NF - The Search
Dikdörtgen masada Yoongi ve Taehyung baş köşeye yerleşmişlerdi. Sağ tarafta Jimin, sol taraftada Jisoo, Lisa ve Jungkook oturuyordu. Lisa meraklı bakışlarını abisinin üzerine dikerken, Jungkook derin bir nefes alarak şakaklarını ovuşturdu.
"Barış anlaşmasını imzalayalım." Taehyung'un sözleri derin sessizliği bir kılıç gibi ikiye ayırdığında Yoongi hafifçe güldü.
"O kadar basit mi sanıyorsun? Amcanını öldürdüm ve bitti, öyle mi? Ailemin ölümden sorumlu olan kim bilir kaç kişi var bu sarayda." Dişlerini birbirine bastırdı. "Üstelik kardeşimi de aldınız."
Taehyung gerçek bir kahkaha attı. "Kardeşini mi aldık? Neden onu kaçırmışız gibi davranıyorsun? Lisa buraya kendi isteği ile geldi. Çünkü Jungkook'u seviyor. Jungkook de Lisa'yı seviyor. Bunda anlaması zor olan nedir?" Geriye yaslandı ve diliyle dudaklarını ıslattı. "Tabii senin bu tür şeyleri anlamanı beklemek saçma olur, değil mi?"
"Bunu sen mi söylüyorsun, Kim Taehyung?"
"Yeter." Jisoo sıkıntıyla konuştuğunda hepsinin gözleri anında genç kıza çevrilmişti. "Bu masaya bir şeyleri çözmek için oturduğumuzu sanıyordum ama siz beş yaşındaki çocuklar gibi birbirinize laf sokuyorsunuz."
"Lisa buraya kendi isteğiyle geldiyse bile benim iznimi almanız gerekirdi. Ben onayladım mı? Hayır. Jungkook ile Lisa'nın görüşmesini istemediğimi söylemiştim."
"Konu gerçekten bu mu Yoongi?" Jimin de Taehyung da Jisoo'yu ilk kez bu kadar sinirli görüyorlardı. "Onlarca masum insan öldü. Bu sizin ailevi meseleniz bir şekilde çözülür ama artık masum insanların ölmesine göz yummayacağız."
"Siz?" Jimin kaşlarını çatarak sordu.
"Evet, biz: Ateş Krallığı."
Taehyung kazanmış bir ifadeyle gülümsediğinde Jisoo da Jimin'e sert bir bakış atmıştı.
"Ateş Krallığı masum insanları öldürmesiyle mehşur bir krallıkken, bunu söylemen ne kadar doğru oldu Jisoo?"
"Dediklerin doğru olabilir, Yoongi." dedi Jisoo. "Fakat söylediklerin Taehyung tahta oturmadan önceydi. Neden ebeveynlerimizin suçlarını birbirimizin üzerine atmaya çalışıyoruz?"
Yoongi derin bir nefes alıp kafasını iki yana salladığında genç kız devam etti. "Lisa ve Jungkook'a gelince. Sen Lisa'ya Jungkook'u görmesini yasakladın." Lisa gerginlikle Jungkook'un elini tuttuğunda Jungkook genç kızın elini okşamıştı. Lisa'nın söylemek istediği çok fazla şey vardı ama belki de hala korkuyordu. "Bu onun için tutsaklık gibi bir şey. Duygusal bir tutsaklıktan söz ediyorum. Lisa'yı anlıyorum, evet bu odada Lisa'yı en iyi ben anlarım." Jimin suçluluk duygusuyla gözlerini kapattı. Anlaşılan Jisoo onu tam anlamıyla affedememişti. "Bunu Jungkook ve Lisa ile konuşursun ama bunu barış anlaşması imzalamamak için bahane olarak kullanamazsın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
pied piper ❅ bts•bp ✓
FanficAteş Krallığının altında yanıyordu tüm fenerler. Gücü, asaleti tüm çıplaklığıyla yarıyordu geceyi. Bizden güçlüsü yok, diye düşünüyordu tahtında oturan genç adam. Her zaman böyle düşünürdü. Toprak Krallığının, Su Krallığının ya da Hava Krallığının b...