(...)
Yeni bir gün, yeni umutlar... Boşa çıkmamasını umduğum umutlar demem daha uygun olur sanki...
Saçımı taradıktan sonra kafamı öne eğip atkuyruğu yapmak için elimle düzeltmeye başlamıştım. Bileğimdeki lastiği tuttuğum saçlara geçirip dört kez doladıktan sonra başımı kaldırdım. Gerçi dördüncüyü dolamak çok zor oluyordu; ama o kadar sıkı olmazsa da hiç bir işe yaramıyordu...
Üstümdeki formayı düzeltip saçımı da son kez kontrol ettim ve umutla gülümsedim. "Hadi bugün kendi kendimize bir şeyler başaralım HyeRim." Dedim yansımama doğru.
Banyodan çıkıp odama ilerlerken abimle karşılaşmıştım. "Erkencisin?" Dedim hafifçe gülerek. "Birlikte gidelim." Dediğinde elimi havada salladım. "Gerek yok. Kendi başımın çaresine bakarım. Hatta bugün ana caddeden gidip oradaki duraktan binerim. Kalabalık olur."
"Sen yine de dikkatli ol."
"Olacağım."
(...)
Hava güneşliydi. Bende benim için nadir durumlardan biri olan, güneşli havada güne enerjik uyanma, olayını yaşamıştım. Neşeliydim. Enerji doluydum.
Seke seke giderken kalabalık bir sokakta olmanın rahatlığı vardı üstümde. Beni rahatsız edemezlerdi burada. Biri gelse, kolumu tutsa bende çığlık atardım, kalabalık bize bakardı. O da bir şey yapamaz, karakolda biterdik. Ah, mükemmel!
Durağa yaklaşırken adımlarımı yavaşlatmıştım, çünkü karşıya geçmem gerekiyordu. Yaya geçidine geldiğim zaman arabaların durmasını beklemiştim. Benim gibi bir sürü insan da arabalardan birinin bize yol vermesini bekliyordu.
Çok şükür bir araba durduğunda yoğun kalabalık yaya geçidinin diğer tarafına hızlı bir geçiş yapmıştık. Şans eseri, beklememe gerek kalmadan bineceğim otobüs gelmişti bile. Elimdeki kartı çıkarıp bastıktan sonra hemen boş bir koltuk kaptım. Sırtımdaki çantayı bacaklarımın üstüne koydum. Rahat ve sakin bir yolculuk beni bekliyordu.
Ya da ben öyle sanmıştım.
Hemen sonraki durakta JungKook ve yanında bir kız daha gülüşerek otobüse binmişlerdi. İkisinin de üstünde aynı forma vardı. Kimdi bu kız? JungKook benden hemen sonra yeni bir sevgili mi yapmıştı, yoksa bu kız sadece arkadaşı mıydı?
JungKook ile gözgöze gelene dek her şey çok daha iyiydi aslında. Beni görene kadar gülümseyen çocuk beni görünce aniden dudaklarını birbirine bastırmıştı. Beni burada görmekten pek memnun değildi sanki...
JungKook'a bakmaktan kaçınıyordum. Onu görene kadar çok mutluydum aslında...
HyeRim, mutluluğunun bozulmasına izin verme... Sonuçta siz artık ayrısınız-pek çok şeyi hala çözmek gerekse bile- ve onun yanında başka kızların olması çok doğal. Unutma ki onun da sosyal bir yaşantısı var...
Başımı tekrar camın dışına çevirdim ve kafamı dağıtmak için dışarıyı izlemeye başladım. Ah, ama gerçekten ona bakmak istiyorum. Dün akşam onu orada öylece bırakıp gittim...
Bakışlarımı o ve kızın üstüne çevirdiğimde JungKook'un bana bakmadığını fark etmek beni üzmüştü. Üzülmüştüm çünkü benimle ilgilenmiyormuş gibi gözüküyordu... Gerçekten de ilgilenmiyordur belki.
İneceğim yere daha bir kaç durak daha vardı. Dayanabileceğimi düşünüyordum. Sonuç olarak sadece eski sevgilimle-aramızda hala bir şeyler olan esli sevgilimle- aynı otobüsteydim ve onun yanında başka bir kız vardı. Abartılacak bir durum yok bence...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
saver || jeon jungkook
Fiksi PenggemarKorumak isterken yalanlara boğan da sendin, Jeon JungKook. ©hhyesria