40 ❀ 'Fire'

3.4K 308 224
                                        

Yungblud & Halsey - 11 Minutes

Dört krallığın tarih kitaplarında şöyle yazar: Bir zamanlar dünya karmakarışıktı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Dört krallığın tarih kitaplarında şöyle yazar: Bir zamanlar dünya karmakarışıktı. Dünya, dört krallığa ayrılmamıştı. Tam üç asır önceydi. Kimsenin yeteneği yoktu. Kimse kimseden üstün değildi. Eşitliğin ve uyumun hüküm sürdüğü dünyada, bir adam güçlü olmak istedi. Diğerlerinden bir farkı olsun istedi. Bu yüzden deneyler yaptı. Belki de bin deneyin sonunda bir şeye ulaştı: bir iksire. Yıllarını harcadığı bu deneyden oluşmuş sıvıyı midesine indirirken bir an bile tereddüt etmedi ve ortaya bir güç çıktı. Bu adam, ateş bükebiliyor dahası o ateşi oluşturabiliyordu.

Fakat, düşündüğünün aksine güç kendisiyle sınırlı kalmadı. Yayıldı. Oksijen yoluyla sadece iki gün içinde tüm dünyaya yayıldı. İnsanlarda farklı etkiler gösteriyordu. Bu etkiler, DNAlarına, dış görünüşlerine ve ruh hallerine göre değişimler gösterdiği gibi, aynı ailelerde çoğunlukla aynı durumlar gözleniyordu. İnsanlar beşe ayrıldı. Toprak, ateş, su, hava ve bunların hiçbirine sahip olmayanlar. Eşit dünya yok oldu ve yerini güçlünün güçsüzü ezdiği, kapitalist, sosyal sınıflara ayrılmış  monarşizm üzerine kurulmuş bir dünya aldı. Dört krallık oluştu. Kraliyet ailesi tıpkı o iksiri icat eden adam gibi, hem elementi bükebiliyor hem de oluşturabiliyordu. Yeteneksiz olarak adlandırılan insanlar ise dünyanın dört bir yanına dağıldılar. Asla, yetenekliler kadar önemli görevlere getirilemediler ve hayatlarını bir sefalet içinde sürdürmek mecburiyetinde kaldılar.

"Biz eşitlik istiyoruz," dedi Chungha. Önündeki on kadar çocuğa bakarken. Hiçbirinin yeteneği yoktu. Yeteneksiz olarak adlandırılan sınıfta hayatlarını harcayacak, günde yirmi dört saat bile çalışsalar aldıkları para geçimlerini sağlamaya yetmeyecekti. "Dünyanın eski düzenini istiyoruz. Krallıklar olmadan. Kraliyet aileleri olmadan. İnsanların mutluluk ve huzur içinde, birbirlerini severek yaşadıkları dünya." Odanın diğer ucuna yürüdü. "Güç Alanlar kötü görünebilir. Ama değiller. Tek istediğimiz, belki de kötü sayılabilecek, kraliyet ailelerini - Toprak, Ateş, Su ya da Hava fark etmez - önce güçlerini alıp sonra da kılıçtan geçirmek. Böylece dünyada adalet sağlanabilir."

Peki, bir katliam sonucu oluşan dünya ne kadar adil olabilirdi?

***

Jungkook, gelmek istediği odanın önünde durduğunda elini yumruk yapıp kapıyı tıklattı. Ama içeriden ses gelmemişti. Genç kızın müsait olmayacağını düşünerek bir kez daha vurdu kapıya. Yine ses gelmemesi onu korkutmuştu. "Lisa, orada mısın?" Derin bir nefes aldı ve kapıyı açtı. Lisa'yı bir köşeye çökmüş ağlıyorken görmek, görmeyi istediği son şey bile değildi.

"Lisa.." Titrek bir sesle konuşup kapıyı kapatmış ve hızla Lisa'nın yanına gitmişti. Tıpkı genç kız gibi yere oturdu ve hüzünle ona baktı. Lisa gözyaşlarını elinin tersiyle silmiş, küçük bir kız gibi ağladığını düşünmesinden korkarak Jungkook'un gözlerinin içine bakamamıştı. Jungkook, ellerini genç kızın elleriyle birleştirdi ve oldukça yumuşak bir sesle konuştu. "Neyin var canım? Neden ağlıyorsun?"

pied piper ❅ bts•bp ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin