Little Mix - Little Me
"Jisoo.." Taehyung şaşkınlıkla mırıldandığında genç kız hızlı bir şekilde yataktan kalkmış, göz yaşlarını silerek kapıya doğru ilerlemişti. Taehyung, bir şokun etkisinde olsa dahi yataktan kalkmış, Jisoo'nun arkasından giderek onu durdurmayı başarmıştı. "Jisoo ben.."
"Bir şey söyleme," diyerek iç çekti Jisoo. "Sadece yalnız kalmam gerek."
"Olmaz." Taehyung sert bir ifadeyle reddederken Jisoo ve kapının arasına girmiş, kapıyı acele bir halde kilitleyip anahtarı cebine atmıştı. "Burda konuşmalıyız her şeyi, bu gece."
"Konuşmak mı istiyorsun?" Jisoo, ellerini saçlarının arasından geçirdi ve birkaç adım geriye gitti. Sesini istemsizce yükseltmişti. "Konuşalım. Hadi anlatsana, Taehyung, aptal bir rüya yüzünden beni fark etmeden nasıl kurtardığını anlat."
"Jisoo, bak gerçekten-"
"Seni anlıyorum tamam mı?" Göz yaşları hala daha yanaklarından süzülüyordu ama genç kız bunu umursamadı. O kadar dolmuştu, o kadar sinirlenmiş ve hayal kırıklığına uğramıştı ki. "Bir rüya gördün. Aynı rüyayı defalarca gördün. Merak ettin, geldin ve beni oradan çıkardın. Bunu ne amaçla yapmış olursan ol sana minnettarım ama benim gerçekten nasıl biri olduğumu gördüğünde, neden bana anlatmadın? Niye söylemedin Taehyung? Hala benden sakladığın bir şeyler var. Bunu biliyorum."
Titreyen parmaklarına bakmış ve sanki yerinde duramıyormuş gibi birkaç adım daha geriye gitmişti. Taehyung da buna tezat olarak Jisoo'ya yaklaştı. Jisoo'yu ilk defa böyle görüyordu ve aslında hayatı boyunca onu hiç böyle göreceğini de düşünmemişti. Jisoo, bitmek bilmeyen bir neşe ve masumlukla bezenmiş gibiydi. Şimdi ağlayıp, bağırıp çağıran bu kız yabancı biri gibiydi.
"Senin ateşin neden beni yakıp geçmiyor Taehyung?"
Taehyung, titrek bir nefes verirken her şeyi bir kenara bırakıp olduğu yere çökmek istemişti.
"Neden ellerimi tuttuğunda kalbim cayır cayır yanıyor ama bedenime bir şey olmuyor?"
"Jisoo, anlatacağım. Lütfen, otur. Sakinleşme-"
"Sakinleşmeye ihtiyacım yok." Genç kız gözlerindeki kararlılık ve yine Taehyung'un ilk defa karşılaştığı sertlik ile bakmıştı. "Hem ateşe hem de suya karşı bir yeteneğim var, değil mi? Bunun nedenini biliyorsun. Bana anlatmıyorsun." Histerik bir şekilde güldü. "Benimle ilgili her şeyi biliyorsun. Burada aylardır kalıyor olmamıza rağmen benim seninle ilgili bildiğim tek şey ismin."
Jisoo, kafayı yiyecek gibi hissediyordu ve ani duygu değişimleri yaşıyordu. Gözleri yeniden dolduğunda ağlamamak için yumruğunu sıktı. "Bana neden anlatmadın?" Sorduğu soruya kendisi de inanamıyormuş gibiydi. Böyle bir duruma ihtimal veremiyormuş ve Taehyung'un sakladığı bir şeyler olma ihtimali, Taehyung'un yaptığı her şeyin sahte olma ihtimali genç kızı mahvediyormuş gibiydi. "Başta benim seni öldürebilecek biri olup olmadığımı merak ettin. Sonra olmadığımı anladın. Ama bu sefer de nasıl hem ateş ve hem su yeteneğine sahip olduğumu merak ettin. Görünüşe göre onu da anladın. Şimdi neyi merak ediyorsun Taehyung, neyi merak ediyorsun da beni burda tutmaya devam ediyorsun? İlgini ne çekiyor ki, bana hala sahte bir yakınlıkla yaklaşıyorsun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
pied piper ❅ bts•bp ✓
FanficAteş Krallığının altında yanıyordu tüm fenerler. Gücü, asaleti tüm çıplaklığıyla yarıyordu geceyi. Bizden güçlüsü yok, diye düşünüyordu tahtında oturan genç adam. Her zaman böyle düşünürdü. Toprak Krallığının, Su Krallığının ya da Hava Krallığının b...