K 346 125
                                    

Medya; Itzy - Want It

Medya; Itzy - Want It

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.





Toprak Krallığında sıradan bir gündü. Güneş gökyüzünde parlıyor, bulutlarsa ortalıkta gözükmüyordu. Hoseok ve Rose, Rose buraya geldiğinden beri, yani yaklaşık bir aydır, her gün yaptıkları gibi sarayın en üst katındaki terasta oturup etrafı izliyorlar ve sohbet ediyorlardı. Genç kız çayından bir yudum aldı ve hafifçe gülümsedi. "Lisa'yı ziyaret ediyorsun değil mi?"

Hoseok kız kardeşinin durumunun onu ne kadar üzgün hissettirdiğini belli edercesine iç çekti. "Evet hem de her akşam. Sanırım sen de sabahları onun yanındasın. Yoongi ile tekrar konuşmayı denedim ama izin vermiyor. Jungkook ile çok yakınlardı neden izin vermediğini anlamıyorum."

"Eminim kafasında başka düşünceler vardır." Bu seferde Hoseok çayından bir yudum almıştı. Rose bileğindeki ince saate baktı. Daha on dakikası vardı. Biraz daha oturabilir ve güzel manzaranın tadını çıkarabilirdi.

"Yoongi'nin kral olmasına çok az kaldı."

"Öyle oldu değil mi?" Yeni boyattığı kızılımsı saçlarını geriye attı. "Ben kraliçe olmaya hazır değilim. Canım hala bahçede oyun oynamak istiyor."

Hoseok gerçek bir kahkaha atarken Rose ayağa kalkmış ve sandalyenin arka tarafına koyduğu hırkasını almıştı. Ardından gittiğini belli edercesine Hoseok'un omzuna dokundu ve hızlı adımlarla uzaklaştı.

***

"Geç kaldın." Yoongi soğuk bir ses tonuyla konuştuğunda Rose umursamamayı seçmişti. Yoongi'nin bu hallerine çoktan alışmıştı ve hiçbir zaman hayallerindeki aşkı bulamayacağını zor da olsa kabullenmişti. Yoongi her şeyiyle mükemmel gözüken birisiydi ama bir o kadar da karanlıktı. Genç kıza göre bu kadar büyük bir karanlıkta yolu gösterecek bir ışık bulmak zordu.

Üzerinde toprak krallığının arması olan kahveye kaçık pelerini geçirdi. Yoongi de aynısını yaptığında odadan çıkmışlardı. Ayak sesleri boş koridorda yankılanırken, Rose bir şeyler söylemesi gerektiğini düşündü. "Ben de gelmek zorunda mıyım?"

"Elbette. Sen benim eşimsin." Yoongi genç kıza yandan bir bakış attı. Ses tonu hala soğuktu ama sanki bu sefer Rose'ye bir şeyler hatırlatmaya çalışıyormuş gibiydi. Saraydan çıkıp, kendileri için hazırlanmış lüks ve rahat arabaya bindiler.

Ateş Krallığına gidiyorlardı.

***

"Gelmenize gerçekten sevindim," dedi Taehyung gülümserken. "Ben de bir süredir eşin Rose'yi Jisoo ile tanıştırmayı istiyordum. Gerçi muhtemelen birbirlerini tanıyorlardır."

Yoongi, Jisoo, Rose ve Taehyung Ateş Krallığının yemek odasında yemek yiyorlardı. Taehyung, artık Yoongi'nin gerçek yüzünü biliyordu ve bu garip bir şekilde hoşuna gitmişti. Taehyung'un arkasından iş çeviren onlarca kişi olmuştu bu zamana dek. Hepsinin farklı amaçları vardı. Tahtı ele geçirmek, daha yüksek bir mertebede görev almak ya da zengin olmak.. Yine de Taehyung Yoongi'nin gerçekten ne istediğini anlayamıyordu. Pekala, Ateş Krallığı en güçlü devletti ama Ateş Krallığından hemen sonrasında da Toprak Krallığı geliyordu. Bu iki devlet Taehyung ve Yoongiden önce müttefik olmasalar da en azından düşman değillerdi ve daha önce aralarında bir sıkıntı olmamıştı.

pied piper ❅ bts•bp ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin