"Al benden de o kadar," dedi Yuta.
"Kanınız bozuk sizin," diye homurdandım. "Aklınız bir tek o işlere çalışıyor."
"Biz zevkimize düşkünüzdür." Chanyeol'e bir tane daha indirecektim ama açıkçası cesaret edemedim. Ne de olsa beni kurbanı olarak görüyordu, bu yüzden arkadaş olmadığımızı kendime hatırlattım.
Voleybol sahasına geldiğimizde havanın sıcak olduğunu fark ettim. Güneş hâlâ etkisini gösteriyordu ve ben de siyahlar içindeydim, elimi gözlerime siper edip güneşe bakmaya çalıştım.
"Ben bu hâlde oynayamam ki," diye homurdandım. "Hava çok sıcak."
Yori'nin üstünde voleybol takımındakilerin giydiğini tahmin ettiğim kırmızı bir şort, üstünde de kırmızı bir tişört vardı. Aslında takımdaki herkes buradaydı. Yori antrenmanın iptal olduğunu söyleyip bana döndü.
"Kinya'nın bedeni tam sana uygun." Yori, Kinya'ya döndü. Bu çocuk sınıfta tanıdığım sayılı kişilerden biriydi. Yanında oturan Akira'yla sürekli tartışıyorlardı ve ilkokul çocukları gibi sıraları çiziyorlar, kullanacakları alanı bölüşüyorlardı. "Kinya, üstündekini Baekhyun'a verirsin."
Kinya başını sallayıp bana doğru yürümeye başladı, sürekli sorun çıkaran birine benziyordu, açıkçası biraz çekinmiştim. Ama beraber soyunma odasına giderken hoşsohbet olduğunu fark ettim. Anında muhabbete dalıp bir şeyler anlatmaya başlamıştı.
"O uzun boylu çocuk akraban mı?" diye sordu soyunma odasına gittiğimizde. Sonunda dikkatimi çeken bir şey söylediği için mutluydum fakat Chanyeol'ü merak etmesi beni rahatsız etmişti.
"Chanyeol mü?" Başımı iki yana salladım. "Hayır." Ne de olsa sadece Suho ve ben kimlikte akrabaydık, en azından Chanyeol öyle söylemişti.
"Çok yakışıklı," dedi kıkırdayarak. Gözlerimi devirmemek için zor tuttum kendimi. "Aslında büyük de gösteriyor."
"Öyle," diye cevapladım.
Kinya üstündekileri çıkarıp bana verdi, ben de hızlıca şortu ve tişörtü üzerime geçirdim. Üzerime gerçekten de tam olmuştu. Aynanın karşısına geçip bakarken vücudumun şekilli olmasına şükrettim. Düz saçlarımı da seviyordum.
Eşyalarımı soyunma odasında bırakıp voleybol sahasına döndüm. Beni ilk gören Chanyeol olmuştu, gözleri üzerimde takılı kaldı ve o sırada başka birinin ıslık çaldığını duydum. O da Yuta'ydı.
"Bu çocuk hepinizi geçer," dedi Yori'ye. "Yok artık, yavaş gel."
O yavaş gel deyince ben de gülerek adımlarımı yavaşlattım. Bu esprili hareketim karşısında Chanyeol ilk defa güldü ve Yuta da kalbinden vurulmuş gibi yaptı. Normal adımlarıma dönerken Yori'nin yüz ifadesinin değiştiğini gördüm ancak bunun sebebi kıskançlık değildi, ilk geldiğimde beni gerçekten beğendiğini gösteren bir bakış atmıştı ama Yuta'nın bana olan ilgisi moralini bozmuş gibiydi. Bir an kendimi suçlu hissettim.
"Bize bir gecelik yaşatmaya hazır olun," dedi Chanyeol ben sahaya geldiğimde çapkın çapkın gülümseyerek. "Bu maç bizim.
"Çok konuşma da yazı tura at," dedim. Chanyeol de cebinden bir bozuk para çıkardı.
"Hanımlar?" diye sordu centilmenlik yerine hödüklük yaparak. Bana kız muamelesi yapmayı ne zaman bırakacağını bilmiyordum. Ben tura derken Yori de yazı dedi. Chanyeol havalı bir şekilde parayı havaya fırlattı ve para döne döne Chanyeol'ün avuçlarına düştü. Chanyeol yazı olduğunu söyleyince somurttum. Topun bizde olması daha iyi olabilirdi ama saha seçmek de bir ayrıcalıktı tabii. Güneşi sırtımıza aldığımız kısmı seçtim.